Sancar: "Çare demokrasi ve barış!"

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kendi dönemlerinde faili meçhul cinayetlerin olmadığına dair açıklamalarına karşın, “Kendi dönemindeki cinayetler faili meçhul değil. Failler belli ama yargılanmıyor” dedi.

Meclis 01.06.2021, 15:26
Sancar: "Çare demokrasi ve barış!"

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kendi dönemlerinde faili meçhul cinayetlerin olmadığına dair açıklamalarına karşın, “Kendi dönemindeki cinayetler faili meçhul değil. Failler belli ama yargılanmıyor” dedi. 

Pantisinin grup toplantısında konuşan Mithat Sancar şu mesajları verdi:

KÜRT HALKI SAHİPSİZ DEĞİL

"Halkımızın kararlılığı ve haklı mücadelesi karşısında hiçbir zorba yönetimin başarı şansı yoktur, olmayacaktır. Hakkari'ye, Şemdinli'ye gitmemizin özel bir sebebi vardı. Derecik'te bir çoban ve arkadaşı askerin açtığı ateş sonucu yaralanmıştı 15 gün önce. Hakkari'de son 5 yılda 15 sivil kolluk güçlerinin hedef gözeterek açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti. 17 sivil yaralandı. Biz de halkımızın sahipsiz olmadığını göstermek halkımızla kucaklaşmak amacıyla gittik. Kürt halkı sahipsiz değildir. Bu zorbalığı alt edecek birikime ve inanca da sahiptir.

FAİLLER APAÇIK BELLİ

 İçişleri Bakanı da geçenlerde kendi döneminde faili meçhul cinayet olmadığını, işkence yapılmadığını söyledi. Doğrusu şu: Kendi dönemindeki cinayetler faili meçhul değil, apaçık belli. Bunlar yargılanmıyor, yargı önünde hesap sorulmuyor. Burada cinayetlerin faili belli, akıbetler belirsiz. Biz onu da adaletle belirtili hale getirmek için yürütüyoruz mücadelemizi. 

BUNLARI UNUTMADIK

Erdoğan dönemin Başbakanı'yken, Şemdinli'den gelen bir heyete, 'Benden yol isteyin, su isteyin ama bu olayı çözmemi istemeyin' demişti. Bunları unutmadık, Kürt halkı da unutmaz Türkiye'nin halkları da unutmaz. Kürt'e bakışık bütün çıplaklığıyla ortaya çıktığına tanık oluyoruz. 'Size su getirelim ama onurunuzdan ve onurunuzdan vazgeçin, haksız hukuksuz yaşamı kabul edin'. Hayır, kabul etmeyeceğiz bunu. Sırtını iktidara dayayan güvenlik mekanizmaları sanıyor ki bu bölge gözlerden uzak, istediğimizi yaparız, sivilleri vururuz, kimse sesini çıkaramaz. Halkımızı yalnız ve sahipsiz sanıyorlar. Halkımız kendisinin iradesine ve özgürlüğüne sahip çıkacak güce sahiptir. Biz bu mücadeleden bir milim sapmayacağız yolumuzdan. HDP onuru, hayatı, özgürlüğü ve barışı savunmak, bunların hayata geçtiği bir düzeni kurmak için vardır. 

KAÇAKÇILIK GEREKÇESİNİN ARKASINA SIĞINIYORLAR

 Şemdinli'de ve Hakkari'nin diğer bölgelerinde sivilleri hedef alan saldırılar sonrası yapılan açıklamalara bakın. Kaçakçılık gerekçesinin arkasına sığınıyorlar, oysa katledilenler sınırda bile değil, şehrin merkezinde.  Kaçakçılık dedikleri ne halkımız için? Bunlar yoksul halkın ekmek ve geçim kavgasından başka bir şey değil. Sınırın diğer tarafında akrabalar var. Zaten sınırın yapay bir bölünmeden başka bir şey olmadığını da biliyoruz. Diğer tarafta da aynı halklar yaşıyor. Ziyaretlerinde birkaç eşya da getiriyorlar. Bunlara kaçakçı muamelesi yapılıyor. Roboski'de de aynı gerekçelerle savaş uçakları 34 insanımızı katletmiştir. 33 kurşunun hikayesi de aynıdır. Buradaki politika halkı yoksul ve aç bırakmak, iktidara bağımlı hale getirmek ve onursuz bir yaşama mahkum etmek. Bunu başaramayacaklarını her fırsatta söyleyeceğim. 

KOLOMBİYA'YA BAKIN

 Kaçakçılık, uyuşturucu, silah ticareti mi arıyorsunuz? Kürt halkının geçim derdi için getirdiği basit eşyalara bakmayın, Venezuela'ya bakın, Kolombiya'ya bakın, Kıbrıs'a bakın, Suriye'ye yolladığınız TIR'lara, gemiciklerinize, uçak filolarınıza bakın. Bir siyasetçinin Susurluk döneminde kayıtlara geçen sözünü sembol olarak okuyacağım. Dönemin MHP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Bülent Yahnici, 2000 yılında Radikal'e 'Türkiye'nin bir ucundan girip bir ucundan çıkıyor değil mi uyuşturucu?' Böyle soruya şu yanıtı veriyor: 'Tabii, polis yol verir, TIR'lar yürür, önde polis arabaları gider, arkada bilmem neler eskort yapar, bu uyuşturucu bu şekilde 50 senedir gider, hâlâ da gidiyor. 

İLK DEFA SÖYLENMİYOR

 Bunlar ilk defa söylenmiyor. Yüzlerce bilgi belge, itiraflar var. Buna itiraz edin, edemezler çünkü bu işler böyle devam ediyor. Türkiye'de çeteler mafya, uyuşturucu kaçakçılığı, iktidarların bilgisi, kontrolü olmadan işleyemez. Bunların kaynağı nedir? Niye buna ihtiyaç duyuluyor peki?  Esas olarak bu kirli ağların ve ilişkilerin temeli Kürt sorunundaki çözümsüzlük politikası: İnkar, imha ve savaş politikalarıdır. Bu politikalarla Kürt sorununa yaklaşan iktidar, bu politikaları finanse etmek için bütçenin açık ya da örtülü kaynaklarıyla yetinemiyorlar, başka kaynaklara ihtiyaç duyuyorlar. Hukuk dışına çıktıklarında, devletin nizami güçleriyle bu politikaları yürütmeyi istemiyorlar çünkü işlenmiş ve işlenecek suçlar çok büyük. Bunun sorumluluğundan kaçmak için mafyayı devreye sokuyorlar. Kürt sorununda çözümsüzlük politikası, savaş, imha ve inkar anlayışı böylece çürütüyor ülkenin her tarafını. 

ÇARE DEMOKRASİ VE BARIŞ

Bu kirli döngü, kanlı girdap bazen yavaşlar, bazen gözlerden ırak tutulur ama yeniden büyüyerek hayatlarımıza musallat olmaya devam eder. Bu ülkenin insanlarının hayatlarını, ekmeklerini rehin almaya devam eder. O nedenle çareyi doğru tespit etmek için teşhiste anlaşmamız gerekiyor. Bilelim ki sorunun kaynağı Kürt meselesinde savaş politikaları, inkar ve imha zihniyetidir. Çözüm de bellidir, en başta Kürt sorununda demokratik siyasette barışa giden yolu açmaktır. Çare, demokrasi ve barıştır. Burada anlaştığımızda, ahtapotun diğer kollarına kolayca uzanır ve etkisiz hale getiririz. 

SAVAŞ POLİTİKALARINA GÖRE SİYASET

 Susurluk'ta birkaç yargılama göstermelik oldu ama faili meçhul cinayet davalarından JİTEM davalarından doğru düzgün sonuç çıkmadı. Çıkmayınca, o dönem bunları yapma hakkını kendinde görenler, ihtiyaç duyduğumuzda yeniden yaparız cesaretini alıyorlar işte. Biz diyoruz ki geçmişte yüzleşme, hesap sorma gereklidir. Her şeyden önce 'bir daha asla' diyebilmek için gereklidir. Biz şimdi güçlü bir sesle bağırmak zorundayız 'bir daha asla' diye. 2015 konsepti şimdi yürürlükte, buraya çözüm sürecinde masanın AKP tarafından devrilmesiyle geldik. İktidar, çözüm ve demokratikleşmenin konuşulduğu o süreçte, son olarak Dolmabahçe'de kurulan masaya tekmeyi vurdu, yeni Susurluk masasını kurdu, yeni ortaklar edindi AKP. Bunları birleştiren tek ortak nokta var, Kürt düşmanlığı. Kürt düşmanlığı üzerinden işleyen bu sistem, bütün halka, bu ülkeye düşmanlıktan başka bir şey üretmez. Bunu şimdi ortaya çıkan ifşaatlarla görüyoruz. Kürt halkına yönelik çektirme planını devreye soktular, arkası geldi. Yargı sistemini, medyayı, siyaseti savaş politikalarına göre yeniden şekillendirdiler. 

İFŞAATLARI İTİRAFA DÖNÜŞTÜRÜYORLAR

 Bizim bunu mutlaka değiştirmemiz lazım. Yeni diye inşaa ettikleri sistem de Susurluk koalisyonunun yeniden siyaset merkezli örgütlenmesi ve saray eliyle yönetilmesidir.  Bir mafya liderinin ifşaatlarına bakmamıza gerek yok. Bu bilgilerin yeniliği ya da önemi nedir diye sorarsanız, sadece kendisi konuşsa, itham ettiği kişiler sussa etkisi bu kadar olmayacak belki. Mesela Soylu çıkıp konuştuğunda, o ifşaatların hepsini itirafa dönüştürmüş oluyor. Kendini aklayacak hiçbir açıklama, gerekçe dile getiremiyor. Sedat Peker'in itham ettiği kişiler kendileri açıklama yaptıkça, o ithamları itirafa dönüştürüyorlar.  Her açıklama yeni bir itiraf. Ben onların yerinde olsam, biraz da akıllı davransalar susarlar. Yaptıkları her açıklama aleyhlerine delil oluşturuyor. Mutlaka yargılanacaklar ve bu delillerle yargılanacaklar, kendi sözleriyle yargılanacaklar, bizim mücadelemizin sonunda hesap verecekler. 

Bu karanlık dönemden çıkış mümkündür. Güçlerimizi birleştirirsek, hep birlikte mücadele edersek... Biz HDP olarak elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Önerilerimiz var, bu önerileri demokrasiden yana olan herkesle paylaşmaya devam edeceğiz. Sadece birkaç başlık sayayım, ondan sonra bunları nasıl yapabileceğimize ilişkin bir söz söyleyeyim. 

1- Her şeyden önce kendi mücadelemiz: Kendi mücadelemizi yürüttüğümüz alanlar hak, hukuk, demokrasi, özgürlük barış. Aş, iş, kadın yoksulluğuyla mücadele... Bunları birbirine bağlayacak temel hedefi örmeye çalışıyoruz, o da bu talan ve sömürü düzeninden kurtulmak. 

2- Ortak demokrasi mücadelesi: Bunun için herkese görev düşüyor. Özellikle başta barolar ve hukuk örgütleri olmak üzere demokratik kitle örgütleri, emek meslek örgütlerine görevler düşüyor. Biz çalışmalarımızı bu çevrelerle paylaşacağız. Buradan çıkışı birlikte öreceğimiz barış ve demokrasi mücadelesi mümkün kılacaktır.  Parlamentoyu da harekete geçirmeye çalışacağız ama iktidar engelliyor. Güçlü bir toplumsal ortak mücadeleye ihtiyaç vardır. Yargıyı da harekete geçirmek için uğraşacağız ama kolay olmadığını biliyoruz. Onları cesaretlendirmemiz gerekiyor. Halkın, toplumun onlara sahip çıkacağını görmelilerdir cesaret için. 

Bir maddemiz daha var: Erken seçim: Sadece bir bakan ya da adı geçen üç beş kişinin istifa etmesi, bütün çabaların oraya odaklanması bu sistemin yeniden üretilmesini kolaylaştırır. Sadece birkaç arızayı gidermiş olursunuz. Onlar ihtiyaç duyduklarında birbirlerini satacaklar bunları biliyoruz. Öyle olursa görevden almalar söz konusu olacaktır. Daha etkili çözüm, erken seçimi dayatmaktır. Toplumun çok büyük bir çoğunluğunun, demokrasi güçlerinin kuvvetli şekilde erken seçim talebini sahiplenmeleriyle sağlayacağız. Ancak bu şekilde toptan istifa ettirebiliriz. Hesap sormanın yeri de açılacaktır. Bizler milyonlarız. İşçiyle, esnafla, gençlerle, kadınlarla, çiftçilerle, Kürt'üyle Türk'üyle biz halkız.  Çözüm demokratik cumhuriyet, Kürt sorununda barış. Çözüm çözüm olmalıdır. İşte burada uzlaşabilirsek, bütün bu talan ağını, rant, mafyatik sistemi daha kolay teşhis eder, daha güçlü bir şekilde değiştirebiliriz. Sanıyorlar ki halklar bu ülkede sahipsiz. Hayır! Sabahın, yarınların, hakkın, özgürlüğün, barışın, umudun sahipliği vardır. Biziz. Halklardır."

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 26 68
2. Fenerbahçe 25 61
3. Samsunspor 26 50
4. Beşiktaş 25 44
5. Eyüpspor 26 43
6. Göztepe 25 36
7. Başakşehir 25 36
8. Gaziantep FK 25 35
9. Rizespor 26 33
10. Antalyaspor 26 33
11. Trabzonspor 25 32
12. Kasımpaşa 26 32
13. Alanyaspor 26 31
14. Konyaspor 26 28
15. Sivasspor 26 27
16. Bodrum FK 26 27
17. Kayserispor 25 27
18. Hatayspor 25 16
19. A.Demirspor 26 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 29 58
2. Karagümrük 29 52
3. Erzurumspor 29 48
4. Gençlerbirliği 29 48
5. Bandırmaspor 29 47
6. Boluspor 29 44
7. İstanbulspor 29 43
8. Amed Sportif 29 43
9. Keçiörengücü 29 42
10. Ahlatçı Çorum FK 29 42
11. Ümraniye 29 41
12. Iğdır FK 29 40
13. Pendikspor 29 40
14. Ankaragücü 29 38
15. Esenler Erokspor 29 38
16. Sakaryaspor 29 36
17. Şanlıurfaspor 29 34
18. Manisa FK 29 34
19. Adanaspor 29 27
20. Yeni Malatyaspor 29 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 29 70
2. Arsenal 28 55
3. Nottingham Forest 28 51
4. Chelsea 28 49
5. M.City 28 47
6. Newcastle 28 47
7. Brighton 28 46
8. Aston Villa 29 45
9. Bournemouth 28 44
10. Fulham 28 42
11. Crystal Palace 28 39
12. Brentford 28 38
13. Tottenham 28 34
14. M. United 28 34
15. Everton 28 33
16. West Ham United 28 33
17. Wolves 28 23
18. Ipswich Town 28 17
19. Leicester City 28 17
20. Southampton 28 9
Takımlar O P
1. Barcelona 26 57
2. Real Madrid 27 57
3. Atletico Madrid 27 56
4. Athletic Bilbao 27 49
5. Villarreal 26 44
6. Real Betis 27 41
7. Mallorca 27 37
8. Rayo Vallecano 27 36
9. Celta Vigo 27 36
10. Sevilla 27 36
11. Real Sociedad 27 34
12. Getafe 27 33
13. Girona 27 33
14. Osasuna 26 33
15. Espanyol 26 28
16. Valencia 27 27
17. Leganes 27 27
18. Deportivo Alaves 27 26
19. Las Palmas 27 24
20. Real Valladolid 27 16