07.12.2024, 11:13

ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ “MEFAT” ETMESİN

"İsmet İnönü, İkinci Dünya Savaşı yıllarında, Hitler, Türkiye'ye saldırırsa camileri hedef almayacağını düşündü.
  Bu nedenle, müzelerdeki tarihi ve dini değeri yüksek olan eserleri, zarar görmemeleri için bazı camilere taşıttı.
  Yani, onları -ahır değil- depo yaptı.
  Buralarda, Sakal-ı Şerif gibi, Hırka-i Şerif gibi kutsal emanetler saklandı.
  Evet, kapılarına kilit vurulup asker de dikildi.
  Çünkü, İsmet İnönü, bunların korunmasına, büyük önem veriyordu."
  Yukarıdaki metin, Tarihçi Sinan Meydan'ın, yıllardır süre gelen "İsmet İnönü, camileri ahır yaptı" yalanı ile ilgili açıklaması.
  Aşağıya yazacağım metin de -laiklik konusunda, 5 vakit namazını kılmasını haber yapan gazeteci Mete Akyol'a çok sinirlenecek kadar duyarlı olan- İsmet İnönü'nün "Sakal-ı Şerif" ve "Hırka-i Şerif" gibi, dinsel değerleri korumak amacıyla gösterdiği çabadan "Camileri ahır yaptılar" yalanına inandığı için haberi olmayan Milli Eğitim Bakanımız Yusuf Tekin'in, parti toplantısında yapığı konuşmanın bir bölümü.
  "Beni eleştiriyorlar.
  Bana diyorlar ki 'Laik eğitim açısından, senin söylediğin şey ters'
  Ben de diyorum ki 'Size ters gelebilir ama Batman'da, Erzurum'da, vatandaşların değerlerine ters değil.
  Bir terslik varsa; sizin laiklikten anladığınız şeyle, vatandaşın anladığı şey arasında terslik var.
  Sizin anladığınız laiklik şu; 1940'lı yılları hatırlayın. Camilerin kapısına kilit vurmak. Camileri, ahıra çevirmek. Vatandaşın Kur'an-ı Kerim öğrenmesini yasaklamak. Sizin, laiklikten anladığınız şey bu.
  Sizin laiklikten anladığınız şeyle benim anladığım şey aynı değil."
  Milli Eğitim Bakanımızın, konuşmasını okuyunca; önce inanamadım, sonra şaşırdım, daha sonra da, yakın akrabamız ve emekli öğretmen Rıza Kumbul Ağabey ve emekli öğretmen Ali Sargın Ağabey ile ilgili -biraz sonra anlatacağım- bir anıyı anımsadım.
  Milli Eğitim Bakanının, öyle bir konuşma yapmış olmasına; neden mi, önce inanamadım, sonra şaşırdım?
  Milli Eğitim Bakanlığı yapan ve profesör ünvanlı birinin, camilere neden kilit vurulduğunu bilmemesine inanılmaz, bildiği halde öyle bir konuşma yapmasına da şaşırılır çünkü.
  Söz buraya gelmişken, Ali Sargın ve Rıza Kumbul Ağabeylerden dinlediğim anıyı anlatmadan geçemeyeceğim.
  Birlikte görev yaptıkları okulun öğretmenlerinden birinin dayısı ölünce, acılı öğretmen, okul müdürlüğüne "Dayımın mefatı nedeniyle 3 gün izin istiyorum" cümlesi geçen bir dilekçe yazar.
  Ali Ağabey, bir öğretmenin "vefat" yerine "mefat" yazmasını yadırgadığı için Rıza Ağabey ile üzülerek paylaşınca, Rıza Ağabey -yaşanan olaya- espri yeteneğini de ekleyerek "Hemşehrim, öğretmenlik mesleği mefat edeli çok oldu" der.
  Yazımı, öğretmenlik mesleğinin, daha fazla “mefat” etmemesi için, Milli Eğitim Bakanımıza bir şeyler yazarak bitirmek istiyorum.
  Sayın Milli Eğitim Bakanım,
  Yazdıklarımı okuyup okuyamayacağınızı ve yazdıklarımın kulağınıza gelip gelmeyeceğini bilmediğim halde; öğrencilerinin, daha iyi eğitilmesi için varını yoğunu ortaya koymuş ve o alanda başarılı olmuş bir eğitimci olarak -eğitim ile ilgili- olması ve olmaması gereken, bir şeyler yazma gereği duyuyorum.
  Öğretmenlik mesleğinin “mefat” etmesini istemiyorum çünkü.
  Kul hakkı yememek için, öğretmen alımlarındaki, Mülakat Sistemine son verilmelidir.
  Din görevlilerinin yeri -ancak ve yalnız- cami ve benzeri ibadet yerleri olmalıdır, okullar değil.
  Okullardaki din eğitimi -Pedagojik eğitim alan- Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri tarafından verilmelidir. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerinin bilgisi yetersiz kalıyorsa, hizmet içi kurslarla yeterli duruma getirilebilir çünkü.
  Sözcü Gazetesi muhabiri, Yavuz Alatan'ın haberine göre: “Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi; Öğretmenlerin; %34'ünün asgari ücret, %36'sının 17 bin ile 25 bin lira arasında maaş aldığını” açıkladı.
  %36+%34=%70 olduğuna göre, normal öğretmen maaşı alanların oranı %30 oluyor.
  O nedenle; kimine göre “Tarikat” size göre “Sivil Toplum Kuruluşu” olan kurumlara ödenen paradan pay ayrılarak, öğretmenlerin, doğru dürüst maaş alması sağlanmalıdır.
  En küçük yerleşim birimlerinde bile okulların açık olması gerekirken, öğrenci sayısının azlığı nedeniyle köy okullarını kapattık.
  Laiklik ile ilgili çıkışınıza dayanarak soruyorum: Müslümanlık oranı "%99" olan bir ülkede yaşıyorsak ve Kuran-ı Kerim’in, ilk emri "OKU!" ise "Namaza gelenler az" diye camii de kapatmıyorsak "Öğrenci sayısı az" diye okul kapatmanın, mantığı ne olabilir?
  Bunun nedeni, öğretmen maaşları başta olmak üzere ödenecek olan para ise; Taşımalı Sistem ve taşınan öğrencilere verilen yemek için harcanan para, sözünü ettiğim yerlerde çalışacak öğretmen maaşlarını, fazlasıyla karşılar.
  Önce öğretmen okullarını kapattık. Sonra, öğrenci sayısı az olan sonra köy okullarını kapattık. İlkokul, en az 5 yıl olması gerekirken, onu da 4 yıla düşürdük.
  Sonuç, gördüğünüz gibi...
  Eğitim Sistemimizin, en büyük sorunu; bilgi olarak yetersiz kalan "zorunlu eğitim mezunları" ile işsizler ordusuna katkı payı olan "üniversite mezunları" iken ve Türkiye Cumhuriyeti, 100 yılı geride bıraktığı halde "Türkiye Yüzyılı" diye süslenen ama içerik olarak yetersiz kalan bir eğitim programı, ne anlama gelir?
  4+4+4 Eğitim Sistemi, kabul edildiği günlerde "4+4+4=0" başlıklı bir yazı yazmıştım ve söz konusu yazının, bir paragrafında "Çocukların, somut zekadan, soyut zekaya geçişi -anlama kapasitelerine göre- üçüncü sınıfın ikinci döneminden, beşinci sınıfın birinci dönemine kadar oturur. O nedenle; ilkokul en az 5 yıl olarak kalması gerekirken 4 yıla düşürüldü. İlkokul, 4 yıl olursa Matematik temeli atılamaz. Bu uygulama ile çok değil en geç 6 yıl sonra, 5 basamaklı, 5 doğal sayıyı alt alta yazıp toplayamayan, on binlerce öğrenci olacak. Sınıf öğretmenlerinin, beşinci sınıfta gösterildiği çabayı -bir çok sınıfta ders veren- branş öğretmenleri, istese da gösteremez çünkü" diye yazmıştım.
  Alıntı yaptığım yazımın, giriş bölümünde de "Aslında, bu sistemi -alanında başarılı bir öğretmen olarak- tartışmaya bile gerek bulmuyorum ama çevremdeki insanların, ilgili sorularından bunalınca yazmadan edemedim" yazıyordu
  Yeni Müfredatı da; şu ana kadar uygulanan, 4+4+4 Eğitim Sistemini aratacağını bildiğim için tartışmaya değer bulmuyorum.
  O nedenle; kendinizi ve Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığını daha fazla yıpratmadan istifa etmenizi veya "görevden affınızı" talep etmenizi öneriyorum.
  Birkaç ay önce; cumhurbaşkanı ile ana muhalefet partisi genel başkanı, bir araya gelip bir buçuk saat görüşmüş ama Eğitim Politikası konuşulup tartışılmamış ve siz “Yerel seçimlerde, ülkemizin birinci partisi olan CHP genel başkanı Sayın Özgür Özel, Sayın Cumhurbaşkanına, yeni Eğitim Programı ile ilgili olarak ne demiş ve ne önermiş? Yoksa, o konuda bir şey söylememiş mi?” diye merak bile etmediniz çünkü.

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 28 71
2. Fenerbahçe 28 68
3. Samsunspor 29 51
4. Beşiktaş 28 48
5. Eyüpspor 29 47
6. Başakşehir 28 42
7. Göztepe 28 39
8. Gaziantep FK 28 39
9. Kasımpaşa 29 39
10. Antalyaspor 29 39
11. Trabzonspor 28 36
12. Konyaspor 29 34
13. Rizespor 28 34
14. Bodrum FK 29 33
15. Kayserispor 28 33
16. Sivasspor 29 31
17. Alanyaspor 29 31
18. Hatayspor 28 19
19. A.Demirspor 28 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 32 63
2. Karagümrük 32 59
3. Erzurumspor 32 54
4. Gençlerbirliği 32 54
5. İstanbulspor 33 52
6. Bandırmaspor 32 52
7. Keçiörengücü 33 48
8. Iğdır FK 33 48
9. Amed Sportif 33 48
10. Ahlatçı Çorum FK 32 47
11. Ümraniye 32 46
12. Esenler Erokspor 32 45
13. Boluspor 32 45
14. Pendikspor 32 42
15. Sakaryaspor 32 42
16. Ankaragücü 32 38
17. Manisa FK 33 38
18. Şanlıurfaspor 33 37
19. Adanaspor 32 27
20. Yeni Malatyaspor 32 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 31 73
2. Arsenal 31 62
3. Nottingham Forest 31 57
4. Chelsea 31 53
5. Newcastle 30 53
6. M.City 31 52
7. Aston Villa 31 51
8. Fulham 31 48
9. Brighton 31 47
10. Bournemouth 31 45
11. Crystal Palace 30 43
12. Brentford 31 42
13. M. United 31 38
14. Tottenham 31 37
15. Everton 31 35
16. West Ham United 31 35
17. Wolves 31 32
18. Ipswich Town 31 20
19. Leicester City 31 17
20. Southampton 31 10
Takımlar O P
1. Barcelona 30 67
2. Real Madrid 30 63
3. Atletico Madrid 30 60
4. Athletic Bilbao 30 54
5. Villarreal 29 48
6. Real Betis 30 48
7. Celta Vigo 30 43
8. Real Sociedad 30 41
9. Rayo Vallecano 30 40
10. Mallorca 30 40
11. Getafe 30 39
12. Sevilla 30 36
13. Osasuna 30 35
14. Valencia 30 34
15. Girona 30 34
16. Espanyol 29 32
17. Deportivo Alaves 30 30
18. Leganes 30 28
19. Las Palmas 30 26
20. Real Valladolid 30 16