12.06.2024, 18:21

Lefter'in Meyhanesi

Balıkpazarı, Sultan Abdülaziz’in talimatı ile kurulan ünlü alışveriş mekânı. Bugün hala bir enstalasyon sanatçısının elinden çıkmış gibi görülen manav tezgâhları, domuz, ördek, bıldırcın gibi her yerde bulunması mümkün olmayan etleri, üç yıldız şekercisi gibi kadim işletmeleri ve bira eşliğinde mideye indirilen ekmek arası kokoreç ya da midye tava gibi sokak lezzetleri ile İstanbul’un en gözde çarşılarından biridir burası. Bir de meyhaneleri ünlü idi bir zamanlar. Bugün hala Cumhuriyet Meyhanesi o geleneği yaşatmaya çalışıyor elden geldiğince ne var ki semtin en önemli meyhane yerleşkesi olan Nevizade sokaktakiler içkili lokantaya döndüler çoktan. 

Balıkpazarı’nın ana sokağı Sahne Sokak adını taşır. Bir zamanlar çiçek pasajının yerinde olan ünlü Naum Tiyatrosu anısına verilmiştir bu ad. Bu sokakta ruhsuz bir bina inşa edildi 1980 sonrasında. Aslı Han. Nedenini kimsenin bilemediği biz biçimde yıkılan Krepen (Aslı Krespin’dir) pasajının yerine yapıldı burası. Krepen’de dönemin en ünlü meyhaneleri yer almakta idiler. Meyhane kültüründeki erkek egemen düzenin yıkıldığı yer idi Krepen Pasajı. Yerine o ruhsuz bina yapıldı. Neyse ki sahaflar mekân tuttular burayı. 

İçeri girdiğinizde kitap kokuları karşılamakta sizleri. 

Krepen’in gözde olduğu yıllarda Nevizade pek o kadar revaçta değildi. Akşamcılar tercihlerini buradan yana kullanmazlardı pek. Sadece iki işletme bu kuralın istisnasını oluştururlardı. Lambo’nun Yeri ve Lefter’in Meyhanesi. 

Lambo’nun hikayesini size pazar günü yazmıştım. Bugün Lefter’i yazacağım Futbolcu değil bu meyhaneci Lefter sözünü ettiğim. 

“Nevizade’de yarı karanlık Lefter’in meyhanesi, beş parasız entelektüeller, dipte çalan bir laterna, yanında garson Tanaş. Bu Tanaş herkesin derdini bilirdi. Ona göre konuşurdu” 

Bu cümle Nazlı Eray’a ait. Böyle tanımlamış mekânı. Gerisini de ben tamamlayayım. Laternadan yükselen müzik pek değişmezdi. “Adalardan bir yar gelir bizlere” veya “Kanarini mu gliko” 

Orta yerde bir çini soba, kışın en sert günlerinde bile sıcacık içerisi. Bu sıcaklık sadece sobadan gelmiyor. Buradaki dostluk insanın içini ısıtan. 

Daha girer girmez masanız donanır. Taratorlu midye tava, beyin söğüş, patlıcan, kabak, biber kızartma, sarmısaklı yoğurt, barbunya pilaki, beyaz peynir ve kavun. İçilecek şeyin şarap veya rakı olmasına bağlı birkaç meze daha gelirdi belki. Girenler kazıklanma endişesinden uzak işletmecinin ise müşterinin cebindeki parayı son kuruşuna kadar alma gibi bir niyeti yok. Rakı eğer duble olarak sipariş edilmemişse karafakide gelir, şarap ise sürahide. Lefter masaları dolaşıp hal hatır sorar kimi zaman (Bu geleneği yaşadığı süre boyunca İmroz’un sahibi Yorgo da devam ettirdi.) her müşteri ile ortak bir konusu vardır onun ve bu sohbetten pek memnundur masadakiler. 

Saatler ilerledikçe bazı masalar laternadan yükselen müziğe eşik etmeye başlalar. 

Taşkınlık yapmadan, kimseyi rahatsız etmeden.

Kanarini mu gliko/ Simupires tomyalo/ Tuproyipu meksipnas/ Otangliko keleidas

Şarkıya katılanlar ait oldukları milliyetten bağımsız söylerlerdi bunları. Onları bu müzikle birleştiren ulusal aidiyetlerinden daha güçlü bir bağ vardı. “Hepsi İstanbullu idiler.” 

Dönemin ünlü yazarları da gelirdi buraya, gazetecileri, akademisyenleri ve avukatları da. Galatasaray Lisesi hocaları da uğrardı ara sıra, öğrencileri de. 

(Maalesef ben yetişemedim o günlere) 

1964 yılında sona erdi bu güzel günler. Ünlü 64 sürgünü Lefter’ialdı götürdü buralardan. Ece Ayhan’ın deyimi ile “bando mızıka” ile uğurlandı Lefter Yunanistan’a Yüreğinde İstanbul aşkı…

Meyhane kapandı. Yerine başka içkili lokantalar açıldı. Ama açılan bu mekânlarda dostluk ve sevginin yerini soğukluk ve resmiyet aldı. Müşterinin aldanma korkusu olmadan rahatça içkisini içebildiği ortamın yerinde yeller esiyor. Tahta masa ve sandalyelerin de. 

Mekanda kendilerine yer açanlar (İsmini vermek istemiyorum) Lefter’in de kambur Tanaş’ın da anısını yaşamaktan çok uzaktalar. 

Bugün kendilerini İstanbullu diye tanımlayıp ceplerindeki paranın gücü ile orada eğlenenler biz zamanlar buralarda paranın değil de çıkarsız dostluğun egemen olduğunu bilirler mi acep?

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 16 44
2. Fenerbahçe 16 36
3. Samsunspor 16 30
4. Göztepe 16 28
5. Eyüpspor 17 27
6. Beşiktaş 16 26
7. Başakşehir 16 23
8. Gaziantep FK 16 21
9. Antalyaspor 16 21
10. Kasımpasa 16 20
11. Konyaspor 16 20
12. Rizespor 16 20
13. Trabzonspor 16 19
14. Sivasspor 17 19
15. Alanyaspor 16 18
16. Kayserispor 16 15
17. Bodrumspor 16 14
18. Hatayspor 16 9
19. A.Demirspor 16 5
Takımlar O P
1. Kocaelispor 17 35
2. Bandırmaspor 17 33
3. Karagümrük 17 31
4. Erzurumspor 17 29
5. Keçiörengücü 17 27
6. Igdir FK 17 25
7. Amed Sportif 17 25
8. Ahlatçı Çorum FK 17 25
9. İstanbulspor 17 24
10. Ankaragücü 17 24
11. Manisa FK 17 23
12. Pendikspor 17 23
13. Gençlerbirliği 17 23
14. Esenler Erokspor 17 22
15. Boluspor 17 22
16. Ümraniye 17 22
17. Şanlıurfaspor 17 21
18. Sakaryaspor 17 21
19. Adanaspor 17 14
20. Yeni Malatyaspor 17 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 17 42
2. Arsenal 18 36
3. Chelsea 18 35
4. Nottingham Forest 18 34
5. Newcastle 18 29
6. Bournemouth 18 29
7. M.City 18 28
8. Fulham 18 28
9. Aston Villa 18 28
10. Brighton 18 26
11. Brentford 18 24
12. Tottenham 18 23
13. West Ham United 18 23
14. M. United 18 22
15. Everton 17 17
16. Crystal Palace 18 17
17. Wolves 18 15
18. Leicester City 18 14
19. Ipswich Town 18 12
20. Southampton 18 6
Takımlar O P
1. Atletico Madrid 18 41
2. Real Madrid 18 40
3. Barcelona 19 38
4. Athletic Bilbao 19 36
5. Villarreal 18 30
6. Mallorca 19 30
7. Real Sociedad 18 25
8. Girona 18 25
9. Real Betis 18 25
10. Osasuna 18 25
11. Celta Vigo 18 24
12. Rayo Vallecano 18 22
13. Las Palmas 18 22
14. Sevilla 18 22
15. Leganes 18 18
16. Deportivo Alaves 18 17
17. Getafe 18 16
18. Espanyol 18 15
19. Valencia 17 12
20. Real Valladolid 18 12