100’üncü yılını kutlamaya bir kala,
Kendimizi sorgulayalım ve düşünelim bu yazıda.
Diyebilirsiniz ki,
Ne gerek var bu buna.
Cumhuriyetin ne demek olduğunu
Bilmeyen mi var bu zamanda.
O zaman soralım kendimize,
Cumhuriyetle derdi olan RTE-AKP neden 20 yıldır iktidarda?
Kendimizden başka herkesi,
Suçlu ve sorumlu tutmayı bırakalım bir yana,
Bir soru daha ekleyelim bu sorunun yanına.
Cumhuriyet sadece 29 Ekimlerde kutlanan,
Bir bayram günü müdür acaba?
*
Aslında bu soruların yanıtı,
Bugün hala coşkuyla söylediğimiz,
10. Yıl Marşında yazılı.
Bir dakika,
Hemen düşünmeyin marşın sözlerini,
Önce anımsamalıyız,
10. Yıl Marşını yazanların 100 yıl önceki hallerini.
*
Cehaletin ve sefaletin karanlığında,
Padişah efendinin kulları olarak yaşayan,
Yıllardır cepheden cepheye koşmaktan yorulan,
Salgın hastalıklardan da kırılan,
Üstelik bir de yaşadığı toprakları işgal edilmekte olan,
12 milyon insan.
Yabancı gelmesin sizlere,
Bu insanlar bizlerin, hepimizin iki, üç kuşak önceki büyüklerimiz,
Yani bizleriz değil miyiz?
Gelin o günleri biz olarak yaşayalım ve anımsayalım.
*
Duyduk ki,
Yaşadığımız bu koşullara isyan eden sarı paşa,
Arkadaşlarıyla gelmiş Anadolu’ya.
Amasya’da çıktı karşımıza ve dedi ki;
“Sizler bir milletsiniz,
Bağımsızlığı ve geleceği,
Ancak sizin azminiz ve kararınızla kurtarabilirsiniz.”
Bizler de uyduk sarı paşanın aklına ve bu çağrısına,
Düştük yollara, koştuk savaş meydanlarına…
Bu arada sözünün eriymiş sarı paşa,
Seçtiğimiz vekilleri topladı Ankara’da,
Açıkladı tüm dünyaya;
Esas olan Milletin egemenliğidir,
Milletin Meclisi kurulmuştur,
Bundan sonra memleketi Milletin kendisi yönetecektir.
Öyle de oldu,
Meclis yönetti savaş meydanlarında bizleri,
Sonunda kazandık bütün muharebeleri,
Gerisin geri gönderdik memleketimizi işgal etmeye gelenleri.
Sahip çıktık üstünde yaşadığımız toprağa, yurdumuza,
Şimdi sıra gelmişti, bu topraklarda nasıl yaşayacağımıza.
*
Bu arada çiftçi, işçi, tüccar ve sanayiciyle,
Yeni kurulacak devletin ekonomisi nasıl olması gerektiği konuşuldu,
İzmir’de toplanan İktisat Kongresinde.
*
Millet Meclisinin Başkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa,
Aklında olan,
Cumhuriyetle yaşamalıyız bu topraklarda.
Ama önce askeri alanda kazandığımız Zaferin,
Kabul edilmesi gerekiyordu siyasi masada da.
Öyle de oldu,
Yurdumuzu işgal etmeye gelenlerle oturduk masaya.
Büyük tartışmaların sonunda,
Ne istedilerse reddettik,
Ne istedikse kabul ettirdik bağımsız bir devlet olma yolunda.
Bizimle savaşanlar imzalandılar Lozan Barış Antlaşmasını,
Kabul ettiler ve tanıdılar,
Türkiye’nin bağımsız bir devlet olduğunu.
*
Gazi Mustafa Kemal Paşa,
Kurtuluş Savaşı daha yeni bittiğinde,
Demişti ki arkadaşlarına,
“Halkçılık esası üzerine dayanan ve Halk Fırkası (Halk Partisi) adıyla siyasi bir fırka kurmak niyetindeyim” (06.12.1922)
İzmir’in ve yurdumuzun işgalden kurtulduğu,
9 Eylül’de kuruldu Halk Fırkası.
Ardından TBMM’de Halk Fırkasının aldığı kararla,
Devletin başkenti olarak ilan edildi, Ankara.
Ve 29 Ekim 1923’te,
Yine TBMM’de Halk Fırkasının aldığı kararla,
“Yaşasın Cumhuriyet” haykırışlarıyla,
İlan edildi tüm dünyaya,
Türkiye Devleti’nin yönetim şekli Cumhuriyet’tir, diye.
4 yıl 5 ay süren böylesi büyük bir mücadelenin sonunda,
Kazandık Cumhuriyetimizi,
Bu böyle biline.
*
Şimdi gelelim Cumhuriyetle neler kazandığımızı anımsamaya.
Gazi Mustafa Kemal Paşa savaşın sonunda söylemişti,
“Asıl savaşımız şimdi başlıyor iki cephede,
Cehalete ve sefalete karşı” diye.
Yüzde 88’imiz yaşıyorduk köylerde,
Ne ulaşım vardı memlekette ne de haberleşme.
Toplu Eğitim Seferberliğine ve Toplu Kalkınma Hamlesine karar verildi Meclis’te.
Kadınıyla erkeğiyle,
Herkesin eğitimli, bilinçli yurttaşlar olması hedefiyle,
Açıldı Millet Mektepleri,
İlan edildi okuma yazma seferberliği.
Konuştuğumuz dilde okumak yazmak için,
Kabul edildi yeni ABC’miz.
Bakmayın bugün “düşünme sistematiğini” yitirdik diyenlere,
O dönemde okuma yazma bile bilmeyenlere,
Padişaha kulluk edip biat edenlere öykünenlere…
*
Kurtuluşumuzun kahramanları kadınlar,
Yaşamın her alanında insan ve yurttaş olarak var oldular.
Kuruldu fabrikalar ülkenin dört bir köşesinde,
Başladık üç beyazı unu, bezi ve şekeri kendimiz üretmeye.
Demiryolları ile bağlanmaya başladık birbirimize.
Girdik kol kola,
Savaştık cehaletle ve sefaletle omuz omuza,
Hep birlikte ürettik, hep birlikte paylaştık...
Hem de Osmanlı ‘dan kalan borçları ödedik,
Başkalarından 5 kuruş borç para almadan...
*
On yıl sonra kazandığımız zaferlerle,
Yazdık marşımızı ve tüm dünyaya haykırdık.
“Çıktık açık alınla on yılda her savaştan,
On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan;
Başta bütün dünyanın saydığı Başkumandan;
Demir ağlarla ördük Anayurdu dört baştan…”
*
Gelelim bugüne ve soralım kendimize,
Her 29 Ekim’de bayram yapmakla,
90 yıl öncesinin 10’uncu Yıl Marşını coşkuyla söylemekle,
Sahip çıkabildik mi Cumhuriyete?
Ve düşünelim hep birlikte,
Neden karanlığı yaşıyoruz bugünlerde?
Demek ki,
Bir günlük kutlama törenleriyle,
Sahip çıkamadık Cumhuriyetimize.
*
Cumhuriyet, Demokratik bir Devrimdir.
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletidir”
“Demokrasi ilkesinin en çağdaş ve akılcı uygulamasını sağlayan hükümet şeklidir.”
Temel politikası, Yurtta Barış Dünyada Barış’tır.
Yurtta Barış yolunda sahip olduk;
- İnsan Hak ve Özgürlüklerine,
- Kadınıyla Erkeğiyle İnsan ve Yurttaş olmaya,
- Akla ve Bilime dayalı Aydınlanmaya,
- Üretime dayalı Kalkınmaya,
- Çağdaş bir Yaşam biçimine…
*
Geleceğe güvenle ve umutla bakmak istiyorsak,
100. Yılında,
Her gün ve yaşamın her alanında,
Sahip çıkmalıyız Cumhuriyetimize,
Değerlerine ve İlkelerine,
Bizlere kazandırdığı haklara ve özgürlüklere…
Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye,
Yaşasın Demokratik Laik Cumhuriyet,
Yaşayacak sonsuza dek…
*
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e,
Cumhuriyetimizi ilan eden kurucu Meclisin üyelerine,
Cumhuriyet yolunda can veren Devrim Şehitlerimize,
Saygıyla…
Gönül Sezen 2 Yıl Önce
Bugün de pek .iyi şartlarda olmadığımız ortada; kuruluş değerlerimize dönmeli Cumhuriyet bbayramini kutlamayi hak eden sartlari oluşturmalıyız
Ahmet Özsoy 2 Yıl Önce
Eline,kalemine sağlık kardeşim
Metin Şenyuva 2 Yıl Önce
Harika, aklına kalemine sağlık.
Bülent Kiper 2 Yıl Önce
Elinize yüreğinize sağlık
Yavuz Önem 2 Yıl Önce
Cumhuriyet ve kazandıklarımız sonsuza dek sürecek