Hatırlayın, kırk gün önceydi, gece uyumak için yatağa giriyorsunuz, ertesi gün neler yapacağınızı düşünerek uyuyorsunuz ama sabah şafağını göremeden yatağınızda ölüyorsunuz.
Ya da evsiz/barksız, kentiniz/mahalleniz yok olmuş, aç/bilaç şok halinde kendinizi soğuk ayazın ortasında titreyerek buluyorsunuz…
İlk şaşkınlıktan sonra barınacak sıcak bir yer arıyorsunuz ama yok…
Sıcak bir çorba içmek için çırpınıyorsunuz ama bulamıyorsunuz…
Su yerine çeşmeden çamur akıyor, temiz bir su içmek için sağa/sola koşturuyorsunuz ama yok…
Ne barınacak bir yer, ne ısınacak bir soba, ne karnını doyuracak bir sıcak çorba, ne de ağzınızı çalkalayacak su yok…
Yokluklar içindesiniz….
Aklınıza ilk Kızılay geliyor…
Nasılsa hemen yetişirler diyorsunuz, ı-ıhhh onlarda yok…
(Çünkü çadır satmakla meşguller…)
Nerede bu devlet diye itiraz edince işte o zaman seni duyuyorlar ve hemen diskuru çekiyorlar…
“Ne demek devlet nerede? Buradayız ya adiler, namuzssuzlar, şerefsizler….”
Sizlere böyle karşılık veriyorlar, çünkü sizlere itiraz değil, itaat etmek gerektiği öğretilmiştir…
Ama canınıza tak etmiştir artık, siz itirazlarınıza devam ediyorsunuz…
İyi de biz 25 yıldır deprem vergisi veriyoruz.
36 milyar dolar toplandığı söyleniyor.
Nerede bu paralar?
Neden bizler ölmeden, sürünmeden önce bu paralarla depreme dayanıklı evler yapılmasını sağlamadınız?
Neden aç/açıkken, soğukta titrerken bu paralarla bizlere yardım elini uzatmadınız?
Neden arama/kurtarma çalışmalarına 20 bin madencinin gelmesini sağlamadınız?
Neden depremin ilk anlarından itibaren Malatya’da konuşlanmış olan 2. Orduya bağlı askeri birlikleri sahaya sürmediniz?
Neden enkaz altında insanlar bağıra, bağıra ölürken elinizi uzatmadınız?
Siz devlet değil misiniz?
Neden anasız/babasız kalan binlerce çocuğu kendi korumanız altına alacakken tarikatların/cemaatlerin yurtlarına, onların insafına bıraktınız?
Ve binlerce yıldır bu topraklara kan veren insanlarımızın cesetlerini kefensiz, isimleri ile değil, mezar taşında yazılı bir numara vererek gömdünüz?
Şairin dediği gibi…
“Kör olasın demiyorum
Kör olmada gör beni…”
Çok ünlü bir özdeyiş vardır…
“Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz…”
Aç/bilaç kalmayı, yediği ayazı, kefensiz gömülmeyi, kendisini sadece bir sayı olarak görenleri asla unutmayacağız, çünkü biz halkız….