banner94

27.07.2022, 09:33

Hiç sayılmak (1)

Bir şeyler yazmak, çizmek, söylemek sorun değil de, anlamlı ve karşılığı olan bir şeyler yazmak, söylemek insanın içine oturuyor, içini acıtıyor. Ve anlıyorsunuz ki, düşünen insan, üzülen insandır.

Geçenlerde SBF'nin önceki dekanlarından, ki onu yakından tanıyanlar, "Efsane Dekan" diyorlar. Ya da, Mülkiyenin "Fikirşörü".

İlk onu tanıdığımda, bir hocamın referansı ile gitmiştim yanına, beni çok iyi ağırlamış ve konuşmuştuk. Dönem dönem de, toplantılarda karşılaşırdık.

Öyle SBF'nin dekanı olmak, ülke yöneticilerin kaderinde olmak sıradan şeyler değildir. Yürürken, bastığınız yerlerden ses gelir.

İlk tanışmamızdan en az on beş yıl sonra, bir gün sekreterim sevgili Derya içeri girdi ve değerli hocamın geldiğini ve benimle görüşmek istediğini söyledi. O gelenin kim olduğunun farkında değildi ama ben masamdan fırlayıp odama alınca, o bile şaşkınlığını gizleyememişti.

İlk tanıdığım azametli hocam yorulmuş, yıllar yıpratmıştı. Bana ilk referans olduğunu bile unutmuştu. Olanları anlatınca birden yüzüne bir can geldi ve mutlu oldu.

İktidarda SHP, CHP ortaklı hükümet gitmiş, sağ partilerin kurduğu bir hükümet iktidarda idi.

Sanıyorum Mülkiyeliler Birliğinde otururken birileri söylemiş, "gidin o çocuğu görün, sizin sorununuzu çözer" diye. Kendileri de lütfedip gelmişlerdi ama biraz kırık dökük olarak.

Kendisi ile sohbetten sonra gerginliği gitmiş, mutlu olmuştu ama bir sorunu için geldiği halde, bana açılmıyordu. Hele o kadar öğrencisinin olduğu iktidarlar gelmiş, geçmiş sorununu çözememişken, böyle bir dönemde benim sorununu çözeceğimden pek umutlu değildi.

Kendisi için çok özel birisinin işe alınmasını istiyordu. Kişi de sıradan birisi değildi, hiç tereddütsüz, şu şu belgeler ile gelsin, şurada yarın işe başlasın deyince mutluluğunu ve şaşkınlığını anlatamam.

O kadar anlı şanlı tanıdıkları varken, çok sıradan birinin talimatı ile sorununun çözülmesi, hem Hocayı çok şaşırtmış hem de içine bir dert olmuştu. Bir şekilde tanıdığı ve tesadüfen önerilen birinin selamsız, sabahsız sorununu çözmesinden ise hem mutlu hem de mutsuz olmuştu.

Bunu bir kenara atayım.

Bürokraside tırnaklarınız bir yere gelmek hiç de öyle kolay değildir.

İlk işe başladığım kurumda, Muhteşem Genel Müdür Şahap Ar (Paşa), "siz gençlerden projeler istiyorum" dediği zaman, Müdürüm Öksel Göçmen'in odasında idik. Ben de büyük yurtlara Yabancı Dil Laboratuvarı ile Kütüphaneler açalım deyince, gözleri parlamış bana:

"Sen benim adıma bu projenin koordinatörüsün" demişti.

Ve ben de bürokraside, iş yapmanın değil, kıskançlığın, çapsızlığın ilk sıkıntıları orada yaşamıştım ama yanlış adama çatmışlar idi.

Daha sonra sevgili Müdürüm Doğan Yılmazkaya ile yürüttüğümüz projeler ve aşmak için yırtındığımız sorunlar.

Yönetim biraz da deneyim işlidir. Öyle kağıtta, kürekte yazdığı gibi olmaz; bilgi, deneyim ve ekip gerektirir. Laf ile peynir gemisi de yürümez. Çünkü muhataplarınız tek değildir. Bir işin yapılmasından, yarar umanlar da olur, zarar göreceğini düşünenler de!..

İşin en garip tarafı ise, sağ iktidarlar yılların iktidar ve yönetim deneyimleri ile insan kaynağı olarak çok şanslıdırlar.

Sol, sosyal demokratlar ise kalcı iktidar yaşamadıkları için yönetimleri hep emanet kadrolar ile idare etmeye kalkarlar.

Yönetim, ideoloji, bilimsel yaklaşım, proje ve inanmış kadrolar gerektirir. Yönetim ise bir savaştır. Öyle "mış gibi"si olmaz.

Sol, sosyal demokratlar partiler, demokrat ve aydın insanların yerel yönetimlerde gösterdikleri duyarlılıklar ile yerel iktidarları (belediye yönetimlerini) alırlar.

Hükümetlerde ise, derleme toplama ekipler ile yönetim sürecini yürütmeye çalışırlar.

Oysa Anadolu'da derler ki, "El, elin eşeğini türkü söyleyerek arar".

Bilirsiniz, Nasrettin Hoca eşeğini kaybetmiş eşeğini ararken de, şarkı, türkü bir şeyler mırıldanıyormuş. Onu gören köylüsü, "ya hoca, türkü söyleyerek, eşek mi aranır" der.

Hoca da, "tek umudum şu dağın arkası kaldı, eğer orada da bulamazsam, sen bendeki feryadı dinle" der.

Bizim sol, sosyal demokratlar yine "el ile eşek aramaya" başladılar, hadi hayırlısı. Değerli Hocam, Efsane Dekan, buralarda hala değişen bir şey yok. Herkes, "adamını, bulamazsa da, madamını arıyor".

Aaa tren geçiyor, hem de hızlısından, bize de ona bakmak düşecek gibi, hadi hayırlısı!..

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 11 31
2. Fenerbahçe 11 26
3. Samsunspor 12 25
4. Eyüpspor 12 22
5. Beşiktaş 11 21
6. Göztepe 11 18
7. Sivasspor 12 17
8. Başakşehir 11 16
9. Kasımpasa 12 14
10. Konyaspor 12 14
11. Antalyaspor 12 14
12. Rizespor 11 13
13. Trabzonspor 11 12
14. Gaziantep FK 11 12
15. Kayserispor 11 12
16. Bodrumspor 12 11
17. Alanyaspor 11 10
18. Hatayspor 11 6
19. A.Demirspor 11 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 12 25
2. Bandırmaspor 12 24
3. Erzurumspor 12 22
4. Karagümrük 12 21
5. Igdir FK 12 21
6. Ankaragücü 12 19
7. Ahlatçı Çorum FK 12 19
8. Boluspor 12 18
9. Şanlıurfaspor 12 18
10. Manisa FK 12 17
11. Esenler Erokspor 12 17
12. Ümraniye 12 17
13. Pendikspor 12 17
14. Keçiörengücü 12 15
15. Gençlerbirliği 12 15
16. İstanbulspor 12 14
17. Amed Sportif 12 14
18. Sakaryaspor 12 13
19. Adanaspor 12 7
20. Yeni Malatyaspor 12 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 11 28
2. M.City 11 23
3. Chelsea 11 19
4. Arsenal 11 19
5. Nottingham Forest 11 19
6. Brighton 11 19
7. Fulham 11 18
8. Newcastle 11 18
9. Aston Villa 11 18
10. Tottenham 11 16
11. Brentford 11 16
12. Bournemouth 11 15
13. M. United 11 15
14. West Ham United 11 12
15. Leicester City 11 10
16. Everton 11 10
17. Ipswich Town 11 8
18. Crystal Palace 11 7
19. Wolves 11 6
20. Southampton 11 4
Takımlar O P
1. Barcelona 13 33
2. Real Madrid 12 27
3. Atletico Madrid 13 26
4. Villarreal 12 24
5. Osasuna 13 21
6. Athletic Bilbao 13 20
7. Real Betis 13 20
8. Real Sociedad 13 18
9. Mallorca 13 18
10. Girona 13 18
11. Celta Vigo 13 17
12. Rayo Vallecano 12 16
13. Sevilla 13 15
14. Leganes 13 14
15. Deportivo Alaves 13 13
16. Las Palmas 13 12
17. Getafe 13 10
18. Espanyol 12 10
19. Real Valladolid 13 9
20. Valencia 11 7