CHP'li Tarhan Ak Parti'nin sanayi politikasını değerlendirdi: 'Çöken umutlar ve boşa geçen yıllar'

CHP

Gündem 16.09.2020, 12:11 16.09.2020, 12:11
CHP'li Tarhan Ak Parti'nin sanayi politikasını değerlendirdi: 'Çöken umutlar ve boşa geçen yıllar'

CHP Kocaeli Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Tahsin Tarhan, Ak Parti'nin Sanayi Politikasıyla ilgili bir yazı kaleme aldı. CHP'li Tarhan Ak Partili yılları "Çöken umutlar ve boşa geçen yıllar" olarak niteledi.


Tarhan'ın makalesi şöyle:


 

"Artık sonuna yaklaşmakta olan AKP iktidarının sanayi ve teknolojideki serüveni Derviş Programı ile başlamıştı. Kendisine miras kalan bu programı harfiyen uygulayan AKP, sıkı para ve maliye politikası ve dar gelirlilerin daha da baskı altına alınması gibin neo-liberal reçetelerle ülkeyi bir büyüme trendine sokmayı başarmış görünüyordu. Dünyadaki para bolluğu da bu süreçte ellerini kolaylaştırdı. 2008’de yaşanan finansal krizle birlikte küresel piyasalarda likidite bolluğu görülmemiş bir oranda artınca, Dolar-TL kuru AKP hükümetlerinin ilk on yılı boyunca kayda değer bir artış göstermedi.

Ne var ki Derviş Programı ve AKP uygulamaları sınai gelişime odaklı değillerdi. Temel amaç makro-ekonomik göstergelerde istikrarın sağlanmasıydı. Ülkenin sınai kalkınması ve uluslararası rekabetçiliği ile ilgili pek bir şey söylemiyordu. Bu dönemde uzun vadeli planlama eksikliğine ilişkin itirazlarımız hep kulak arkası edildi ve ekonomi yönetimi de sürekli övüldü. Ta ki FED’in 2013 yılında parasal genişlemeden kademeli olarak çıkacağını açıklaması kararıyla bu yalancı baharı sona erdirmesine değin.

 

2013-2020: Yeni Türkiye’nin Çöküşü


 

Türkiye’nin ihracatı son sekiz yıldır yerinde sayıyor. Halbuki kur büyük bir sıçrama yapmış ve ABD doları için 7.5 TL’ler seviyesine gelmiş durumda. Türkiye’de ekonomik krizler politik krizleri, politik krizler ise ekonomik krizleri besliyor. Ülkeyi uçuracağı vaadiyle gelen yeni rejim, Türkiye’yi karaya oturttu.

İktidarın ilk on senede yapmadıklarının da bu karanlık tabloda etkisi büyük. O dönemde Türkiye’ye önemli fırsatlar sunan parasal bolluk iyi değerlendirilemedi. O yıllarda bol döviz ortamında çalışan Türk Sanayisi büyük ölçüde ucuz yabancı hammadde ve ara mamul ile üretim faaliyetlerinde bulunmuş, stratejisini de dış finansman kaynaklarının ülkeye akması üzerine kurmuştu. Ekonomi yönetimi değirmenin suyunun bitebileceğini hiç göz önünde bulundurmamıştı. Maliyet ve ucuz emek avantajını kullanarak ihracat rakamlarını artırıyorken, gerekli teknolojik dönüşümü gerçekleştirmek iktidarın aklına hiç gelmedi.

Küresel Değer Zincirlerinde üretim odağı olarak yer alıyor fakat üretimi daha katma değerli ve teknolojik bir hale çeviremiyorduk. Ucuz ve bol döviz ile birlikte ülkemiz bir “hizmetler, al-sat ve AVM Cumhuriyeti” haline dönerken sermayedarlar için üretim faaliyetinin getirisi de sürekli azalıyordu. Ucuz kredi ile AVM yapmak ya da ithalata dayalı olarak iç pazarda ticaret çok daha kârlıydı. Sonuçta sermaye çevresi sanayi faaliyetlerinden çıkarken inşaat sektörüne akın etti ve sınai üretim önemini yitirmeye başladı.

Dışarıdan alınan ucuz borca dayalı bu sistem elbette sürdürülebilir değildi. FED’in daralma kararı geldiği zaman Türkiye çoktan orta-gelir tuzağına girmişti. Kişi başı GSYH sonucunda son on yılda görece artan emek ücretleri ve yükselen döviz kuru yüksek girdi maliyetleri düşük üretime izin vermiyordu. Teknolojik gelişim tamamlanamadığı için de ülke sanayisinde katma-değerli ürün üretilemiyordu. Teknolojik kabiliyetleri geliştirecek bir sanayi politikasını tutarlı biçimde uygulamadığımız için orta-teknoloji tuzağına da düşmüştük. Katma-değerli üretim yapma kabiliyetimizdeki eksiklik, ülkemizde ihracatını belirleyen temel etmen oldu.

Kısacası, ilk 10 seneyi de doğru yönetemeyenler yüzünden, son 8 senede katlanarak artan döviz krizleri, borç bataklıkları ve önemli bir fakirleşme süreci yaşamaktayız. Dışarıdan borç ile alınan sahte refah, düşük katma-değerli üretim ile ödenemiyor. AKP hükümetleri kendi tabirleriyle “yerli ve milli” üretimin önemini ve yerli sanayinin desteklenmesi gerektiğini anlamakta maalesef çok geç kaldı.

 

Yeni Bir Hikaye


 

Türkiye’nin yeni bir hikayeye ihtiyacı var. AKP döneminde yıllar ve kaynaklar boşa harcandı. Öncelikle şu tespiti yapmalıyız: Sürdürülebilir bir sanayi politikası ve kalkınma stratejisi adalet ve eğitim sistemlerinde kalıcı iyileşmelere sıkı sıkıya bağlı. Yargı bağımsızlığının olmadığı bir ülkede ekonomik kalkınma söz konusu olamaz. Sermaye, özellikle de yabancı sermaye hukuki güvenlik istiyor. Eğitim sistemi de en az adalet kadar önemli. Yapılan son araştırmalar Türkiye’de gençlerin % 63’ün yurt dışında yaşamak istediğini gösteriyor. Beyin göçü lise seviyesine kadar inmiş durumda.

Adalet ve eğitimde ivme sağlarsak ekonomik kalkınma için gerekli ortamı yaratmış oluruz. Tabii bu noktada kamu bütçesinin kullanım koşulları bakımından da adım atılması gerek. Kullanmadığımız S-400’lere 2.5 milyar dolar vermeye, yap-işlet-devret modeli kapsamında müşteri garantili ve ödemeleri dolar üzerinden yapılan pahalı kamu yatırımları yapmaya devam edersek sanayi temelli ekonomik kalkınma hayal olmaya devam edecektir. Yap-işlet-devret modelinin kamu bütçesi, kamu bütçesinin ise ekonomi üzerindeki olumsuz etkisi Türkiye’nin kamburudur.

Türkiye yokluk zamanında, savaştan çıkmış genç bir ülkeyken bile, Atatürk’ün vizyon ve iradesi sayesinde uçak fabrikası kurabilmiş bir ülkeydi. Sonuç olarak Cumhuriyeti kuran iradenin kalkınma temelli ekonomik bağımsızlık ülküsüne geri dönmeliyiz. Çünkü gelecek teknolojide, gelecek sanayide, gelecek üretimde."

 

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 11 31
2. Fenerbahçe 11 26
3. Samsunspor 12 25
4. Eyüpspor 12 22
5. Beşiktaş 11 21
6. Göztepe 11 18
7. Sivasspor 12 17
8. Başakşehir 11 16
9. Kasımpasa 12 14
10. Konyaspor 12 14
11. Antalyaspor 12 14
12. Rizespor 11 13
13. Trabzonspor 11 12
14. Gaziantep FK 11 12
15. Kayserispor 11 12
16. Bodrumspor 12 11
17. Alanyaspor 11 10
18. Hatayspor 11 6
19. A.Demirspor 11 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 12 25
2. Bandırmaspor 12 24
3. Erzurumspor 12 22
4. Karagümrük 12 21
5. Igdir FK 12 21
6. Ankaragücü 12 19
7. Ahlatçı Çorum FK 12 19
8. Boluspor 12 18
9. Şanlıurfaspor 12 18
10. Manisa FK 12 17
11. Esenler Erokspor 12 17
12. Ümraniye 12 17
13. Pendikspor 12 17
14. Keçiörengücü 12 15
15. Gençlerbirliği 12 15
16. İstanbulspor 12 14
17. Amed Sportif 12 14
18. Sakaryaspor 12 13
19. Adanaspor 12 7
20. Yeni Malatyaspor 12 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 11 28
2. M.City 11 23
3. Chelsea 11 19
4. Arsenal 11 19
5. Nottingham Forest 11 19
6. Brighton 11 19
7. Fulham 11 18
8. Newcastle 11 18
9. Aston Villa 11 18
10. Tottenham 11 16
11. Brentford 11 16
12. Bournemouth 11 15
13. M. United 11 15
14. West Ham United 11 12
15. Leicester City 11 10
16. Everton 11 10
17. Ipswich Town 11 8
18. Crystal Palace 11 7
19. Wolves 11 6
20. Southampton 11 4
Takımlar O P
1. Barcelona 13 33
2. Real Madrid 12 27
3. Atletico Madrid 13 26
4. Villarreal 12 24
5. Osasuna 13 21
6. Athletic Bilbao 13 20
7. Real Betis 13 20
8. Real Sociedad 13 18
9. Mallorca 13 18
10. Girona 13 18
11. Celta Vigo 13 17
12. Rayo Vallecano 12 16
13. Sevilla 13 15
14. Leganes 13 14
15. Deportivo Alaves 13 13
16. Las Palmas 13 12
17. Getafe 13 10
18. Espanyol 12 10
19. Real Valladolid 13 9
20. Valencia 11 7