Türkiye, otoriterleşme sürecinde yeni bir eşiği aşıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve birçok belediye yöneticisinin gözaltına alınması, iktidarın muhalefeti tamamen susturma hamlesinin en açık göstergesi. Gözaltına alınanlar arasında İBB Başkan Danışmanı Murat Ongun, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık ve Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan da var. Operasyonun gerekçesi olarak “terör, rüşvet ve yolsuzluk” iddiaları öne sürülse de, bu olayın ardında çok daha büyük bir siyasi hesaplaşma var.
Bu Gözaltılar Neden Şimdi?
Yakınlarda bir seçim yok. 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden bu yana bir yıl geçti ve Ekrem İmamoğlu, İstanbul’u üçüncü kez kazanarak AKP’ye karşı ciddi psikolojik üstünlük sağladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve iktidarı için bu durum zaten büyük bir yenilgiydi. Ancak son dönemde yaşanan bazı gelişmeler, İmamoğlu’nun siyasi hedef alınmasının tesadüf olmadığını gösteriyor.
Öncelikle İmamoğlu’nun erken seçim olmaması durumundan olası 2028 Cumhurbaşkanlığı seçimleri için en güçlü adaylardan biri olarak görülmesi, Saray’ı rahatsız ediyor. AKP, İmamoğlu’nu ceza davalarıyla ve görevden alma tehdidiyle uzun süredir sıkıştırıyordu. Ancak bu kez hukuki baskıyı daha da ileri götürerek doğrudan gözaltına alma yoluna gittiler.
İmamoğlu’nun belediye başkanlığı döneminde ortaya koyduğu başarılı yönetim ve halk desteği, iktidarın İstanbul’u kaybetme korkusunu büyütüyordu. Üstelik, AKP içinde de büyük bir çözülme yaşanırken ve parti içi krizler derinleşirken, muhalefete yönelik bu operasyonlar Erdoğan’ın tabanını konsolide etme hamlesi olarak da okunabilir.
Diploma Meselesi ve Yeni Bir Hesaplaşma
Bu gözaltılar, Türkiye’de uzun süredir sümen altı edilen bir konunun da tekrar gündeme gelmesiyle örtüşüyor: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diploması meselesi.
Son günlerde Erdoğan’ın üniversite diplomasının sahte olduğu yönündeki tartışmalar yeniden alevlendi. Yargıtay’ın, cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili diploma itirazlarını görüşmeye başlayacağına dair haberler yayılmaya başlamışken, İmamoğlu’nun gözaltına alınması dikkat çekici bir zamanlamaya sahip.
Erdoğan, siyasi kariyeri boyunca en büyük krizleri genellikle yeni bir kriz yaratarak unutturmayı başardı. Şimdi de diploma tartışmalarını ve iktidarın çözülmesini gölgelemek için muhalefete yönelik büyük bir gözaltı dalgası başlattığı çok açık.
Bu Operasyonun Asıl Amacı Ne?
Bu gözaltılar, hukuki değil, tamamen siyasidir. AKP, muhalefetin yereldeki gücünü kırmak, İmamoğlu’nu itibarsızlaştırmak ve 2028’e giderken muhalefeti zayıflatmak istiyor. Daha önce de Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala gibi isimleri hukuksuz biçimde hapiste tutarak muhalif figürleri etkisiz hale getirmeye çalıştı.
Şimdi de Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’dan başlayarak birçok siyasi öndere tutuklamalar ve baskılar artıyor. Ekrem İmamoğlu’na sürekli davalar açılıyor…
Bu sürecin sonunda İstanbul’a kayyum atanması, CHP’li belediyelere el konulması ve muhalefetin susturulması hedefleniyor. Çünkü iktidar artık serbest seçimlerle bu kentleri geri alamayacağını biliyor.
Halk ve Muhalefet Ne Yapacak?
Bu operasyon sadece İmamoğlu’na değil, halkın iradesine yapılmış bir darbedir. Eğer muhalefet sessiz kalırsa, sıradaki hedefin diğer CHP’li belediye başkanları, muhalif medya ve hatta parti liderleri olacağını öngörmek zor değil.
Türkiye, kritik bir eşiğe geldi. Ya halk iradesine sahip çıkacak ya da otoriterleşme daha da derinleşerek seçimlerin bile anlamsız hale geldiği bir noktaya sürükleneceğiz. Bugün ses çıkarmayanlar, yarın sıra kendilerine geldiğinde artık çok geç olduğunu görecekler.
Abdülcabbar yılmaz 2 Hafta Önce
Yiğin birbirinizi