"Barınma krizi kapıda"

CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, fahiş kira artışları ve yüksek konut fiyatlarının Türkiye’yi ciddi bir barınma krizinin eşiğine getirdiğini söyledi.

Zonguldak 03.08.2022, 10:52
"Barınma krizi kapıda"

CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, fahiş kira artışları ve yüksek konut fiyatlarının Türkiye’yi ciddi bir barınma krizinin eşiğine getirdiğini söyledi.

TBMM’de kira artış oranlarının %25’e sabitlenmesinin ardından kiralardaki ve konutlardaki fahiş artışın hız kesmeden devam ettiğini söyleyen Ünal Demirtaş: “Fahiş kira artışları, özellikle büyük şehirlerde kirada oturanlar için bir barınma krizini ortaya çıkarmıştır. Vatandaşlarımızdan kirada oturanlar kiralarını ödeyemez, yeni ev kiralamak isteyenler de kiralık ev tutamaz hale gelmiştir” dedi.

Özellikle kirada oturan memurlar, işçiler, emekliler, küçük esnaflar ve öğrenciler gibi dar gelirliler açısından büyükşehirlerde ve sahil kesimlerindeki kentlerde yaşamasının imkansız hale geldiğine dikkat çeken Ünal Demirtaş; “Kiraların fahiş miktarlarda arttığı bu bölgeler kamu çalışanları açısından adeta sürgün şehirleri haline gelmiştir. Çünkü bu şehirlerde görev yapan kamu çalışanları, aldıkları maaşın 4’te 3’ünü kiraya vermek zorunda kalmaktadır. Bu durum da, tersine göçü hızlandırmıştır” dedi.

Konuyla ilgili olarak bir meclis araştırma komisyonu kurulması için Meclis Başkanlığına bir önerge veren CHP’li Demirtaş, önergesinde şunları ifade etti;

EV SAHİBİ OLANLAR AZALIYOR, KİRADA OTURANLAR ARTIYOR

TÜİK’in 12 Mayıs 2022 tarihinde yayımladığı “İstatistiklerle Aile 2021” Bültenine göre, 2021 yılında konutlardaki mülkiyet durumları incelendiğinde, fertlerin %57,5'inin oturduğu konutun kendilerine ait olduğu, %26,8'inin ise kiracı olduğu, lojmanda oturanların oranının %1,2, kendi konutunda oturmayıp kira ödemeyenlerin oranının ise %14,6 olduğu açıklanmıştır. Mülkiyet durumu istatistiklerinin son 5 yılına bakıldığında ise;2017 yılında ev sahibi olanların oranı %59.1 iken bu oran, 2018 yılında %59’a, 2019 yılında %58.8’e, 2020 yılında % 57.8’e, son olarak 2021 yılında de %57.5’e düşmüştür. Bunun yanında kiracı olanların oranı 2017 yılında %24.7 iken bu oran 2018 yılında %25.2’ye, 2019 yılında %25.6’ya, 2020 yılında % 26.2’ye, son olarak 2021 yılında ise %26.8’e yükselmiştir. Son 5 yılda, ev sahibi olanların sayısı düşerken, kirada oturanların sayısı yükselmektedir. Bugün ülkemizde 22 milyon 660 bin 561 kişi kirada yaşamaktadır.

KİRALAR 1 YILDA %152 ARTTI

Ak Parti iktidarının yanlış ekonomi politikaları nedeniyle; Türk lirasının döviz karşısında sürekli değer kaybettiği, temel tüketim maddeleri başta olmak üzere iğneden ipliğe her şeyin sürekli zamlandığı dolayısıyla enflasyonun sürekli rekorlar kırdığı bir dönem yaşanmaktadır. Haziran 2022 tarihinde TÜİK’in makyajlı rakamları ile bile TÜFE % 78,62’ye çıkmıştır. ENAG tarafından yapılan açıklamaya göre ise gerçek enflasyon %175’leri bulmuştur. Dolayısıyla TÜİK’in her ay yayımladığı TÜFE oranına göre belirlenen kira artış oranları da fahiş rakamlara yükselmiştir. Ak Parti iktidarları tarafından yılarca konut fiyatlarını yükseltecek politikalar izlemiş, buna bağlı olarak kira fiyatları da sürekli yükselmiştir. Ancak özellikle 2018 yılında başlayan ekonomik krizin, ekonomik buhrana döndüğü bugünlerde kira fiyatları rekor üstüne rekor kırmaktadır. Gayrımenkul değerleme hizmeti veren “ Endeksa.com” verilerine göre Türkiye genelinde kiralar son 1 yılda %152, son 4 yılda ise %233 oranında artış göstermiştir. Haziran ayı itibariyle ortalama kiralar son bir yılda Muğla’da % 73 artarak 14 bin 937 TL’ye, Antalya’da % 310 artarak 10 bin 397 TL’ye ve İstanbul’da % 168 artarak 8 bin 107 TL’ye çıkmıştır.

KİRA ARTIŞINI %25’E SABİTLEMEK SORUNU KAYITDIŞINA TAŞIDI

Her ne kadar, kira fiyatlarındaki bu fahiş artış ile ilgili olarak 8 Haziran 2022 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda verilen bir önerge ile Borçlar Kanunu’na bir geçici madde eklenmiş ve “Konut kiraları bakımından bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih ilâ 1/7/2023 (bu tarih dâhil) tarihleri arasında yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmalar, bir önceki kira yılına ait kira bedelinin yüzde yirmi beşini geçmemek koşuluyla geçerlidir. Bir önceki kira yılının tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranının yüzde yirmi beşin altında kalması halinde değişim oranı geçerlidir. Bu kural, bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanır” düzenlemesi getirilmiş ise de, bu düzenleme sorunu çözmekten daha çok sorunu kayıtdışına taşımıştır. Söz konusu yasal düzenleme enflasyonun neden olduğu bir soruna getirilen geçici bir tedbir olup mevcut problemi kalıcı olarak çözmekten uzaktır. Kiracıları da ev sahiplerini de memnun etmeyen bu düzenleme hiçbir işe yaramamış, kiralar fahiş oranlarda yükselmeye devam etmiştir.

Bugün geldiğimiz noktada; ekonomik krizin giderek derinleştiği, TÜİK enflasyonunun bile giderek yükselerek üç haneli rakamlara ulaştığı, bu yüksek enflasyon karşısında ise işçi, memur, emekli, asgari ücretli gibi toplumun dar gelirli kesiminin gelirlerinin artmadığı hatta alım gücünün sürekli düştüğü, bu nedenle vatandaşlarımızın yüksek bir bölümünün fahiş kira artışlarını karşılayamadığı, bu nedenle evlerinden çıkarıldığı, insanların kiralarını karşılayabilmek için 5-10 kişi ile birlikte yaşamak zorunda kaldığı, kiralardaki artışın çok daha yüksek olduğu büyükşehirlerden ve sahil kesimlerinden Anadolu’ya göçlerin başladığı, bu durumun eğitimden sağlığa, üretimden istihdama kadar pek çok alanda önemli sorunlara yol açmaya başladığı, özellikle kiraların çok yüksek olduğu büyükşehirler ile sahil kesimlerinde bazı sektörlerde elman sıkıntısının yaşanmaya başlandığı, gençlerin üniversite tercihlerini yaparken, istedikleri üniversite ve bölümlerden daha çok yaşam maliyetinin en önemli kalemlerinden olan barınma sorununa göre tercihlerini yapmak zorunda kaldığı, konut hakkına erişmede çok ciddi sorunların olduğu bir kriz dönemi yaşanmaktadır. Bu nedenle barınma konusunda yaşanan sorunun acilen çözülmesi gerekmektedir.

EN ÖNEMLİ SEBEBİ YÜKSEK ENFLASYON

Ülkemizde ki kira artışlarında en önemli etkenlerden biri giderek yükselerek üç haneli rakamlara ulaşan, kronikleşmiş enflasyondur. Her türlüyü veriyi makyajlayan Türkiye İstatistik Kurumu’nun son 5 yıldaki enflasyon verilerine baktığımızda, enflasyonun 5 yılda TÜİK verileri ile bile 7 kat arttığını ortaya çıkmaktadır. 2017 yılında %11.92 olan enflasyon, 2018 yılında %20.30, 2019 yılında %11.84, 2020 yılında %14.60, 2021 yılında %36.08, 2022 yılı Haziran ayı itibariyle de %78.62’dir. TÜİK’e göre ÜFE ise %138,31’dir. ENAG tarafından yapılan açıklamaya göre Haziran ayı itibariyle gerçek enflasyon %175’lere yükselmiştir. Enflasyondaki bu yükseliş kira fiyatlarını doğrudan etkilemiştir. Dolayısıyla kira fiyatlarının ve kira artış oranın düşürülmesinin ilk yolu enflasyonun düşürülmesidir. Bunun için de enflasyonla mücadele edilmesi gerekmektedir. Ancak ne yazık ki ülkemizde; 2018 yılından bu yana Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında, tek adam rejiminin liyakatsiz, kuralsız, ekonomi ve maliye bilimi ile uzaktan yakından ilgisi olmayan, yanlış ekonomi politikaları nedeniyle enflasyon sürekli yükselmektedir. Türkiye adeta yanlış ekonomi politikaları ile uçuruma sürüklenmekte, bunun bedelini ise halkımız ödemektedir.

MAAŞLARDAKİ ARTIŞ YETERSİZ

Enflasyonun sürekli yeni rekorlar kırdığı ülkemizde, vatandaşlarımızın alım güçlerini yükseltecek şekilde gelirleri artmamaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu, gerçek verileri açıklamamakta, bu nedenle de çalışanlara ve emeklilere verilen ücret artışları son derece yetersiz kalmaktadır. Temmuz ayında, asgari ücret 5 bin 500 TL’ye çıkarılmış, kamu çalışanlarına %41.69, işçi, esnaf ve çiftçi emeklilerine %42.35’lik enflasyon farkı artışı yapılmıştır. Ancak bu rakamlar enflasyon karşısından ezilen milyonlarca vatandaşımızın alım güçlerini yükseltecek miktarlar değildir. Temmuz 2022’de,TÜİK’in kağıt üzerinde oynadığı verilere göre belirlenen maaş ve ücretlerdeki artışlar, çalışanların eline geçmeden erimiştir. Sadece yıllar bazında gıda fiyatlarındaki değişime baktığımızda, maaş ve ücretlere yansıtılan enflasyon farklarının ne kadar yetersiz olduğu ortaya çıkmaktadır. 2017 % 13.29 olan gıda fiyatlarındaki değişim oranı, 2018 yılında % 16.33,2019 yılında %15.18,2020 yılında %12.28,2021 yılında %19.60, 2022 yılı Haziran ayında ise %93.33’e yükselmiştir. Gıda fiyatlarındaki değişim oranı makyajlı TÜİK verilerine göre bile 5 yılda 7 kat artmıştır. Bunun yanında Birleşik Kamu İş tarafından 21 Temmuz 2022 tarihinde yapılan açıklamaya göre; gıdada, temmuz ayı itibariyle, yıllık fiyat artışı yüzde 175,9’a yükselirken, yılın ilk yedi aylık dönemindeki toplam artış ise 85,3’e çıkmıştır. Temmuz ayı itibariyle açlık sınırının 6 bin 839 liraya, yoksulluk sınırının ise 22 bin 278 liraya çıktığı ülkemizde, makyajlı TÜİK verileri ile hesaplanan enflasyon farkları işçi, memur ve emeklilerin ellerine geçmeden buharlaşıp gitmiştir.

SIĞINMACI SORUNU ÇÖZÜLMELİ

Kiralardaki fahiş artışının sebeplerinden birisi de, kontrolsüz biçimde Türkiye'ye getirilen, büyükşehirlerde sayıları bile tespit edilemeyen, ancak ülkemiz genelinde sayılarının 8 milyon olduğu tahmin edilen sığınmacılardır. Ülkemizdeki mevcut yapı stokunun vatandaşlarımız açısından bile yetersiz kaldığı bu ortamda, bu kadar yüksek orandaki sığınmacının olması elbetteki konut sorunun büyümesine ve kiraların da fahiş oranda zamlanmasına neden olmuştur. Kiralardaki fahiş artışın durdurulması için sığınmacı sorununun mutlaka çözülmesi ve sığınmacıların kendi ülkelerine geri gönderileceği koşulların mutlaka oluşturulması gerekmektedir.

KONUT ALANA VATANDAŞLIK

Bunun yanında konut fiyatları ile kira artışlarının fahiş oranlarda yükselmesinin sebeplerinden birisi de, kent merkezleri ile turistik beldelerde, yoğun bir şekilde yabancılara konut ve arsa satışı yapılmasıdır. İnşa edilen konutlar yabancılara vatandaşlık karşılığı satılmaktadır. Bu durum, hem mevcut konut stokunun vatandaşlarımızın ihtiyacını karşılayamamasına hem de ev fiyatların yükselmesine yol açmaktadır. Döviz kurlarının artmasıyla birlikte yabancılara döviz bazında ucuz gelen konutlar, Türk vatandaşlarına pahalı gelmekte, bu nedenle konutları Türk vatandaşları değil yabancılar satın alabilmektedir. Konut alana vatandaşlık verilmesi vaadi de sosyolojik ve demografik yapının bozulmasına, ev fiyatlarının enflasyonun da üzerinde artmasına hatta Türk lirası ile para kazanan vatandaşlarımıza dövizle ev satışı yapılmasına neden olmaktadır.

BÜYÜKŞEHİRLERDEN ANADOLU’YA GÖÇ BAŞLADI

Kiralarda ve kira artış oranlarındaki bu fahiş yükselmenin yıkıcı etkisi, özellikle büyükşehirlerde ve sahil kesimlerindeki kentlerde daha fazla hissedilmektedir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından Mayıs 2022 dönemine ilişkin Konut Fiyat Endeksi verileri ile ilgili açıklamaya göre; konut fiyatları mayısta yıllık bazda 145,5 oranında artarak rekor tazelemiş, Mayıs ayı itibarıyla ülke genelindeki 100 metrekare bir konutun ortalama fiyatı 1 milyon 194 bin TL'yi aşmıştır. Üç büyük il için konut fiyat endeksi değişimine bakıldığında ise mayısta bir önceki aya göre İstanbul’da %12.7, Ankara’da%11.9 ve İzmir'de %11.5 artış görülmüştür. Endeks değerleri geçen yılın aynı ayına göre ise İstanbul'da % 165.4, Ankara'da % 147.5 ve İzmir'de ise % 139.9 oranında yükselmiştir. Bu nedenle özellikle kirada oturan memurlar, işçiler, emekliler, küçük esnaflar ve öğrenciler gibi dar gelirliler açısından büyükşehirlerde ve sahil kesimlerindeki kentlerde yaşamak neredeyse imkansız hale gelmiştir. Kiraların fahiş miktarlarda arttığı bu bölgeler kamu çalışanları açısından adeta sürgün şehirleri haline gelmiştir. Çünkü bu şehirlerde görev yapan kamu çalışanları, aldıkları maaşın 4’te 3’ünü kiraya vermek zorunda kalmaktadır. Bu durum, tersine göçü hızlandırmış, aynı zamanda çalışmak için büyükşehirlere gelmek isteyenleri de durdurmuş, İstanbul, Ankara, İzmir, Muğla, Antalya gibi şehirlerdeki memur, öğretmen ve sağlık çalışanları, işçiler ile emekliler yaşam koşullarının görece daha kolay olduğu Anadolu’ya göç etmeye başlamıştır. Bu durum bir süre sonra eğitim ve sağlık hizmetleri başta olmak üzere kamu hizmetlerinde bazı aksaklıkların yaşanması riskini de arttırmaktadır.

ÖZEL SEKTÖR ÇALIŞANLARI DA MAĞDUR

Büyükşehirler ile sahil kesimlerindeki kiraların fahiş oranda artmasında sadece kamu çalışanları değil özel sektör çalışanları da ciddi şekilde etkilenmektedir. Bekar özel sektör çalışanlarının toplu şekilde ev kiralama gibi alternatiflerle sorunu çözmeye çalıştığı, bazı işletme ve fabrikaların çalışanlarına daha cazip olanaklar sunmak amacıyla lojman yapımı ya da kira desteği gibi alternatif çözümler aramaya başladığı ifade edilmektedir. Türkiye Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Federasyonu’nun (TAMPF) Başkanı Alp Önder Özpamukçu, tarafından yapılan açıklamada büyükşehirlerde perakande ve tekstil sektöründe çalışacak eleman bulma sorunun çok yüksek seviyelerde olduğuna dikkat çekilmiştir. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya’nın yaptığı açıklamada da büyükşehirlerdeki hayat pahalılığının göçe neden olduğu, önceden Anadolu’dan büyükşehirlere göç yaşanırken şu anda tersine bir göçün yaşandığı bu nedenle de büyükşehirlerde tekstil sektöründe nitelikli ve tecrübeli eleman bulma konusunda çok büyün sorun yaşandığı vurgulanmıştır. Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Başkanı Ramazan Bingöl de yaptığı açıklamada, tersine göç nedeniyle diğer sektörlerde yaşanan eleman bulma sorununun bir süre sonra yiyecek-içecek ve turizm sektörlerinde de yaşanma riskinin yüksek olduğunu, ifade etmiştir.

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN BARINMA SORUNU ÇÖZÜLMELİ

Bunun yanında, Eylül ayında, 2022-2023 Eğitim Öğretim Yılında bir yüksek öğretim programını kazanarak eğitimine başlayacak olan milyonlarca öğrenci, yerleştikleri okullarının bulunduğu şehirlere gitmeye başlayacaktır. Şu anda mevcut hali ile zaten çok ciddi boyutlara ulaşmış olan barınma sorunu, Eylül ayı itibarı ile daha da büyüyecektir. Bundan 1 yıl önce bile, 2021-2022 Eğitim Öğretim yılında yüksek öğretim programlarına yerleşen öğrencilerin barınma sorunu nedeni ile park, bahçe ve sokaklarda kalmak zorunda kaldığı hatırlanacak olursa, eğer önlem alınmazsa, önümüzdeki birkaç ay içinde, barınma sorunu toplumun her kesimi için ciddi boyutlara ulaşacaktır.

Yorumlar (1)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 15 41
2. Fenerbahçe 16 36
3. Samsunspor 15 29
4. Eyüpspor 17 27
5. Göztepe 15 25
6. Beşiktaş 15 25
7. Başakşehir 15 22
8. Antalyaspor 15 21
9. Konyaspor 16 20
10. Rizespor 15 20
11. Kasımpasa 15 19
12. Gaziantep FK 15 18
13. Sivasspor 16 18
14. Alanyaspor 15 17
15. Trabzonspor 15 16
16. Kayserispor 15 15
17. Bodrumspor 15 14
18. Hatayspor 15 9
19. A.Demirspor 15 5
Takımlar O P
1. Bandırmaspor 16 32
2. Kocaelispor 16 32
3. Erzurumspor 17 29
4. Karagümrük 16 28
5. Keçiörengücü 16 27
6. Igdir FK 17 25
7. Ahlatçı Çorum FK 16 24
8. İstanbulspor 16 23
9. Ankaragücü 16 23
10. Gençlerbirliği 16 23
11. Boluspor 16 22
12. Ümraniye 16 22
13. Pendikspor 16 22
14. Amed Sportif 16 22
15. Esenler Erokspor 16 21
16. Şanlıurfaspor 16 21
17. Sakaryaspor 17 21
18. Manisa FK 16 20
19. Adanaspor 16 11
20. Yeni Malatyaspor 17 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 15 36
2. Chelsea 16 34
3. Arsenal 16 30
4. Nottingham Forest 16 28
5. M.City 16 27
6. Bournemouth 16 25
7. Aston Villa 16 25
8. Fulham 16 24
9. Brighton 16 24
10. Tottenham 16 23
11. Brentford 16 23
12. Newcastle 16 23
13. M. United 16 22
14. West Ham United 16 19
15. Crystal Palace 16 16
16. Everton 15 15
17. Leicester City 16 14
18. Ipswich Town 16 12
19. Wolves 16 9
20. Southampton 16 5
Takımlar O P
1. Barcelona 18 38
2. Atletico Madrid 17 38
3. Real Madrid 17 37
4. Athletic Bilbao 18 33
5. Villarreal 17 27
6. Mallorca 18 27
7. Real Sociedad 17 25
8. Girona 18 25
9. Osasuna 17 25
10. Real Betis 17 24
11. Sevilla 17 22
12. Rayo Vallecano 17 21
13. Celta Vigo 17 21
14. Las Palmas 17 19
15. Leganes 17 18
16. Getafe 17 16
17. Deportivo Alaves 17 16
18. Espanyol 17 15
19. Real Valladolid 18 12
20. Valencia 16 11