Erdoğan'dan 'Suriyeliler' açıklaması: 'Gidersen git ama...'

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Suriye'ye gideceğini açıkladı. Suriyelilerin geri dönüşüne ilişkin "Gidersen git ama gönüllülük esasına göre git" diye konuşan Erdoğan, "Siz bizim başımızın üstündesiniz" dedi.

Gündem 20.12.2024, 14:56
Erdoğan'dan 'Suriyeliler' açıklaması: 'Gidersen git ama...'

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, D-8 Zirvesi'ne katılmak için gittiği Kahire'de soruları yanıtladı.

Erdoğan, "Filistin ve Lübnan’daki duruma ilişkin ortak bildiriyi kabul ettik. Ortak bildirimizde İsrail’deki Netanyahu hükümetinin Filistin halkına yönelik saldırganlığını ve uluslararası hukuk ihlallerini açık biçimde kınadık" dedi.

GÜNDEM SURİYE

Orta Doğu’da huzurun ancak Gazze’de kalıcı ateşkesin sağlanmasıyla mümkün olabileceğine vurgu yapan Erdoğan, zirvenin gündeminde Suriye'deki gelişmeler olduğunu dile getirdi.

"Farklı etnik ve dini grupların yan yana sulh içinde yaşadığı ve komşuları için güven kaynağı olan bir Suriye’nin inşası en samimi arzumuzdur" ifadelerini kullanan Erdoğan, Suriye'nin bekasını tehdit eden DAEŞ, PKK ve türevlerinin kökünün kazınması gerektiğinin altını çizdi.

HAKAN FİDAN SURİYE'YE GİDİYOR

Golani olmak üzere yeni Suriye yönetiminde yer alan isimlerle iletişimi başlatıklarını dile getiren Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'nın Suriye'ye gideceğini ifade edip "Yeni yapılanmayı birlikte yapacaklar" dedi.

SURİYELİLERİN GERİ DÖNÜŞÜ: 'GİDERSEN GİT AMA..."

Suriyelilerin geri dönüşüne ilişkin "Gidersen git ama gönüllülük esasına göre git" diye konuşan Erdoğan, "Siz bizim başımızın üstündesiniz" dedi. 

Cumhurbaşkanı, Suriye'nin yeniden imarı için Türkiye'nin desteğinin süreceğini vurguladı. 

ERDOĞAN'DAN 'TRUMP' AÇIKLAMASI

Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile Suriye konusu hakkında yapacağı görüşmelerin önemli olduğunu ifade etti. 

Trump'ın "Suriye'de olacakların anahtarı Türkiye'dir" ifadelerine karşın Erdoğan, "Trump da aslında bir durum tespiti yaparak ülkemizin gücü ve etkinliğinin altını çiziyor. Doğru söze ne denir? Tespitler yerinde" diye konuştu. 

Erdoğan, ABD’deki devir teslimden sonra gündemdeki konuların samimiyetle ele alınacağını vurguladı.

Erdoğan’ın verdiği yanıtlar şöyle:

SORU: Bundan yaklaşık 2 ay önce Tataristan ziyaretinizden dönerken terör örgütü PKK’nın Suriye’deki kolu olan PYD ve YPG’nin özellikle terk edilmeye ve yalnız bırakılmaya mahkum olduğunu vurgulamıştınız. “Amerika terör örgütünü bir süre kucağında taşır ama bu süre dolunca da bunları kendi başına bırakmak zorunda kalacak” ifadelerini kullanmıştınız. Bugün Suriye’de gelinen nokta bu sürenin dolmuş olduğunu gösteriyor diyebilir miyiz? Buna ek olarak “Biz sırtımızı PYD’ye, YPG’ye dayadık” diyenler vardı. Terör örgütünün tasfiye olmaya yakın olduğunu görüyoruz şu an için, o örgüte sırt yaslayanlara neler söyleyeceksiniz?

PKK/YPG’nin umutları boşa çıktı. Esed’in beklentileri farklıydı ama bunlar tecelli etmedi. Yeni bir tablo ortaya çıktı. Esed’in şu anda Rusya’da olması, olayın ne kadar manidar geliştiğinin bir ispatı. Bundan sonraki süreçte Suriye’deki kardeşlerimiz, gelecekleri ile ilgili kararları kendileri verecek. Bizler de onlara devlet yapılanmasının nasıl olması gerektiği hususunda yardımcı olmaya çalışacağız. Bizim tecrübelerimiz oraya nasıl aktarılabilir, yeni bir toplumsal sözleşme çerçevesinde bir devlet nasıl ayağa kaldırılabilir, bu konularda Suriye yönetimine yardım edeceğiz.

Bir devleti ayağa kaldırırken en önemli adımlardan bir tanesi anayasanın inşasıdır. Bu konuda biz, başta Sayın Golani olmak üzere yeni Suriye yönetiminde yer alan isimlerle iletişimi başlatmış durumdayız. Bildiğiniz gibi Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanımızı gönderdik. Dışişleri Bakanımız konunun bütün muhataplarıyla başından itibaren zaten diyalog halinde. Biz Suriye’de mevcut terör örgütlerinin etkisiz hale getirilme zamanının geldiğini de göstereceğiz. Bize sınırlarımızın güneyinden herhangi bir tehdidin bundan sonra gelmemesi için bunu yapacağız. Çünkü böyle bir riski kabullenmemiz mümkün değil. Terör örgütünün tek amacı hizmet ettikleri odaklara yaranmak olduğu için, yalnız kalmaya mahkumlar. Bu dün de böyleydi, bugün de böyle… Ancak yarınları olmayacak. Terör örgütü için yolun sonu görünüyor. Yıllarca bölgemizdeki halklara kan kusturdular. Başta Kürt kardeşlerimiz olmak üzere, Türklere, Araplara, Ezidilere ve nicelerine hayatı zehrettiler. Bölgenin geleceğinde teröristlere yer yok.

"YENİ DÖNEMDE SURİYE AYAĞA KALKALACAK"

Özellikle PKK terör örgütü ve uzantılarının raf ömrü tükenmiştir. Suriye’de sağlanacak güven ortamı, terör örgütlerinin militan teminini de engelleyecektir. Bundan sonra bölgemizde barış ve huzurun tesisi için yollar açıktır. Ülkemizdeki bazı siyasi partiler, Suriye ile ilişkiler noktasında yakın bir zamana kadar farklı açıklamalar yapıyorlardı. Şu anda onlar herhalde aynı şeyleri söyleme durumunda değiller. Onların da bütün umutları suya düştü. Suriye, bu yeni oluşumla hakikaten istikrarlı bir yapı kurduğu takdirde, İslam dünyasında bana göre çok güçlü bir yer alacaktır. Bugün 30 milyonun üzerinde bir nüfusa sahip bir Suriye, göz ardı edilemez.

Amerika Birleşik Devletleri ile Sayın Donald Trump’ın görevi devralmasıyla birlikte yapacağımız görüşmeler çok önemli. Ruslar Suriye’deki büyükelçilik ve başkonsolosluklarını kapatmayı düşünmediklerini söylüyorlar. Bu da Suriye için bana göre bir zenginliktir. Diplomatik misyonların devamında fayda var. Beni en çok sevindiren şeylerden bir tanesi de gerek İslam Dünyası gerekse Batıdan birçok ülkenin artık Sayın Colani ile irtibatlarını geliştiriyor olmasıdır. Bunlar da bir yerde yeni yönetime güvenin işaretidir. Yeni dönemde Suriye, inşallah çok daha farklı bir şekilde ayağa kalkacaktır.

SORU: Yeni Suriye yönetiminin bir başka problemi de güneyde İsrail’in işgal alanını bu fırsattan istifade ederek genişletiyor olması. Burada da Gazze’de olduğu gibi uluslararası hukukun işletilmesi konusunda Türkiye’nin de katkı vereceği hazırlıklar var mıdır?

İsrail uluslararası hukuku çiğnemeyi adet haline getirdi. Gazze’de uluslararası hukuku ayaklar altına aldılar, dünya sessiz kaldı. Lübnan’da egemen bir devletin toprağını işgal edip kan döktüler, dünya yine sessiz kaldı. İsrail’in pervasızlıklarına bugün Suriye maruz kalıyor. İsrail'in Golan Tepelerini işgaline yönelik BM Güvenlik Konseyinin 1967'deki 242 numaralı kararı mevcut. Bu kararla İsrail'in Golan Tepelerini işgal etmesi kınanmakla birlikte bölgeden çekilmesi talep ediliyor. Bu kararın yeniden hatırlatılması ve uygulanması için uluslararası toplumun harekete geçmesi önemli. Batılı ülkelerden İsrail işgaline karşı cılız da olsa ses yükselmeye başladı. Halbuki İsrail, sivillerin üzerine ilk bombayı attığında dünya ayağa kalksaydı, İsrail bugün bu işgal adımını atacak cesareti bulamazdı.

Biz o gün sessiz kalmadığımız gibi, bugün de Suriye’nin topraklarını işgale kalkışan İsrail’e karşı sessiz kalmadık, kalmayız. İsrail, uluslararası hukukun kendilerini de bağladığını er ya da geç öğrenecek. Biz her zeminde İsrail’i köşeye sıkıştırmaya, hukuka uygun hareket etmeye zorlamaya devam edeceğiz. Ancak Suriye’deki durumdan kendisine fayda sağlamasının da önüne geçmek için uluslararası tüm mekanizmalar etkin bir şekilde kullanılmalı. Burada İsrail’in durdurulması için ABD başta olmak üzere Batılı ülkelere büyük görevler düşüyor. İsrail’in Suriye’nin topraklarını işgalinin kabul edilemeyeceği en gür şekilde ifade edilmelidir.

Yarın çok geç olmadan bölgemizdeki huzuru ve istikrarı sürekli tehdit eden İsrail saldırganlığına “dur” denilmelidir. Yoksa İsrail bumerangı yarın onları her şartta destekleyenleri de hedef alır. Dün yaptığımız uyarılara kulak tıkayanlar, doğruları söylediğimizi bugün gördüler. Yarın, pişman olmamak için, bugün yaptığımız uyarıları dikkate alıp gerekli adımları atmalarını tavsiye ediyorum.

SORU: Lübnan Başbakanı Necip Mikati ile bir görüşme yaptınız ve basın toplantısında Sayın Mikati'nin dikkat çekici bir ifadesi oldu. Mikati 'Lübnan bir kriz yaşadı ancak şunu öğrendik, önce Allah'a daha sonra da Türkiye'ye güvenmemiz gerektiğini öğrendik.' dedi. Bu sözleri değerlendirmenizi rica edeceğiz.

Sayın Mikati ile D-8 Zirvesinde beraberdik, kendisine “Önce Allah'a sonra Türkiye'ye güveniyoruz ifaden halkımızın arasında çok ciddi olumlu bir tepki meydana getirdi.” dedim. Sayın Mikati’nin Türkiye’ye güven duyduğunu dile getirmesi de çabalarımızın takdir edildiğinin göstergesidir. Biz, dostlarımız ve kardeşlerimiz için güvenli liman olduğumuzu tarih boyunca defalarca kanıtladık. Biz, yaptığımız uyarılarda da, aldığımız tedbirlerde de, gizli ajandalarda kayıtlı gündemlerle hareket etmeyiz. Mertçe konuşur, mertçe davranırız. Bize güvenen, bizimle yol yürüyen kimseyi de yarı yolda bırakmaz, arkasından kuyu kazmayız.

Anadolu irfanında bu anlayış “Yaratılanı severiz Yaratandan ötürü” şeklinde özetlenir. Bizim yürüdüğümüz yol da, hedeflerimiz de bu istikamet üzerinedir. Ayrımcılık, tefrika bizim kitabımızda yer bulmaz. Hazreti Ali “Gönülleriniz bir olmadıktan sonra sayıca çok olmanın bir anlamı yoktur.” der. Bizim amacımız o gönül birlikteliğini sağlamaktır. Hele hele tarihi, kültürel bağlarımızın bulunduğunu ülkeler ve milletlerle bu birlikteliği oluşturmak için yoğun çaba sarf ederiz. Temenni ediyorum ki Türkiye-Lübnan ilişkilerini güçlendirerek Lübnan'ı kısa zamanda bu bölgede ayağa kaldırırız. Ama önce bu İsrail saldırganlığı meselesini çözmemiz gerekiyor. İsrail bütün bu zulmün, attığı bombaların bedelini ödemesi lazım.

SORU: Suriye topraklarında 8 Aralık'ta başlayan devrim süreci devam ederken diplomasi ayağında birçok görüşme gerçekleştirdiniz. Özellikle bu hafta hem yüz yüze hem telefonda yoğun bir trafik vardı. Suriye'nin toprak bütünlüğü konusunda Türkiye'nin söylemlerine destek verildiği ve hakkının teslim edildiğine tanıklık ettik. Muhataplarınızla görüşmede itiraz eden bir görüşle karşılaştınız mı?

Ben doğrusu bu konuda olumsuz bir yaklaşım görmedim. Bölgesel ve küresel her kriz ve gelişme diplomasi trafiğimizi artırıyor. Görüşmelerimiz, Suriye'nin geleceği, barış süreçleri ve uluslararası iş birliği açısından önemli bir dönüm noktası olabilir. Suriye diplomasimiz kapsamında görüştüğümüz liderlere Türkiye’nin, Suriye’nin egemenliği, toprak bütünlüğü için gayret gösterdiğini anlattım. Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumanın yolu öncelikle terör örgütleri ile mücadeleden geçiyor. DAEŞ bahanesi ile PKK ve uzantılarına sahip çıkma anlayışında olanlar var. Bu yaklaşım yakın geçmişte Suriye’yi bölünmenin eşiğine getirdi. Biz en başından beri PKK ve uzantılarıyla da, DAEŞ unsurlarıyla da mücadele ettik, ediyoruz. Batılı ülkelerin caddelerinde, meydanlarında nasıl DAEŞ gösteri yapamıyorsa PKK ve uzantıları da yapamamalı.

Sadece caddeler meydanlar değil, sosyal alanlardan kültürel mecralara kadar her yerde terör yapılanmaları ile mücadele şart. Bizim Suriye ile 900 kilometreyi aşkın bir sınırımız var. Bütün bu sınır hattında Esed’e karşı duvarlardan tutun gidiş-gelişlere kadar ciddi manada engelleme adımları attık. Şu an itibarıyla yeni yönetimin oluşmasıyla inşallah Suriye-Türkiye ilişkilerini biz çok daha farklı bir yere taşıyacağız. Dikkatinizi çeken bir şey herhalde vardır. Halep'teki çarşılar, Halep'teki alışveriş yerleri bir anda hareketlendi. Savaştan önce Esed zamanında oraya yaptığım ziyarette, oradaki kapalı çarşının aynen bizim kapalı çarşılar gibi hareketli bir yer olduğunu görmüştüm. Yani orada tarih var, ticaret var. Şu anda da hareket var. İnşallah bu hareket oraya bereketi getirecektir diye düşünüyorum.

SORU: Amerika'nın seçilmiş Başkanı Donald Trump geçtiğimiz günlerde Suriye ve Türkiye ve sizinle ilgili önemli açıklamalar yaptı. Sizinle ilgili övgü dolu sözleri var. Sizin için 'Çok akıllı bir adam, çok güçlü, çok çetin, iyi anlaştığım biri' diyor. Bu konularda, bu söyledikleriyle ilgili ne diyeceksiniz? Suriye ile ilgili de 'Suriye'de olacakların anahtarı Türkiye'dir' diyor. 'Suriye'de ilerleyen güçlerin arkasında Türkiye var' diyor. 'Ve ben bundan rahatsız değilim' diyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?

Sayın Trump’ın sözleri kendisinin ve önümüzdeki aylarda oluşturacağı yönetiminin Türkiye’ye bakışını özetliyor. Türkiye’nin gücünün ve etkinliğinin bizdeki muhalefet dışında herkes farkında. Aslında onlar da bazı şeylerin farkındalar ancak gerçekleri konuşmaya dilleri alışkın olmadığı için çarpıtıyorlar. Türkiye’nin diplomaside artan gücünü uluslararası düşünce kuruluşlarından medyaya varıncaya kadar herkes yazıp çiziyor. Biz de gücümüzün ve etkinliğimizin farkındayız. Bu gücün kaynağı olan milletimize yaraşır biçimde hizmet etmenin derdindeyiz. Geçenlerde de söylediğim gibi Türkiye, Türkiye’den büyüktür.

Bizim topraklarımızı korumak, ülkemizi kalkındırmak, köklerimize tutunarak ileriye adımlar atmak gibi bir gayemiz var. Bunun yanında dostlarımızın, kardeşlerimizin yanında durma sorumluluğunu omuzlarımızda hissediyoruz. Şam’da büyükelçiliğimizi yeniden faaliyete geçirdik, orada adımızı gören Suriyeli kardeşlerimizin hissiyatlarına bir bakın. Türk beklenendir, sözü öylesine kurulmuş bir cümle değildir. Türkiye’nin gönül sınırları fiziki sınırlarının çok ötesindedir. Gittiğimiz her ülkede, ayak bastığımız her coğrafyada, bunu gördük. Sayın Trump da aslında bir durum tespiti yaparak ülkemizin gücü ve etkinliğinin altını çiziyor.

Doğru söze ne denir? Tespitler yerinde. Aramızda herhangi bir sıkıntı gerçekten yok. Şu an itibarıyla kendisi seçildiği andan itibaren görüşmelerimizi yaptık. Sayın Trump pragmatik bir siyasetçi. Kendi ülkesine ve müttefiklerine maliyet üreten politikaları değiştirme vizyonuna sahip. Devir-tesliminden sonra yine herhalde biz de ilk tebriğimizi yapar, gündemimizde bulunan konuları samimiyetle ele almaya başlarız.

SORU: AFAD'ın Esad rejiminin işkence üssü olarak bilinen Sednaya’daki çalışmalarını soracaktım. Orada kayıp Türk vatandaşları var mı?

Yok, öyle bir bilgi getirmediler bize. Bu 6 kat yerin dibindeki cezaevinin nasıl olduğunu ve burada insanların ne hallere sokulduğunu gördünüz. Biz Türkiye olarak bu işi seyretmedik, tribünde kalmadık. AFAD’ımızı tüm teçhizatıyla ekipmanlarıyla birlikte Suriye’ye gönderdik. Orada o çalışmaları yapmaları, o çalışmalarla ilgili raporların oluşturulması, hem bölgeye hem İslam dünyasına güzel bir mesaj vermiştir. AFAD’ımız orada görevini yaptı ve döndü. Oradaki acı tabloları, o tünelleri gördünüz. Tünellerin uzunlukları, oraların içler acısı hali, hepsi birer felaket. Dünya Suriye’nin bu halini görüp, gereken notu gerekli yerlere vermiştir diye düşünüyorum. Bizler de özellikle AFAD’ımızla orada başarılı bir operasyon yaptık, neticesini aldık. Bütün bunlar tarihe çok önemli bir kayıt olarak düşülecektir diye düşünüyorum.

Sednaya Hapishanesi bizim yıllardır söylediklerimizi doğruladı. Oradaki zulümler, işkenceler, yargısız infazlar, Baas Rejimi gerçeğinin en acı fotoğraflarından biridir. Her zulüm gören coğrafyada olduğu gibi, Suriye’de de toplu mezarlara rastlanıyor. Anlaşılan Suriye’de henüz, zulüm ve işkence fotoğrafının tamamını görebilmiş değiliz. Bunun için biraz daha zamana ihtiyaç olacak. Kendi halkına böylesi zulmeden Esed yönetiminin bunların hesabını uluslararası hukuk zemininde vermesi için elimizden geleni yapacağız. Umarım Sednaya fotoğrafı “Türkiye’nin Suriye’de ne işi var?” diyenleri, “Suriyelilere kapılarımızı neden açtık?” diye yabancı düşmanlığını körükleyenleri, “Esed af ilan etti Suriyelileri ülkelerine gönderin” diyerek bizlere akıl verenleri bir nebze olsun utandırmıştır. Hala aynı cümleleri kuranların insani değerlerini Esed’in ölüm preslerinde ezdiğini, vicdanlarını yerin yedi kat altındaki zifiri karanlık hücrelere kapattıklarını düşünmemek elde değil. Suriye’de kayıpların acıları dinmeyecek, ancak Suriye düştüğü yerden kalkacak. Bu zulümler unutulmayacak. Unutulan zulmün tekrarlanacağını biliyoruz. Kardeş Suriye halkı, bugün kanayan bu yaralarını sarıp, yeniden hür ve müreffeh bir gelecek inşa etmek için bir ve bütün olacak. Yanlarında ise hep kardeşleri Türkiye’yi bulacaklar.

SORU: Suriyeliler konusunda siz çok ağır eleştirilere tabi oldunuz, her türlü sorunun kaynağı olarak Suriyeliler gösterildi. Seçimlerde de aleyhinizde konuşuldu. Bugün şöyle geri dönüp baktığınız zaman, 'İyi ki Suriyelilere sahip çıktık, vicdani görevimizi yaptık' diyor musunuz? Bir de Türkiye'nin bölgedeki gücü arttı. AGİT Genel Sekreterliğine Feridun Sinirlioğlu Bey geldi. Öte yandan Somali ve Etiyopya arasındaki sorunları çözdünüz. Bu konuyla ilgili görüşünüz nedir?

Bölgedeki bütün bu gelişmelerde adımımızı inanarak attık. “Biz Ensar’ız, onlar Muhacir…” derken bizim değişmez kaynaklarımıza, kutsal değerlerimize dayanarak bunları söyledim. Ama muhalefet böyle bakmıyordu. Ensar kavramı ne anlama gelir, Muhacir ne anlama gelir bunları anlamak gibi bir dertleri yoktu. Peki ne oldu şimdi? CHP kendi içinde bölük pörçük, paramparça. Öbür tarafta Dem, onu zaten söylemeye gerek yok. Biz bu süreçte terörle mücadeleyi de çok kararlı bir şekilde yaptık. Elhamdülillah neticeyi de aldık ve alıyoruz. Sınır boylarında bu kadar duvar örüyoruz. Bu duvarları kendi ülkemizi terör tehdidinden koruyalım diye inşa ettik, ediyoruz. Bunun yanında yeni bir adım daha atacağız. Irak'la, Suriye'yle ticari ilişkilerimizi yoğunlaştıracağız. Bu, gerek Suriye için gerek Türkiye için yeni bir hareketlenmeyi her bakımdan getirecek. Bununla birlikte de bölgeye farklı bir hava gelecek. Gaziantep şu anda hareketlendi. Kilis aynı şekilde hareketleniyor ve daha da hareketlenecek.

Biz ülkemize sığınan bu insanları kovmuyoruz. Biz bu insanlara “Evine gidersen git ama gönüllülük esasına göre git. Siz bizim başımızın üstündesiniz. 'Ben evime gideceğim' diyorsanız evinize gidebilirsiniz.” diyoruz. Şu anda zaten Suriyeli çocukların okulları devam ediyor. Okullarını bu sene burada bitirecekler. Ondan sonra Suriye'de, Dara'da, Deyrizor'da, Suriye’nin diğer bölgelerinde evleri varsa oraya rahatlıkla gidebilirler. Savunmadan tutun, eğitime, enerjiye kadar birçok alanda iş birliği yapacağız. Suriye’nin şu anda enerjide ciddi sıkıntıları var. Ama biz onların enerjideki bu bütün sorunlarını da inşallah süratle gidereceğiz. Bu konuda da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız oraya her türlü imkanı inşallah sağlayacak.

Etiyopya Somali konusu da önemli. Etiyopya ile Somali arasındaki o barışın adımlarını hakikaten farklı ve kararlı bir şekilde attık. Gerek Etiyopya Başbakanı gerek Somali Cumhurbaşkanı sağ olsunlar bizim bu arabuluculuğumuza olumlu yaklaştılar. Yaptığımız basın toplantısında da bunu ortaya koydular. Zor da olsa anlaşma bir yıllık sürecin ardından sağlanmış oldu. Etiyopya'nın burada bir önemli sıkıntısı var. Etiyopya, topraklarından denize ulaşamıyor. Bunun için Somali’nin egemenliği ve toprak bütünlüğü temellinde bir adım atıldı, Etiyopya’ya denize erişim imkanı tanındı. Etiyopya çok büyük bir ülke. Böyle büyüklükte bir ülkenin böyle bir imkanı yakalaması gerekir. Biz Somalili kardeşlerimize, özellikle Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh'e bunu da söyledik. “Artık burada Etiyopya’ya destek vereceksiniz.

Bir adım atalım ve bu buluşmamızın en önemli neticesi de bu olsun, Etiyopya denize açılsın.” dedik. 7 saat sadece üçümüz değil, heyetler de aralarında görüştü. Bazen görüşmeler çıkmaza da girdi. Böylesi anlarda devreye girdik, meseleyi çözdük. AGİT konusuna gelirsek; Türkiye’nin etkinliğini ve sorun çözme kapasitesini bilen AGİT üyesi ülkeler oy birliği ile Sayın Feridun Sinirlioğlu’nu Genel Sekreterlik gibi önemli bir göreve layık gördü. Türkiye hem bölgesinde hem de küresel sorunlara yaklaşım tarzı ile öne çıkıyor. AGİT tüm bu özelliklerimiz nedeniyle ülkemize duyduğu güveni ortaya koymuştur.

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 15 41
2. Fenerbahçe 16 36
3. Samsunspor 15 29
4. Eyüpspor 17 27
5. Göztepe 15 25
6. Beşiktaş 15 25
7. Başakşehir 15 22
8. Antalyaspor 15 21
9. Konyaspor 16 20
10. Rizespor 15 20
11. Kasımpasa 15 19
12. Gaziantep FK 15 18
13. Sivasspor 16 18
14. Alanyaspor 15 17
15. Trabzonspor 15 16
16. Kayserispor 15 15
17. Bodrumspor 15 14
18. Hatayspor 15 9
19. A.Demirspor 15 5
Takımlar O P
1. Bandırmaspor 16 32
2. Kocaelispor 16 32
3. Karagümrük 16 28
4. Erzurumspor 16 28
5. Keçiörengücü 16 27
6. Ahlatçı Çorum FK 16 24
7. İstanbulspor 16 23
8. Ankaragücü 16 23
9. Gençlerbirliği 16 23
10. Boluspor 16 22
11. Ümraniye 16 22
12. Igdir FK 16 22
13. Pendikspor 16 22
14. Amed Sportif 16 22
15. Esenler Erokspor 16 21
16. Şanlıurfaspor 16 21
17. Manisa FK 16 20
18. Sakaryaspor 16 20
19. Adanaspor 16 11
20. Yeni Malatyaspor 16 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 15 36
2. Chelsea 16 34
3. Arsenal 16 30
4. Nottingham Forest 16 28
5. M.City 16 27
6. Bournemouth 16 25
7. Aston Villa 16 25
8. Fulham 16 24
9. Brighton 16 24
10. Tottenham 16 23
11. Brentford 16 23
12. Newcastle 16 23
13. M. United 16 22
14. West Ham United 16 19
15. Crystal Palace 16 16
16. Everton 15 15
17. Leicester City 16 14
18. Ipswich Town 16 12
19. Wolves 16 9
20. Southampton 16 5
Takımlar O P
1. Barcelona 18 38
2. Atletico Madrid 17 38
3. Real Madrid 17 37
4. Athletic Bilbao 18 33
5. Villarreal 17 27
6. Mallorca 18 27
7. Real Sociedad 17 25
8. Osasuna 17 25
9. Real Betis 17 24
10. Girona 17 22
11. Sevilla 17 22
12. Rayo Vallecano 17 21
13. Celta Vigo 17 21
14. Las Palmas 17 19
15. Leganes 17 18
16. Getafe 17 16
17. Deportivo Alaves 17 16
18. Espanyol 17 15
19. Real Valladolid 17 12
20. Valencia 16 11