28.12.2024, 12:37

Madem yüksek enflasyonda faizi indirebiliyorsunuz, o halde neden asgari ücreti baskılıyorsunuz?

Malum, perşembe günü TCMB’nin faiz konusunda ne yapacağı merak ediliyordu.

TCMB yayınladığı duyuru ile politika faizini 2,5 puan indirerek yüzde 47,5’e düşürdü. Böylece Cumhurbaşkanının “yıl sonundan itibaren faizlerin indirilebileceğine ilişkin” öngörüsü de gerçekleşmiş oldu.

Duyuruda bu faiz indiriminin gerekçesi özetle,” toplam talep ve enflasyondaki iyileşme” olarak şöyle ifade ediliyor:

“Enflasyonun ana eğilimi kasım ayında yataya yakın seyretmiştir. Öncü veriler aralık ayında ana eğilimde düşüşe işaret etmektedir. Son çeyreğe ilişkin göstergeler yurt içi talebin yavaşlamayı sürdürerek enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelerde bulunduğunu göstermektedir. Temel mal enflasyonu düşük seyretmeye devam ederken, hizmet enflasyonundaki iyileşme belirginleşmektedir. İşlenmemiş gıda enflasyonu önceki iki aydaki yüksek seyrin ardından aralık ayında ılımlı görünmektedir… Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürmekte ve dezenflasyon sürecini güçlendirmektedir. Maliye politikasının artan eşgüdümü de bu sürece önemli katkı sağlayacaktır”.

Nitekim birçok ana akım iktisatçı ve TOBB gibi sermaye örgütü faiz indirimini yerinde bulurken, basın açıklamasında yer alan toplam talep ve enflasyondaki düşüş eğilimine vurgu yaptılar.

Para-Maliye-Gelir Politikası Üçlüsü

Biraz iktisat kitaplarına dönüş yapalım. Kitaplar piyasa ekonomilerinde iktidarların enflasyonu düşürme konusunda kullanabileceği para, maliye ve gelir politikası gibi üç önemli politika aracı olduğunu yazarlar. Ayrıca bu kitaplarda bu üç aracın birbiriyle uyumlu kullanılması gerektiği de ileri sürülür.

Örnek olarak, eğer enflasyonla mücadele söz konusuysa ve enflasyonun nedeni olarak da toplam talebin toplam arzdan çok yüksek olma hali gösteriliyorsa (ki Türkiye’de ağırlıklı resmi görüş bu yönde), bu üç politika aracının da sıkı olması gerekir. Yani sıkı para, sıkı maliye ve sıkı gelir politikası üçlüsünün uyumlu olması, biri “beyaz” derken diğerlerinin “siyah” dememesi gerekir.

İktidar kurala ne kadar uyuyor?

Maliye politikası bir süredir sıkılaştırılıyor. 2025 yılında çok daha sıkı bir maliye politikası uygulanacağı Orta Vadeli Program ile daha önce açıklanmıştı.

Örnek olarak, mevcut yüzde17,4’lük toplam vergi yükünün (vergi/GSYH) seneye yaklaşık 1 puan yükseltilerek yüzde18,3’ün üzerine çıkarılması maliye politikasında sıkılaşmayı gösteriyor. Yani seneye daha fazla vergi salınacak.

Siyasal iktidar genelde sermayeden vergi almayı tercih etmediği için bu vergileri ağırlıklı olarak emekçilerden, halktan toplayacak. Son zamanlarda gerek elektrik ve doğal gaz fiyatlarına, gerekse de benzin, motorin, LPG ve alkollü içkiden alınan vergilere yapılan zamlar bunun bir kanıtı. Bu yüzden de bir maliye politikası aracı olarak 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi gelecekte halktan yana değil, halka daha fazla kemer sıktıran bir bütçe olarak anılacaktır.

Harcamalar tarafında da özellikle de personele dönük harcamalarda ve halka dönük sosyal harcamalarda ve yatırım harcamalarında ciddi bir kesinti yani kemer sıkmaya gidileceği Bütçede açıklandı.

Kısaca, Bütçe önümüzdeki yıl kamu emekçilerinin ücret ve maaşlarına bu kesimleri rahatlatacak bir zam yapılmasının mümkün olmayacağını ifade ediyor. Zira personel harcamaları 2023’ten 2024’e yaklaşık yüzde102 oranında artırılmışken, 2025’te bu artışın sadece yüzde 30 olması hedefleniyor. Hali hazırda 11 aylık sermaye transferlerinin sadece yüzde %10 oranında gerçekleşmesi ise (eğer aralık ayında bu açık kapatılmazsa), izlenen maliye politikasının yeni yatırımların yapılmasını amaçlamadığını gösteriyor.

Yüzde 44 yeniden değerleme oranı

İlave olarak, yüzde 43,93 olarak belirlenen yeniden değerleme oranını düşürme yetkisi varken Cumhurbaşkanı bu yetkisini kullanmadı.

Böylece devlet, gelir vergisi dilimleri, motorlu taşıtlar vergisi tutarları, çevre temizlik vergisi tutarları, usulsüzlük, özel usulsüzlük cezaları gibi çeşitli had ve miktarlar, maktu damga vergileri ve damga vergisine ilişkin üst sınır, yurt dışı çıkış harcı, pasaport harçları ve trafik cezaları da dahil olmak üzere, alacakları konusunda hedeflenen enflasyon oranının (yüzde 21) en az iki katı bir oran uygulayacak.

Son üç yılın en düşük asgari ücret zammı

Gelirler politikası alanında son yılların en düşük asgari ücret zammının yapılması (yüzde 30) iktidarın sıkı gelir politikası uygulamaya kararlı olduğunu gösteriyor.

Çünkü 2023 yılında asgari ücrete yüzde 34’ü; 2024 Ocak ayında yüzde 49’u aşan oranda zam yapılmıştı. Bu yıl bunun yüzde 30’a düşürülmesi enflasyonla mücadelenin faturasının asıl olarak toplumun en yoksullarına, en korumasızlarına, en örgütsüzlerine ödettirileceğinin bir kanıtı.

Son olarak, para politikası kapsamında politika faizinin düşürülmesi ve bu düşüşün muhtemelen sürecek olması bundan böyle sıkı para politikasından adım adım vaz geçileceği yani bu politikanın gevşetileceği anlamına geliyor.

Bu, artık “bir erken seçim hamlesi midir yoksa sermayenin özellikle de durgunluk ve ağır borç yükü içindeki kesimlerinin rahatlatılarak gazlarının alınma operasyonu mudur”, ilerde anlaşılacak.

2 sıkı 1 gevşek

O halde biz emekçiler adına şu soruları soralım iktidara:

Eğer politika faizini “enflasyonda durum iyiye gidiyor” diye düşürdüyseniz, aynı gerekçeyle asgari ücretliye daha fazla zam yapabilirdiniz, neden yapmadınız?

Toplam talebi düşürmek için asgari ücret zammını daha yüksek tutamadığınızı söylüyorsunuz. Peki faiz indirimleri toplam talebi (para kullanma ve kredi maliyetlerinin düşmesinden dolayı) artırmayacak mı?

Neden patronlar söz konusu olduğunda vidayı gevşetiyor, işçiler söz konusu olduğunda vidayı daha da sıkıyorsunuz?

Sanayicisinden, inşaatçısına, büyük tüccarından bankacısına kadar sermaye sınıfının kârlarını daha da artırarak onları mutlu ederken, asgari ücreti açlık ücretine dönüştürerek işçi sınıfını, emekçileri perişan ettiğinizin farkında değil misiniz?

Anahtar sözcükler: Asgari ücret, Faiz indirimi, Sıkı gelir politikası, Sıkı maliye politikası, Yeniden değerleme oranı.

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 16 39
2. Trabzonspor 16 35
3. Fenerbahçe 15 33
4. Göztepe 16 29
5. Beşiktaş 16 26
6. Samsunspor 16 25
7. Gaziantep FK 16 23
8. Başakşehir FK 16 20
9. Kocaelispor 16 20
10. Alanyaspor 16 18
11. Çaykur Rizespor 16 18
12. Konyaspor 15 16
13. Gençlerbirliği 16 15
14. Kasımpaşa 16 15
15. Antalyaspor 16 15
16. Kayserispor 16 14
17. Eyüpspor 16 13
18. Fatih Karagümrük 16 9
Takımlar O P
1. Amed SK 17 35
2. Pendikspor 17 33
3. Esenler Erokspor 17 32
4. Bodrum FK 17 31
5. Çorum FK 17 29
6. Iğdır FK 17 29
7. Erzurumspor FK 17 27
8. Boluspor 17 26
9. Bandırmaspor 17 26
10. Serik Belediyespor 17 25
11. Keçiörengücü 17 22
12. Sivasspor 17 21
13. Van Spor FK 17 21
14. İstanbulspor 17 21
15. Manisa FK 17 19
16. Sakaryaspor 16 19
17. Ümraniyespor 17 18
18. Sarıyer 17 17
19. Hatayspor 16 5
20. Adana Demirspor 17 2
Takımlar O P
1. Arsenal 16 36
2. Manchester City 16 34
3. Aston Villa 16 33
4. Chelsea 16 28
5. Crystal Palace 16 26
6. Liverpool 16 26
7. Sunderland 16 26
8. Manchester United 15 25
9. Everton 16 24
10. Brighton & Hove Albion 16 23
11. Tottenham 16 22
12. Newcastle United 16 22
13. Fulham 16 20
14. Brentford 16 20
15. Bournemouth 15 20
16. Nottingham Forest 16 18
17. Leeds United 16 16
18. West Ham United 16 13
19. Burnley 16 10
20. Wolverhampton 16 2
Takımlar O P
1. Barcelona 17 43
2. Real Madrid 17 39
3. Villarreal 15 35
4. Atletico Madrid 17 34
5. Espanyol 16 30
6. Real Betis 15 24
7. Athletic Bilbao 17 23
8. Celta Vigo 16 22
9. Sevilla 16 20
10. Getafe 16 20
11. Elche 16 19
12. Deportivo Alaves 16 18
13. Rayo Vallecano 15 17
14. Mallorca 16 17
15. Real Sociedad 16 16
16. Osasuna 16 15
17. Valencia 16 15
18. Girona 16 15
19. Real Oviedo 16 10
20. Levante 15 9