“Maalesef ilk birkaç gün Adıyaman'da arzu ettiğimiz etkinlikte çalışma yürütemedik.
Hava ve yol koşulları nedeniyle ilk günden gelemedik.
Bunun için sizden ilk günler için helallik istiyorum.”
Depremin 11 ilimizi vurmasının,
Bu doğal afetin felakete dönüşmesinin üstünden 21 gün geçtikten sonra,
Ülkede tek söz ve karar sahibi olan RTE’nin bu sözleri,
Suçluluğun bir itirafıdır.
O ilk günlerde,
Yani o ilk 48 saatte,
Yani insanlarımızın yıkılan binaların altından,
“Kimse yok mu” diye haykırdıkları o ilk günlerde,
- Gitmediniz,
- İnsanlarımızı enkazın altından çıkarmadınız,
- Enkazdan çıkan, çıkartılan insanlarımız için sağlık düzenini kurmadınız,
- Kurtulan insanlarımıza başlarını sokacak bir çadır vermediniz…
21 gün sonra kalkıp helallik isteyebildiniz.
Ama enkazın altındaki insanlar,
O ilk günlerden sonra enkazdan çıkartılan insanların çoğu,
Artık sizi duymadılar, duyamıyorlar.
*
Siz,
Sizin atadığınız bakanlar, başkanlar, bürokratlar...
Gazetelerdeki kalemşorlarınız,
Ekranlardaki dilbazlarınız,
Yanlışınızı bile alkışlayan taraftarlarınız,
- Enkazın altından haykıran insanlarımızın yerine hiç kendinizi koydunuz mu?
- Enkazın altında kalan insanlarımızın acısını ve çaresizliğini duyumsadınız mı?
- Enkazın altında eşi, çocuğu, anası, babası, komşusu, arkadaşı kalanların yerine kendinizi koydunuz mu?
Hiç sanmıyorum.
Eğer bir nebze de olsa düşünseydiniz,
- O ilk günlerde orada olurdunuz,
- O ilk günlerde birçok insanımızı enkazların altından kurtarırdınız,
- O ilk günlerde kolu bacağı kırılan, kopan, travma geçiren insanlarımıza sağlık hizmeti verirdiniz,
- O ilk günlerde kurtulan insanlarımızı soğukta, yağış altında, aç ve susuz bırakmazdınız,
- O ilk günlerde yönettiğiniz devletin varlığını ve sıcaklığını insanlarımıza taşırdınız…
Düşünmediniz, yapmadınız, yapamadınız.
*
Ne düşündünüz ne yaptınız?
- OHAL ilan ettiniz,
- Sosyal medya ulaşımını engellediniz,
- Yardım diye haykıranları tehdit ettiniz, hakaret ettiniz,
- Yardıma koşan insanlarımızı, yerli ve yabancı yardım ekiplerini beklettiniz, il il gezdirdiniz.
- Yardıma koşan belediyeleri, dernekleri, kuruluşları engellediniz, kötülediniz,
- Askerin, madencinin enkazdan çıkarttığı insanlarımızı bile propagandanız için kullandınız,
- Deprem bölgesinde koordinasyonu sağlayamadınız,
- Çadırları göndermek yerine ticaretini yaptınız, sattınız,
- Müteahhitlerle toplanıp inşaat ihaleleri yaptınız,
- Meraları, ormanları yapılaşmaya açacak kanunu çıkarttınız,
- Anasız babasız kalan çocukları tarikatlara teslim ettiniz,
- Yaşamları yıkılan insanlara ev yapacağınızı söylediniz ama krediyle,
- Siyasi kadrolarla doldurduğunuz devletin görevli kurumlarını körelttiniz…
Ama hiç sorumluluk ve suçluluk duymadınız,
Hatalarınızı kabul edip istifa etmeyi düşünmediniz,
İstifa etmenizi isteyen tribünleri bile boşalttırdınız,
Üstüne bir de 21 gün sonra helallik istediniz.
Çünkü siz ve sizler,
- İnsanı düşünmüyorsunuz,
- Enkazın altından kalan insanlarımızı değil,
- Yapılacak bina sayısını düşünüyorsunuz,
- Yapmadıklarınızın sorumluluğundan nasıl kurtulacağınızı düşünüyorsunuz,
- Seçim sandığının iktidarınızın enkazı olmamasını düşünüyorsunuz,
Çünkü siz ve sizler,
Sadece iktidarınızı, çıkarlarınızı ve parayı düşünüyorsunuz.
*
Seçim sürecinde depremin yıkımı ve yaraları konuşulmasın diye,
İçinde cansız insan bedenleri bulunan enkazları kaldırmakla başladınız işe.
Enkazlar olmayınca, görülmeyince,
Sanki yaşanılanlar unutulacak,
Sanki yaşam kaldığı yerden devam edecek gibi.
Yeni bir gündem yaratmaya kalktınız,
Adı, iktidarınız zamanında (28.10.2014) konulan Amedspor’u seçtiniz kendinize.
Dağdaki teröristin ayakkabı numarasını bile bilen İç İşleri,
Bir gece önce başlayan, tribünde pankart açmaya, oyunculara saldırmaya varan provokasyonu,
Bilmedi, görmedi ve engellemedi.
2015 yılını yeniden yaşatmayı,
Terör ve şiddetle halkta korku yaratmayı,
Halkın ve ülkenin gündeminden depremi çıkartarak,
Seçimlerde iktidarınızı kurtarmayı düşünebilirsiniz.
Eğer yaşanılan yıkıma ve acılara alışılırsa ve unutulursa…
*
Yaşadığımız birçok olay karşısında,
“Burası Türkiye olur böyle şeyler, normaldir” diye diye,
Hukuksuzluk, kuralsızlık, yasadışılık, haksızlık ve yanlışlık…
Normalleşti, alışıldı ve unutuldu.
Alışmak ve unutmak,
Vicdanın ve aklın körelmesidir.
Yaşanan bu felakete ve acılara ALIŞMAYA,
Sayısını bilemediğimiz binlerce yitirdiğimiz insanımızı,
Yaşamı yıkılan, ne yapacağını bilemeyen insanlarımızı,
Anasız babasız kalan çocuklarımızı UNUTMAYA,
Akıl ve vicdan sahibi hiçbir insanın, hiçbir kimsenin,
Hakkı yoktur, hakkımız yoktur.
Bir daha böylesi bir felaketi ve acıları yaşamamak adına,
ALIŞMADAN, UNUTMADAN,
Sormak ve sorgulamak zorundayız.
Bülent OLÇUN 2 Yıl Önce
Zihniyet değişmedikçe,bu eksende yürümeye devam edeceğiz.Yazık güzel ve yalnız ülkemiz,liyâkatsiz bir kitle tarafından yönetiliyor.Esefle böyle bir yönetime lâyık değiliz.
TuranGüneş 2 Yıl Önce
Türkiye'yi " Darul harp " gören Osmanlı'nın son Şeyhülislam'ı Mustafa Sabri efendi den feyz alanlar; yönetimlerde söz sahibi olmamalı.
Ali Ekber Güvenç 2 Yıl Önce
Çok doğru tespitler yapılmış, alışmak yok unutmak yok. Bu iktidardan kurtulmak var.
Hüdayi Aslantürk 2 Yıl Önce
Unutmamak, hessp sormak dilegiyle. Emeginize tesekkürler.
Ercan Akın 2 Yıl Önce
Gene bir başka güzel yazı.Daha evvel burayı görmediğimden dolduramamıştım.
Mehmet Eriş 2 Yıl Önce
Gerçekleri yansıtan duygulu kal emeğinize ve yüreginize sağlık üstadım
Veysel Dinç 2 Yıl Önce
Çok teşekkür ederim sevgili Tevfik Bey. 6 Şubatta, saat 4.17'de normalmiz de enkazın altında kaldı. Alışan, unutan, sorup, sorgulamayan normal değil. Ve gün geçtikçe acılar ve öfkeler de artıyor. Selam ve sevgiler ...
Süleyman Kurt 2 Yıl Önce
Ülkeye çöküp ülke kaynaklarını ganimet olarak gören bir zihniyetten ne beklenebilir.
Nihal Açıkgöz 2 Yıl Önce
Elinize sağlık düşüncelerimize tercüman olmuşsunuz
Hamza Saykan 2 Yıl Önce
Kaleminize ve yüreğimize sağlık sevgili dostum...
Alper Usal 2 Yıl Önce
Bu kadar örgütlü kötülüğü, insanların acısını umursamadan sadece rant düşünen beton kafalıları , Anadolu insanı affetmez.Yeterki muhalefet bu saatten sonra saçmalamasın.
Dursun Duman 2 Yıl Önce
Kalemine yüreğine sağlık. Tespitlerin hepsi doğru. Unutmamak unutturmamak lazım.