Ülkede çok yoğun bir gündem var ve bunun bir kısmı yapay, bir kısmı da gerçek sorunlarla dolu. Ancak bunlardan birisi var ki bazı futbolcuların dolandırılmasıyla başlayan ve süper kupanın ertelenmesine kadar giden, ardından da iktidar blokunun bir kez daha suçlayıcı, ötekileştirici bir dil kullanmasıyla sonuçlanan futboldaki çürümeye işaret ediyor.
Genel olarak “futbol” olarak adlandırılan bu spor dalı ülkede bir süredir yasa dışı bahislerle, manipülasyonlarla ve kara para aklamalarıyla anılır oldu.
1,7 trilyon dolarlık bir yasa dışı gelir
Ancak bütün dünyada durumun aşağı yukarı böyle olduğunun altının çizelim. Öyle ki, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’'ne (UNODC) göre, yasadışı tüm spor bahislerinden ve maç manipülasyonlarından dünyada yılda elde edilen yasa dışı gelir ve aklanan kara para 1,7 trilyon dolar civarında. (1) Yani çürüme yerel olduğu kadar küresel de.
Türkiye’de bu faaliyetlerden sağlanan gelirin ve aklanan kara paranın ne kadar olduğuna dair bir sağlıklı bir veri yok ama bunun hatırı sayılır bir tutar olduğu tahmin ediliyor.
Yolsuzluk ve kara para aklama sporu kuşattı
Kısaca, içinde yaşadığımız maksimum kâr elde etmeye odaklanmış kapitalist sistemin pek çok sektörünü olduğu gibi, sektörleşmiş spor alanını da yolsuzluklar ve kara para aklama faaliyetleri kuşatmış durumda.
Bu gerçek ortada iken, ülkede iktidar bloku yaptığı bir düzenleme ile bu yılbaşından geçerli olmak üzere, şans oyunlarından aldığı vergiyi yarıya indirdi.
“Şans Oyunları Vergisi” her türlü şans oyunları faaliyetinden elde edilen hasılat üzerinden alınıyor. Verginin mükellefi, kendisine şans oyunları tertip etme hak ve yetkisi verilmiş kurumlar. Dolayısıyla da yapılan vergi indiriminden doğrudan şans oyunu düzenleyen şirketler yararlanıyor. Şirketlerin bu indirimi kupon fiyatlarını düşürerek, müşterilere uygulayıp uygulamayacağı piyasa koşullarıyla ilgili bir durum. Yani böyle bir vergi indiriminin şans oyunlarını ucuzlatması mümkün olabilir de, olmayabilir de.
Diğer taraftan, bu düzenleme genel olarak sektördeki kârlılığın daha da artarak sektörün daha da büyümesine hizmet edeceğinden, fiilen kumarı ve kumarhane kapitalizmini teşvik eden bir tutum sergileniyor.
İndirilen vergi ile şans oyunları şirketlerinin kârları artacak
Son düzenlemeye göre, vergi oranları; spor müsabakalarına dayalı müşterek bahislerde yüzde 5 (daha önce yüzde 10 idi), at yarışlarında yüzde 7 (daha önce yüzde 14 idi) ve diğer şans oyunlarında ise yüzde 10 (daha önce yüzde 20 idi) olarak uygulanacak. (2)
Özetle, halka bu yılın başından itibaren yüzde 58,5 oranında yeni vergi zamları ve akaryakıt ve ulaştırma zamlarıyla yüklenen iktidar bloku, yasa dışı bahislerin en fazla yapıldığı bir sektördeki şans oyunları işletmeciliği yapan şirketlerin vergisini indirerek bu faaliyetleri destekler bir pozisyon aldı.
Aynı zamanda iktidar bloku, emekçileri örgütlü bir biçimde reel ücret artışı için mücadele vermesinler, ekonomik hak arayışı içinde olmasınlar diye giderek şans oyunlarından para kazanmaya yönlendiriyor, böylece umut tacirlerinin de önünü açıyor.
Öyle ki bir yandan bu sektördeki şirketlerin patronlarına sağladığı vergi indirimi ile onlardan artık daha az vergi alarak ilave kazanç sağlarken, diğer yandan giderek yoksullaşan emekçileri bireysel kazanç elde etme çabası içine sokarak örgütlü sınıf mücadelesinin dışında tutmaya çalışıyor. Aynı zamanda Hazine açısından bir vergi geliri kaybına da neden oluyor.
Alın teri ile kazanılan milyon dolarlar (!)
Hatırlayalım ülkenin tekel konumundaki şans oyunları şirketi olan Milli Piyango, önce 2017’de T. Varlık Fonu’na devredildi. Sonra 2020 yılında özelleştirilerek, Ziraat Bankası’ndan aldığı yüzlerce milyon dolarlık krediyi geri ödemeyen Demirören Grubu ve hakkında dünya çapında kara para akladığı iddiaları bulunan İtalyan ortağı Sisal S.p.A’ya (Sisal-Şans Ortak Girişim Grubu) veridi. O günden bu yana da şirketin dış denetimi yapılabilmiş değil. İtalyan grubun hisseleri daha sonra 2022 yılında İrlandalı Flutter PLC şirketine satıldı. (3) Bu vergi indirimi düzenlemesinde bu yandaş sermaye grubunun payı var mıdır, yanıtlanması gereken bir soru.
Ayrıca, basında “Fatih Terim Fonu” olarak anılan bir dolandırıcılık olayında vergisiz ve tefeci faizi ile servetlerini büyütmek için milyonlarca dolarlarını düşünmeden bir bankacıya teslim eden teknik direktör ve futbolcuların “alın teriyle mi para kazandıklarını sorgulamak lazım. Zira eğer milyonlarca dolar alın teri ile kazanılabiliyorsa, 17 bin TL için bir ay (haftada ortalama en az 45 saat) çalışan işçiler ne tür bir ter döküyorlar?
Anahtar sözcükler: Futbol, Kara para aklama, Manipülasyon, Spor, Şans Oyunları Vergisi, Yasa dışı bahis, Yolsuzluk.
Dip notlar:
- https://www.occrp.org/en/daily/18321-un-corruption-in-sport-worth-1-7-trillion-annually (20 Aralık 2023).
- 28.12.2023 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 8003 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı.
- https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/demirorenin-ortagi-oldugu-milli-piyangoda-vahim-tablo (1 Nisan 2022); https://www.yurtgazetesi.com.tr/guncel/ozellestirilen-milli-piyangonun-yabanci-ortagi-degisti (3 Ağustos 2022).