20.04.2025, 12:50

Krikor Zohrab

Bugün Hristiyan dinini benimseyenler için önemli bir gün “Paskalya”. İsa’nın dirildiğine inanır bugün Hristiyan ahali. İşin bu yanını bir kenara bırakıp gerçeğe yönelmek istersek eğer pagan döneminden kalma bir geleneğin dini bir yorum katılmış hali olduğunu fark ederiz derhal. Baharın gelişi ve değişen mevsimle birlikte yeni bir yaşamın başlangıcı nedeni ile yapılan bir kutlama bu. Anadolu toprakları Hristiyanlığın ilk yayıldığı yerlerden biri olduğu için de uzun yıllardan beri kutlanır Paskalya üzerinde yaşamakta olduğumuz coğrafyada. Anadolu’da Hristiyan nüfusun iyice azalmış olmasına rağmen kutlanır. Kırmızı yumurtası, her ailenin kendi bütçesi elverdiği ölçüde zengin bir sofra kurup “Bayram Yemeği” yemesi, kuzu sakatatı kullanılarak yapılan “Mayiriça çorbası” ve diğer ritüelleri ile gerçek bir şölendir Paskalya. Konu ile ilgili olarak daha önce yine bu köşede hayli geniş bir yazı paylaştığım için daha fazla bir şey söylemeyi anlamsız buluyor ve “inananların bayramları kutlu olsun” diyorum.

Bugün sözünü etmek istediğim ise Osmanlı’nın son günlerinin kapkara bir sayfası. 1915 Ermeni tehciri.

24 Nisan 1915 tarihinde Talat Paşa’nın emri ile Ermeni aydınların sürgüne gönderilmeleri çok yakında gerçekleşecek büyük tehcirin habercisi idi bir bakıma. Bu coğrafyada yaşayanların hayatlarına dokunmuş pek çok güzel insan sonunun ne olacağı belli olmayan bir yolculuğa çıkarılmışlardı bu tarihte. Elbette hepsini anabilmenin imkânı yok bu köşede. Daha önce “etnomüzik” disiplininin babası sayılabilecek Gomidas Vartabed ve bu sürgünden kaçabilmeyi başaran Zabel Yesayan’ın öykülerini paylaşmıştım yine bu köşede. Bugün de 24 Nisan mağdurlarından birinin “Krikor Zohrab’ın öyküsünü paylaşmak istiyorum Talat Paşa’nın talimatı ile sürgün edilmiş Ermeni aydınların anısını yaşatabilmek için.

***

1978 yılında Mete Tunçay’ın “Türkiye’de Sol Akımlar” adlı çalışmasını incelerken tanıştım onunla. Asistanlık günlerim. Sözüm ona “Üretim Yönetimi” dalında çalışıyorum. Bir gün hoca elime küçük bir broşür tutuşturmuştu. Doçentlik tezi imiş zat-ı alilerinin (!) “Hakkı kardeşim benim işlerim var biraz. Şu kitabı alıver. Oradan anlatırsın konuları. Ben giremeyeceğim sosyal politika derslerine”

Yahu ben ne anlarım sosyal politikadan? diyemedim. Ama elimdeki risaleye bakıp “bununla ders anlatılmaz” dedim kendi kendime. Bu nedenle almıştım Mete Tuncay Hoca’nın kitabını. Maksadım Osmanlı’daki işçi hareketleri hakkında fikir sahibi olmaktı. Osmanlı solculuğunu incelerken dikkatimi çekti Zohrab efendi. Kitabın yaptığı göndermeden yola çıkarak Kerim Sadi’yi (A.Cerrahoğlu) okudum bir de üzerine.

İkinci meşrutiyet yılları. Milletvekili seçilmiş mecliste yaptığı konuşmalarda artan oranlı vergi sistemini savunuyor yani az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmasını istiyor. Rezil ediyor ittihatçıların ünlü maliye bakanı Cavit efendiyi. Sonrasında gümrük serbestisine karşı çıkan bir konuşması var. Osmanlı’da henüz emeklemekte olan sanayi girişimlerinin öleceğini, insanların işsiz kalacağını anlatıyor. Lenin’in Emperyalizm kuramının daha dünyada bilinmediği yıllar ve Osmanlı Meclisinde antiemperyalist bir tavır. Hayranlık beslememek mümkün mü? Cavit bey de ittihatçılar da son derece rahatsız bu muhalefetten. Mecliste çoğunluk oldukları için yasalar istedikleri gibi çıkıyor belki ama hayli zorluyor onları Zohrab efendi.

Tarık zafer Tunaya hoca “Solcu olduğu kadar milliyetçi idi” değerlendirmesini yapmış onun için. Katılmıyorum.

“Dinimiz muhtelif mezhebimiz birdir. Hepimiz hürriyet mezhepdaşlarıyız.”

Bu cümle ona ait. Farklı milliyetler arasında olması gereken eşitlik ve kardeşlik duygularını ne de güzel anlatmış. Bu cümleyi kuran adam milliyetçi olabilir mi?

1861 de Beşiktaş’ta doğmuş Krikor Zohrab. Mahrukyan’da okumuş ilkokulu. Aynı semtin çocuklarıyız yani yaklaşık 100 yıllık fark olsa da aramızda. Sonrasında Galatasaray Sultanisi. 1878 de mektepten mezuniyet. Ardından “Darülfünun” da hukuk tahsili ve 1884 yılında avukat unvanı. Hem mektepten hem de Beşiktaş’tan ağabeyim yani. Keşke ben de hukuk okusaymışım bir de meslektaş olurduk

Avukat kendisi ama edebiyatla da ilgileniyor. Pek çok öykü ve bir de romanda imzası var. Öykülerinde, eğitim görmemiş, korunmasız, sıradan insanın yanında saf tutar ve toplumun dikkatini bunların trajedisine yönlendirir. Bu işi yaparken gerçekleştirdiği ruhsal betimlemeler ve sosyolojik çözümlemeler de yaşadığı dönemin insanlarının ve toplumsal yapısının eşsiz fotoğraflarını sunar bizlere.

Hukuk alanında da başarılıdır. Dreyfus davası için Fransızca bir savunma hazırlar ve bunu, Dreyfus'u savunan Yahudi Komitesi'ne gönderir. Komiteden aldığı teşekkür mektubu ve Dreyfus portreli altın bir madalya ise bu uğraşın ödülüdür. Sonrasında kısa bir Fransa macerası var. Bir nevi sürgün diyebiliriz buna. Rejime muhalif ama vatana sevdalıdır. Meşrutiyet’in ilanı ile birlikte geri döner, Darülfünun ’da ceza hukuku hocası ve Ceza kanunu değişikliği komitesinin bir üyesidir artık.

Ardından Meclis-i Mebusan üyeliği. Üç dönem boyunca İstanbul milletvekilidir.

Burada yaptığı çalışmalarda çok etnili, çok dinli imparatorlukta bütün uyrukların eşit muamele gördüğü, eşit söz hakkına sahip olduğu bir Osmanlı kimliği için çaba gösterdi. Tüm çalışmalarında Osmanlı milliyetleri arasında dost ve kardeşçe ilişkilerin ve toplumsal eşitliğin kökleşmesi düşüncesi egemen idi. Bu dönemde.

- Doğu illerinde can ve mal güvenliğini sağlayacak reformların yapılması (O dönemde Kürt çeteler halkın can ve mal güvenliğini tehdit etmekte idiler.)

- Avrupa Emperyalizminin Osmanlı Devleti’nde egemen olmasını sağlayacak yasal düzenlemeleri gücü yettiğince engelledi. ( İşin ilginci Zohrab efendi Düyun-u umumiye karşıtı gösteriler örgütlerken ittihatçı maliye nazırı Cavit Bey bu kuruluşa övgüler düzmekte idi. )

- Osmanlı donanmasının güçlendirilmesi

- Gayrimüslimlerin de askere alınması

- Gayrimeşru çocuk kavramının yasalarda terk edilmesi

- Kadının toplumsal yaşamda aktif bir biçimde yer alabilmesi

Alanlarında çalışmalar yaptı. Kimi zaman başarılı kimi zaman da başarısız oldu. Ama asla mücadeleyi terk etmedi

Yıl 1915 Tehcir dönemi. İTC’nin tehcir politikasının bir sonucu olarak 21 mayıs 1915 de tutuklanır Krikor Zohrab. Konya ve Adana üzerinden Halep’e gönderilir. Erzurum mebusu Hovannes Serengülyan ile birliktedir bu yolculuğunda. İki mebusu Halep valisi Mehmet Celal karşılar ve onları bir otele yerleştirir. Ardından da idari bir hata yapıldığı düşüncesi ile mebusların İstanbul’a dönmeleri için girişimlerde bulunur. Ne var ki vali bey merkeze alınır bu çabaları sonunda. Mebuslar ise Urfa’ya gönderilir. Burada Çerkeş Ahmet adlı bir serseri ve iki arkadaşı tarafından öldürülürler.

Yıllar sonra Çerkeş Ahmet bir gazetede yayınlanan itiraflarında şöyle demektedir:

"Zohrab'ı tuttum, ayağımın altına aldım, taşla başına vura vura geberttim"

20 temmuz 1915 tarihli resmi ölüm raporunda ise “kalp krizi” nedeni ile öldüğü yazmaktadır.

Işıklarda uyusun.

Yorumlar (1)
Hakkı Taşdemir Okuru 8 ay önce
Elinize sağlık hocam, tematik bir yeni dönem ozanısınız, aktardığınız her hikaye çok değerli, sevgiler.
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 16 39
2. Trabzonspor 16 35
3. Fenerbahçe 15 33
4. Göztepe 16 29
5. Beşiktaş 16 26
6. Samsunspor 16 25
7. Gaziantep FK 16 23
8. Başakşehir FK 16 20
9. Kocaelispor 16 20
10. Alanyaspor 16 18
11. Çaykur Rizespor 16 18
12. Konyaspor 15 16
13. Gençlerbirliği 16 15
14. Kasımpaşa 16 15
15. Antalyaspor 16 15
16. Kayserispor 16 14
17. Eyüpspor 16 13
18. Fatih Karagümrük 16 9
Takımlar O P
1. Amed SK 17 35
2. Pendikspor 17 33
3. Esenler Erokspor 17 32
4. Bodrum FK 17 31
5. Çorum FK 17 29
6. Iğdır FK 17 29
7. Erzurumspor FK 17 27
8. Boluspor 17 26
9. Bandırmaspor 17 26
10. Serik Belediyespor 17 25
11. Keçiörengücü 17 22
12. Sivasspor 17 21
13. Van Spor FK 17 21
14. İstanbulspor 17 21
15. Manisa FK 17 19
16. Sakaryaspor 16 19
17. Ümraniyespor 17 18
18. Sarıyer 17 17
19. Hatayspor 16 5
20. Adana Demirspor 17 2
Takımlar O P
1. Arsenal 16 36
2. Manchester City 16 34
3. Aston Villa 16 33
4. Chelsea 16 28
5. Crystal Palace 16 26
6. Liverpool 16 26
7. Sunderland 16 26
8. Manchester United 15 25
9. Everton 16 24
10. Brighton & Hove Albion 16 23
11. Tottenham 16 22
12. Newcastle United 16 22
13. Fulham 16 20
14. Brentford 16 20
15. Bournemouth 15 20
16. Nottingham Forest 16 18
17. Leeds United 16 16
18. West Ham United 16 13
19. Burnley 16 10
20. Wolverhampton 16 2
Takımlar O P
1. Barcelona 17 43
2. Real Madrid 16 36
3. Villarreal 15 35
4. Atletico Madrid 17 34
5. Espanyol 16 30
6. Real Betis 15 24
7. Athletic Bilbao 17 23
8. Celta Vigo 16 22
9. Sevilla 16 20
10. Getafe 16 20
11. Elche 16 19
12. Deportivo Alaves 15 18
13. Rayo Vallecano 15 17
14. Mallorca 16 17
15. Real Sociedad 16 16
16. Osasuna 16 15
17. Valencia 16 15
18. Girona 16 15
19. Real Oviedo 16 10
20. Levante 15 9