Mahkeme kararı ile “hırsızlık suçundan hüküm giymiş” olan Aksu Belediye Meclisinin AKP’li üyesi Turan ALMA ile ilgili seçimden önce 27.03.2019 günü yazdığım “Ak Parti listelerinde hırsız var mı…” başlıklı yazımdan dolayı yargılandım ve adama “hırsız” dediğim iddia edilerek 3 ay hapis ve para cezasına çarptırıldım.
Yazımın tek bir satırında adama “hırsız” demediğim halde mahkemenin verdiği bu karar tamamen siyasi baskı sonucunda verilmiş bir cezadır.
Yazımdaki iddia, adamın hırsızlıktan hüküm giydiği, “Aksu İlçe Seçim Kurulunun” yazdığı resmi belgeye dayanmaktaydı.
Ancak buna rağmen yargılandığım mahkeme, yine bir yargı kararını hiçe sayarak ceza verdi.
Mahkeme kararında da zikredilen yazımda aynen şunları yazmışım:
“AK Partinin İl Başkanına ve Aksu İlçesi İlçe Başkanına soruyorum;
Aksu İlçesinde AK Partinin Meclis Üyesi listesinde 4. Sırada bulunan AK Partili TURAN ALMA”nın hırsızlık suçundan hüküm giymiş olduğundan haberdar mısınız, değil misiniz?
İlçe Seçim Kurulunun, aday listeleri verildikten sonra eksik evrakların tespitine yönelik yaptığı değerlendirme yazısında Turan Alma ile ilgili aynen şu ifadeler yer almaktadır.
Arşiv kaydında bulunan HIRSIZLIK SUÇUNA ilişkin mahkemesinden alınmış memnu hakların iadesine yönelik karar bulunmamaktadır…”
Kısacası; yazımda hiçbir şekilde adama “hırsız” demedim, sadece İlçe Seçim Kurulunun yazısına göre uyarı yaptım.
Ortada iki gerçek var.
Birincisi, bu karar göstermektedir ki; yargı tamamen siyasallaşmıştır.
Hakimlerin bir kısmı siyasi kadroların talimatı ve “ricasına” göre karar vermektedir.
Savcı, yazımdaki iddiamı yine yargı kararı ile belgelediğim halde takipsizlik yerine iddianame hazırlamış, hakimde aynı doğrultuda karar vermekte beis görmemiştir.
Yani anlayacağınız “adalet yerlerde sürünüyor…”
İkinci gerçek ise; AKP’li meclis üyesi Turan Alma’nın “hırsızlık suçundan hüküm giymiş olduğunun yargı kararı ile tescillenmiş olmasıdır.”
Hüküm veren mahkemenin, adama “memnu haklarını iade etmiş olması da,” benim bunu ifade etmemden dolayı ceza almış olmam da bu adamın “hırsızlık suçundan hüküm giymiş olmasını” ortadan kaldırmaz…
Yani AKP meclis saflarda (mahkemece memnu hakları iade edilmiş olsa bile) “hırsızlık suçundan hüküm giymiş” birisi vardır.
Ben verilen bu adil olmayan cezamı seve seve çekerim ve bundan da onur duyarım…
Lakin Turan Alma’nın çocukları ve torunlarının babalarının ya da dedelerinin bu suçundan dolayı onur duyacaklarını sanmıyorum…
Çünkü onun bu suçtan hüküm giymiş olması alnındaki lekedir…
Ne serveti, ne siyasi kariyerleri, ne çevresinin gücü alnındaki bu lekeyi silmeye yetmez…
Benim yarın, arkamda bir leke bırakmadığımdan onurlu bir gazeteci olarak anılacağımdan şüphem yok.
Ama Turan Alma için aynı şey söylenecek mi acaba?…