Doğayla iç içe yaşayan Yörükler ve Türkmenler, doğanın kıymetini çok iyi bilir ve o doğaya zarar vermediği gibi zarar vermek isteyenlere de engel olur.
Yörük ve Türkmenler, yaşadığı alanların, gönüllü korucusu olduğu için ağaç kesmez, orman yakmaz, yakılmasını önlemek de, her türlü önlemi alır.
Buna karşın, yangın çıkartılırsa da -o yangın söndürmek için en önde yer alır.
Yakacak odun ihtiyacını; çevredeki ağaçların, kurumuş dallarını toplayarak veya keserek gideren Yörük ve Türkmenlerin doğa sevgisi üst düzeydedir çünkü.
Konup göçtükleri doğayı, yurt edinen Yörük ve Türkmenlerin vatan sevgisi de çok güçlüdür.
09.09.2017 tarihinde; Yörüklerin, vatan sevgisini dile getiren "TÜRKİYE CUMHURİYETİ BÖLÜN(E)MEZ" başlıklı yazım yayınlanmıştı.
Yukarıda yazdıklarımı, tamamlayan şeyler olduğu için yazımı; o yazıdan -uzunca- bir alıntı yaparak bitireceğim.
Siz, “Zeybek Ali Ağa” adını hiç duydunuz mu?
Hani Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Torosların tepesine çıkıp baktığınızda, dumanı tüten bir Yörük çadırı görürseniz, bu ülkeyi hiçbir güç ele geçiremez" sözü var ya, Kurtuluş Savaşı yıllarında; Mustafa Kemal'e, kendi payından ve çevresinden topladığı -savaşacak onlarca insan, yiyecek ürünleri, altın, büyük ve küçükbaş hayvan göndererek- o sözün söylenmesine neden olacak kadar yardım ileten Aşiret önderidir, Zeybek Ali Ağa.
Kendisi, benim aşiretimin önde gelenlerinden biridir.
O aşiretin bir ferdi olarak gururla söylüyorum ki; bizim dumanımız tüttükçe bizim ülkemizi hiçbir güç ele geçiremez, hiçbir güç bölemez”
Benim aşiretimden; sağcısından solcusuna, öğretmeninden öğrencisine, yargıcından mübaşirine, savcısından sanığına, avukatından zanlısına, milletvekilinden devlet memuruna, büyükşehir belediye başkanından temizlik işçisine, emniyet genel müdüründen gece bekçisine, fabrikatöründen işçisine, toprak ağasından amelesine, muhtarından halkına kadar her çeşit insan çıktı ama hiç vatan haini çıkmadı, çıkmaz da.
Benim aşiretimden; Atatürk ilkelerine bağlı, ülkesinin bağımsızlığı için ölümü göze almayı sıradan bir olay olarak gören, yasalara saygılı, doğayı, hayvanları, insanları seven, topluma yararlı olmayı en önemli ilke edinen çok insan çıkar ama bir tek vatan haini çıkmaz.
Babamın annesi, Zeybek Ali Ağa ve az sonra sözünü edeceğim Kumbul Ağa ile kuzen, babası da Kara İsmail ile kardeş.
“Zeybek Ali Ağayı anladık da Kumbul Ağa ve Kara İsmail, nereden çıktı?” dediğinizi duyar gibi oldum,
Kumbul Ali Ağa ve dedemiz Kurtuluş Savaşında şehit düştüğü için dedemiz olarak benimsettiğimiz Kara İsmail, Yörük olarak konup göçerken; bir gün konakladıkları yere başkalarının çadır kurduklarını görünce çadırı ziyaret ederler.
Çadırda yaklaşık olarak 15-20 kişi vardır.
İki kişi olmalarına karşın, o kalabalığa:
-Burası, bizim yurdumuz. Siz, bizim yurdumuza çadır kurmuşsunuz. Çadırınızı sökün ve kendinize konaklayabileceğiniz yeni bir yurt seçin, diye uyarıda bulunurlar.
Kalabalıkta bulunanlardan biri, iki kişiyle kolayca başa çıkacaklarını düşünerek alay eden bir tavırla:
-Çadırı sökmesek ne olur? diye sorunca Kumbul Ağa, cebinden çıkardığı çakı ile birkaç saniye içerisinde çadırın tüm iplerini keserek çadırı, adamların başına yıkar.
Bir yandan Kumbul Ağa, diğer yandan dedemiz bildiğimiz Kara İsmail, çadırın altında kıpırdayanı bıçaklar ve birkaç gün sonra adamların orayı terk etmelerini sağlar.
Kumbul Ağa ve Kara İsmail, haksızlığa uğrayınca kendi çaplarında birer Malkoçoğlu, birer Battal Gazi’dir yani. Zeybek Ali Ağa da öyle. Tıpkı, babamın akrabaları olan; Tat Ahmet, Topal Yusuf, Kara Hüseyin, Postallı Ali, Silahlı Hüseyin, Balık Hasan, Hacı Duran, Tahta Bıçak, Koca İbiş ve adlarını yazmaya satırların yetmeyeceği onlarca insan gibi, Annemin dayısı olan ve “Kurşun işlemeyen adam ” diye anılan Kurtuluş Savaşı kahramanı, eşkıya Karalı Hüseyin gibi.
Bu yüzden, çok net ve yalın bir anlatımla, bir kez daha söylüyorum:
- Gazi Mustafa Kemal Atatürk, yukarıdaki sözü söylediğine için, bir bakıma Türkiye Cumhuriyeti’nin sigorta poliçesi olan biz Yörükler; bu ülkeyi, kimseye böldürmedik, böldürmeyiz.
Herkes, hesabını ona göre yapsın, adımını ona göre atsın ve iyi bilsin ki; Türkiye Cumhuriyeti, bölünmez, bölünemez.
İnanmayan, denesin.