Yorumunuz başarılı bir şekilde gönderilmiştir. Editörlerimizin onayının ardından yayınlanacaktır!
Can
2 yıl önce
Bunun ortası yok mudur? İnancın politik amaçlar için sömürülmediği ama ezanın da ideolojik dayatmalar için Türkçe'leştirilmediği bir orta yol yok mu?
Biz ülke olarak hep uçlarda mı yaşamak zorundayız? Sürekli sömürü ve dayatma arasında seçim yapmak zorunda mıyız? Sömürü dayatmayı, dayatma da sömürüyü doğuruyor, bu kısır döngüyü nasıl kıracağız?
Atatürk kutsallaştırıldığında da aynı sonuç orta çıkmıyor mu? Düşünmeyen, sorgulamayan, Atatürk'ün her söylediğini doğru kabul eden, akıl ve zeka fonksiyonu çalışmaz haldeki Türkiye'nin en ulusalcı, en muhafazakar, en tutucu, çağdaş yobazlarından bıkmadık mı?
Ne dini sömürenler, ne Türkçe ezanı dayatanlar, ortası... İki kutup da birbirlerinden çok farklı olduklarını zannediyorlar, oysa birbirlerinden hiçbir farkı yok. Aynı düşünce eksikliği, aynı sorgulama yoksunluğu.
Böyle böyle, bu sömürücülerle, bu dayatmacılarla, en kötüsü de birbirinin şakşakçısı bu sözüm ona dindar, sözüm ona aydın yazarlarla bu günlere geldik. Hem ekonomik, hem sosyal, hem politik olarak çöktük. İflasın eşiğindeyiz ortayı bulmak zorundayız. Bu tip yazıların kimseye faydası yok, aynı yazının karşıt versiyonunu havuz medyasına da yazdırıyorlar, bizi birbirimizden uzaklaştırıyorlar, farkında değilsiniz...
Aydınlatıcı geniş bir çerçeveden değerlendirmişsiniz, çok teşekkürler. İnançlar en fazla az gelişmiş ve gelişmiş ülkelere bağımlı ülkelerde istismar ediliyor. Sebebi ve sonucu belli ,sebeplerini ortadan kaldırmak için Atatürkçü düşünce sistemi hayata geçmelidir. Saygılarımla
Değerli KIZGINKAYA, Türk Ulusu'nun ilerlemesini durdurmak için iç ve dış çıkar çevrelerinin istismar ettikleri din ve laiklik konusunu çok güzel irdeleyerek, okuyucularınızı aydınlatmış ve laiklik ilkesinin eşitlik, özgürlük ve barış için olmazsa olmaz önemini çok açık dile getirmişsiniz. Ben çok yararlandım. Başka insanlarımızın da yararlanması için kendi facebook sayfamda da paylaştım.
İnşAllah arkadaşlarımız da anlamak için okurlar diye düşünüyor ve size şükranlarımı sunuyorum.
Din değil din tacirliği ve bu tacirlığı getirdiği saltanat önemli. Bir çok ülkede olduğu gibi Ülkemizde de din tacirliği iktidar için de, cemaat ve tarıkatlar için de bir saltanat aracıdır.
Allah ile kul arasına kimse girmemeli ve gerçek inançlılar dilini bilerek yaşamalı.
Ne yazık ki hiçbir dinde olmayan parayla ibadet sadece bizde yapılıyorsa din tacirlerinin cemaatlerle ne servetleri edindikleri tasavvur ediniz.
Herkes inancını kendisi için yaşar. Bunun parayla saltanatlar ilgisi olmaz. Ama bizde dincilere ücret ödenmesin caminin önünden bile geçmezler.
Dindar geçinenlerin ve cemaatlerin de durumu bu.
Biz ülke olarak hep uçlarda mı yaşamak zorundayız? Sürekli sömürü ve dayatma arasında seçim yapmak zorunda mıyız? Sömürü dayatmayı, dayatma da sömürüyü doğuruyor, bu kısır döngüyü nasıl kıracağız?
Atatürk kutsallaştırıldığında da aynı sonuç orta çıkmıyor mu? Düşünmeyen, sorgulamayan, Atatürk'ün her söylediğini doğru kabul eden, akıl ve zeka fonksiyonu çalışmaz haldeki Türkiye'nin en ulusalcı, en muhafazakar, en tutucu, çağdaş yobazlarından bıkmadık mı?
Ne dini sömürenler, ne Türkçe ezanı dayatanlar, ortası... İki kutup da birbirlerinden çok farklı olduklarını zannediyorlar, oysa birbirlerinden hiçbir farkı yok. Aynı düşünce eksikliği, aynı sorgulama yoksunluğu.
Böyle böyle, bu sömürücülerle, bu dayatmacılarla, en kötüsü de birbirinin şakşakçısı bu sözüm ona dindar, sözüm ona aydın yazarlarla bu günlere geldik. Hem ekonomik, hem sosyal, hem politik olarak çöktük. İflasın eşiğindeyiz ortayı bulmak zorundayız. Bu tip yazıların kimseye faydası yok, aynı yazının karşıt versiyonunu havuz medyasına da yazdırıyorlar, bizi birbirimizden uzaklaştırıyorlar, farkında değilsiniz...
İnşAllah arkadaşlarımız da anlamak için okurlar diye düşünüyor ve size şükranlarımı sunuyorum.
Allah ile kul arasına kimse girmemeli ve gerçek inançlılar dilini bilerek yaşamalı.
Ne yazık ki hiçbir dinde olmayan parayla ibadet sadece bizde yapılıyorsa din tacirlerinin cemaatlerle ne servetleri edindikleri tasavvur ediniz.
Herkes inancını kendisi için yaşar. Bunun parayla saltanatlar ilgisi olmaz. Ama bizde dincilere ücret ödenmesin caminin önünden bile geçmezler.
Dindar geçinenlerin ve cemaatlerin de durumu bu.