Haftanın başı ile sonu belirsiz olan ülkemizde,
Aşırı dozda gündem yüklenen yurttaşınsa başı dertte.
Kendi geçim derdine mi baksın,
Başındaki örtü üzerinden çıkan tartışmaya mı,
Basından, telefonundan ya da bilgisayarından haber almasının yasaklanmasına mı?
*
Haftanın başında olanla başlayalım yazmaya.
Seçim zamanı yaklaşınca,
İktidarın yüzü dönüverdi Halka.
Gelişmiş ülkeler sıkıntı içindeyken,
Ülkemizde bolluk bereket yaşandığı anlatılsa da,
Akıllarına geldi bugüne kadar görmedikleri,
Halkın sorunları, sıkıntıları ve dertleri...
Sanki 20 yıldır ülkemizi başkaları yönetiyormuş gibi,
Ardı ardına dile getirmeye başladılar, bol keseden vaatleri.
*
Geçen hafta dinlerken RTE’nin seçim vaatlerini,
Birden dilime düştü Şenay’ın şarkı sözleri;
Hayat bayram olsa.
Vaatler peş peşe sıralandıkça,
Şarkının sözleri de uydu seçimin havasına;
Her yıl seçim olsa.
“Bütün ülke buna inansa
Bir inansa, her yıl seçim olsa.
Yoksulluk, açlık yok olsa,
İnsanlar varlık içinde yaşasa.
İnsanlar mutlu olsa,
Hayat bayram olsa...”
Gerçeklikten uzak olsa da,
Düşünmesi bile güzel geliyor insana.
*
Gelelim RTE-AKP’nin vaatlerine.
- Kira ödercesine sosyal konut sahibi olmaktan,
- Önemli olmayan enflasyon artışına karşı asgari ücreti arttırmaya…
- Yoksullaştırdığı Halka aile destek programıyla daha çok para vermekten,
- Haklarını gasp ettikleri emeklilikte yaşa takılanlara haklarını vermeye…
- Milletin yastık altında kalmayan birikimini prim vermekten,
- Kepenk kapatacak hale getirdikleri KOBİ’lere desteğe,
- Raflarda seyredilen gıda maddelerine KDV indirimine,
- Evlerine haciz gönderdiği gençlerin KYK borçlarının faizlerini silmeye,
- Düne kadar göremedikleri üniversite öğrencilerine beslenme yardımı yapmaya,
- Halkın yokluktan aldığı ve ödeyemediği borçlarını silmeye,
- Toprağına küstürdüğü çiftçiye,
- Elektrik ve doğalgazda işverenlere ve çalışanlara destek vermeye kadar…
Yeter mi? Yetmez.
Seçime kadar diyelim ki 6 ayda,
Daha neler neler söyleyecekler acaba…
Şimdi sormak gerekiyor iktidara,
Daha önceleri neredeydiniz?
Düne kadar derdini söyleyen, hakkını arayan terörist ya da hain ilan edilirken,
Söz konusu seçim olunca RTE-AKP’nin gözünde hepsi oldu seçmen.
Vaatler havalarda uçuşurken,
Akla düşüverirdi,
“Her yıl seçim olsa,
Hayat bayram olsa…”
*
RTE-AKP iyi biliyor,
Halkı yokluğa yoksulluğa mahkum ettiğini,
Söylediği vaatlerin hepsi Halkın geçim derdi ile ilgili.
İşin anlaşılamayan tarafı,
İktidar sıkışmışken bu kadar,
Nereden çıktı bu türban yasası?
Halkın derdi boş kalan cebinde, midesinde,
Muhalefetin gözü neden takıldı baş örtüsüne?
*
RTE-AKP’nin isteği,
Konuşulmasın Halkın yoksulluğu, kendilerinin zenginliği,
Haber olmasın Halkın sıkıntıları ve dertleri,
Tek sesli basınla belirlesin ülkenin gündemini.
Bu yüzden getirdi basına ve sosyal medyaya sansür yasasını,
Siz de örttünüz üstüne türban yasasını.
Durumu özetlemiş Şahan Gökbakar’ın tweet mesajı;
“Dostlar bu arada, özür dileyerek bir araya gireyim;
Enflasyon %187, açlık sınırı 7500 TL, dolar 18.55, sığınmacılar 10M+, gençler işsiz, liyakatsizlik tavan, eğitim ve adalet bitik, insan hakları zorda, yolsuzluk gani.
Pardon böldüm siz devam edin buyrun, başörtüsü diyordunuz.”
*
RTE-AKP’nin ideolojisi ve hedefi belli,
Türkiye İslam Cumhuriyeti Devleti.
Şu an tek başına istediği gibi yönetiyor devleti,
Tek eksiği,
Anayasayı değiştirerek hedefinin yazılı hale gelmesi.
Oy almak uğruna yürümekle bu kulvarda,
Bırakın inandırıcı olmayı,
RTE-AKP’nin istediği zemine taşıyorsunuz politikayı.
Halbuki, yarattığı sorunların konuşulacağı zemine çekmelisiniz iktidarı.
Biliyorsunuz,
Bu seçimde sadece bir siyasi iktidar seçilmeyecek,
Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğine karar verilecek.
Hem de Cumhuriyetin 100. Yılında.
*
Söz buraya gelmişken anımsatmak gerekiyor.
Helalleşmek için çıkılan yolda,
Demokratik Laik Cumhuriyet yolunda can veren,
Kubilay’dan bu yana,
Turan Emeksiz, Vedat Demircioğlu, Taylan Özgür, Doğan Öz, Bedrettin Cömert, Necdet Bulut, Hakan Şenyuva, Cevat Yurdakul, Cavit Orhan Tütengil, Kemal Türkler, İlhan Erdost, Koray Doğan, Orhan Yavuz, Bedri Karafakioğlu, Akın Özdemir, Abdi İpekçi, Ümit Doğanay, Ümit Kaftancıoğlu, Çetin Emeç, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Musa Anter, Onat Kutlar, Metin Göktepe, Ahmet Taner Kışlalı, Gaffar Okan, Necip Hablemitoğlu, Hırant Dink, Muammer Aksoy, Uğur Mumcu, Mustafa Yücel Özbilgin’le, Denizlerle…
Kahraman Maraş’ta, Çorum’da, Yozgat’ta, Sivas’ta, Gezi’de... yitirdiğimiz aydınlarımızla, yurttaşlarımızla…
Helalleşmek gerekmez mi?
*
Dostça son bir söz söylemek gerekiyorsa,
Lütfen dönüp bakın 4 yıl öncesine.
Ve inanın Büyükşehir Belediyelerini kazandıran,
Toplumsal muhalefetin gücüne.
Çağdaş, demokratik laik bir ülkede barış içinde yaşamak isteyen,
Bu ülkenin insanlarını küstürmeyin kendinize.
İ. FIRAT AYKUT 2 Yıl Önce
Sevgili KIZGINKAYA, çağdaş yaşamı özleyen, demokratik ve laik cumhuriyet devletinde, akla, bilime ve insan hakkarına dayalı bir hukuk düzeni içinde yaşamak isteyen uygar insanların düşüncelerini dile getirdiğiniz için sizi kutluyorum. Sağolun, varolun... Sevgilerimle
Baki Kolak 2 Yıl Önce
Kılıçdaroğlu nun başörtüsü yasa tasarısı vermesini tam olarak kınıyamıyorum.ellerinden oyuncağı alınmış çocuk gibi kaldılar ve herzamanki gibi şaşkınlıktan ne yaptıklarını bilemiyorlar.Asıl gerçek sorunlar çırılçıplak ortada duruyor muhalefet bunları zaten gündemde tutuyor ve tutacaktır tutmalıdır.Devir hepbirlikte olup iktidar olma için mücadele zamanı…hele o tamamlansın sonrasında haklı eleştrileri yaparız diye düşünüyorum.
Harun 2 Yıl Önce
AKP’nin oy kaybettiği dönemde gündemi türban işe perdelemek siyaseti bilmemektir.. Çağdaş kadınlar ve seçmen sandıkta bunun hesabını sorar.
Arslan Kaya 2 Yıl Önce
Yavuz önem 2 Yıl Önce
Toplumsal muhalefetin lider eksikliğini çok güzel anlatmışsınız