31.07.2022, 11:06

İnancın Sömürüsü

İnsanlık tarihi boyunca din, toplumlara egemen olmanın ve egemenlerin iktidarlarını sürdürmelerinin bir aracı olarak kullanılmıştır. Bu anlayış din savaşlarına ve hiçbir dinde olmayan mezheplerin doğmasına, aynı dine sahip insanların mezhepler temelinde ayrışmasına, çatışmasına ve savaşmasına neden olmuştur.

Ne yazık ki, 21yy dünyasında da inanç temelinde yapılan siyasetin sonucunda toplumsal ayrışmalar, çatışmalar ve savaşlar yaşanmaya devam etmektedir.

*

Bugün bu konuda yapılan en büyük yanlışlık, inancın siyasetin aracı olarak kullanılmasına ve kullananlara karşı çıkmak yerine, inanç hakkında olumlu ya da olumsuz yorumlar yapılması, tartışılması ve inanmak ve inanmamak temelinde taraf olunmasıdır.

Asıl görmemiz gereken;

İnsanın var olduğundan bu yana bilinmeze karşı korunma, bir güce sığınma, kendini güvende hissetme, ruhen (vicdanen) rahatlama veya güçlenme isteği ve benzeri nedenlerle “inanma” duygusuna sahip olduğu ve hep olacağı gerçeğidir.

İnsan, kendisini güvende hissettiği bir olguya, olaya, düşünceye veya kişiye kısacası bir güce inanabilir. Din, bütün bu olguların başında gelmektedir.

Din bir kültürdür ve temelinde de ahlak ve vicdan vardır.

Önemli olan bu güçlü inanç kaynağı olan dinin nasıl kullanıldığıdır.

  • İnsanları ve toplumları iyiye ve doğruya yöneltmek için mi?
  • Kişisel çıkar ve fayda sağlamak için mi?
  • Topluma, ülkeye, hatta dünyaya egemen olmak için mi?

Ne yazık ki din, insanlık tarihi boyunca genellikle çıkar, egemenlik ve ekonomik sömürünün bir aracı olarak kullanılmıştır ve hala da kullanılmaktadır ki bunun adı; İnanç Sömürüsüdür. İnanç sömürüsü yapanlar kendilerine bir takım uhrevi kimlikler ve değerler yükleyerek toplum içinde kendilerini kutsal bir konuma taşırlar. Çünkü, Durdu Güneş’in anlatımıyla, “Kutsallaştırmak düşünmemeyi sadece inanmayı ve tabi olmayı gerektirir. Kişiler kutsallaştırılınca artık onu sorgulayamazsın, her söylediğini her dediğini doğru olarak algılarsın. Akıl ve zekanın fonksiyonları çalışmaz olur. Günün gelişmiş aklını, bilimini, düşünme biçimini kullanmazsınız. Beyin güncellenmemiş ve geride kalmış bir programla çalışır. Çağı algılayamazsınız”.

*****

İnancın yoğun olarak yaşandığı ülkemizde, Cumhuriyetin kurucu iradesinin “inancın sömürüsünü” önlemek ve cehaleti yok etmek için attığı adımlara bakalım.

Mustafa Kemal Atatürk’ün (30.10.1929) verdiği talimat;

“Kur’an-ı anlamadığı bu Arap diliyle tamamen ezberleyecek düzeyde dinine aşık olan Türk Milletini, kutsal kitabın bu yüce anlamını istediği gibi anlayabilmekten yoksun bırakmak doğru değildir.”

  • 22.01.1932, Kur’an-ı Kerim’in Türkçe tercümesi ilk kez İstanbul’da Yerebatan Camii’nde Hafız Yaşar (Okur) tarafından okundu.
  • 30.01.1932, İlk Türkçe Ezan, Hafız Rıfat Bey tarafından Fatih Camii’nde okundu.
  • 03.02.1932, Kadir Gecesi’nde Ayasofya Camii’nde Türkçe Kuran, tekbir ve ezan okundu.
  • 18.07.1932, Diyanet İşleri Riyaseti Ezan’ın Türkçe okunmasına karar verdi.
  • 06.03.1933, Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi yayımladığı bir tebliğ ile Hz. Muhammed’e saygı ifade eden sözlerin yer aldığı Sala’nın da Türkçe okunmasına karar verildi.
  • 05.02.1937, Laiklik İlkesi Cumhuriyetin temel 6 ilkesinden birisi olarak (Altı Ok) Anayasa’ya girdi.

Bu noktada soralım;

Kur’an-ı Kerim’in Türkçeye çevrilmesi, Ezanın ve Salanın 18 sene boyunca Türkçe okunmasıyla;

  • İnsanlarımız dinsiz, imansız mı oldular?
  • Yoksa inançlarını bilerek ve anlayarak ibadetlerini yapmaları mı sağlandı?

Halkın inançlarının istismar edilmesini, sömürülmesini ve kandırılmasını engellemeyi amaçlayan bu adımlar Ezanın Türkçe okunması zorunluluğunun kaldırılması (16.07.1950) ile durduruldu ve din siyasetin temel politikası haline geldi. O günden bu yana da inancın siyasi sömürüsü devam etmektedir.

*

Batı’da Katolik Kilisesi’nin baskısı Orta çağ karanlığının temel nedenidir. Aydınlanma ise Rönesans ve Reform hareketleri ile gerçekleşmiştir. 500 yıl önce Reformun nedenleriyle ülkemizde bugün yaşanılanlar arasındaki benzerlik, Mustafa Kemal Atatürk’ün din ile ilgili görüşlerinin ne denli haklı olduğunu da göstermektedir.

Reformu yaratan nedenlerin temelinde,

  • Katolik Kilisesinin ve din adamlarının aşırı zenginleşmesi,
  • İncil ve Tevrat’ın ülkelerin kendi dillerine çevrilmesi sonucunda din adamlarının anlattıkları ile dini metinlerdeki ifadelerin farklı olduğunun görülmesi,
  • Katolik Mezhebinin ve Kilisenin uygulamalarının sorgulanmaya başlanması,
  • Günahları affetmek ve ölümden sonra cennete gitmek için Kilisenin para karşılığında Papalık af belgesi satması…

Dinini kendi dilinde öğrenmeyen ve ibadetini kendi dilinde yapamayan dünyadaki belki de tek ülke olarak bugün yaşadıklarımızın nedenlerini 500 yıl öncesinde görmek ne kadar geriye gittiğimizin de bir göstergesidir.

*

Cehalete karşı savaşta en önemli konunun inançta cehaleti yok etmek olduğu gerçeği ile Kur’an-ı Kerim’in ve ezanın Türkçeye çevrilmesine ve ibadetin Türkçe yapılmasına karşı çıkanların gerçek niyetlerinin halkımızı inanç açısından da cahil bırakarak din adına halkı kandırmak olduğu açıktır.

Bugünlerde RTE-AKP iktidarının, Diyanet İşlerinin ve bazı din adamı kılıklı kişilerin din adına söyledikleri yalanlar, iktidar gücü ile halkı sömürerek ulaştıkları zenginliklerden mahrum kalmamanın çırpınışlarıdır.

400 yıl önce Giordano Bruno’nun söyledikleri bugün için de geçerlidir.

“Tanrı, iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır.

Yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hakim kılmak için Tanrı’yı kullanırlar.”

Mehmet Akif Ersoy’un 100 yıl önceki sözleri de gerçeği görebilmek için yeterince açıktır.

“Allah'ın adını baskı aracı yaparak kitleleri sindirip engizisyon piyonu haline getirmek, insanoğluna yapılmış zulümlerin en kötüsüdür. Ve ne yazık ki bu zulüm, dünyanın birçok yerinde yasallaşmak suretiyle daha zehirli hale gelme eğilimi içindedir. İnsanlığın ileriki zamanlarda en acılı kahrı bu zulümden kaynaklanacaktır. Çünkü insanoğluna yapılan zulümlerin Allah'a fatura edileni inkâra fatura edileninden daha uzun süreli ve daha yıkıcı olmuştur. (Yaşar Nuri Öztürk, Allah ile aldatmak, 26.06.1998 Hürriyet)

*

İnancın gerçek anlamından ve yerinden (vicdandan) uzaklaştırılması ve sömürülmesi her dönemde olmuştur ve olacaktır da…

Önemli olan, Halkın kandırılmaması için Kur’an-ı Kerim’i Türkçe okuması, dinini öğrenmesi ve doğruları bilmesidir.

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olamıyoruz, kandırılıyoruz.

Hem de Tanrı ile kul arasında hiçbir aracının olmadığı Müslümanlıkta, kendisini halife ilan etmeye kalkanlar ve yandaşları tarafından kandırılıyoruz.

Sözün özü;

Dinin siyasallaştırılması ve inancın sömürülmesi,

Kendi ülkelerinde laiklikten ödün vermeyen Kapitalist devletlerin dünyaya egemen olma ve dünyayı sömürme amacının temel politikası ve aracıdır.

İnanç sömürüsünü yapanlarsa,

Halka ve ülkeye değil, Kapitalizme ve emperyalizme hizmet etmektedirler.

Yorumlar (8)
Can 3 yıl önce
Devamını oku
Mert Öztürk 3 yıl önce
Güzel yazıyorsun, sen neden yazarlık yapmıyorsun o zaman birader?
Ali 3 yıl önce
Cansın, ağzına sağlık.
A. Turan Güneş 3 yıl önce
Aydınlatıcı geniş bir çerçeveden değerlendirmişsiniz, çok teşekkürler. İnançlar en fazla az gelişmiş ve gelişmiş ülkelere bağımlı ülkelerde istismar ediliyor. Sebebi ve sonucu belli ,sebeplerini ortadan kaldırmak için Atatürkçü düşünce sistemi hayata geçmelidir. Saygılarımla
Çok teşekkür ederim. Çok güzel ve net bir anlatım olmuş emeğine diline işlemine saglik 3 yıl önce
Çok teşekkür ediyorum. Çok güzel net anlam dolu bir anlatım olmuş emeğine yüreğine kalemine sağlık.
Ali Yılmaz 3 yıl önce
Tevrik ederim değerli Tevfik başkan. Nesnel bir bakış açısıyla, irdeleyici bir yazı olmuş.
İ. FIRAT AYKUT 3 yıl önce
Devamını oku
Mustafa Bayraktar 3 yıl önce
Devamını oku
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 27 71
2. Fenerbahçe 25 61
3. Samsunspor 26 50
4. Beşiktaş 25 44
5. Eyüpspor 26 43
6. Göztepe 25 36
7. Başakşehir 25 36
8. Gaziantep FK 25 35
9. Rizespor 26 33
10. Antalyaspor 27 33
11. Trabzonspor 25 32
12. Kasımpaşa 26 32
13. Alanyaspor 26 31
14. Konyaspor 26 28
15. Sivasspor 26 27
16. Bodrum FK 26 27
17. Kayserispor 25 27
18. Hatayspor 25 16
19. A.Demirspor 26 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 29 58
2. Karagümrük 29 52
3. Bandırmaspor 30 50
4. Erzurumspor 29 48
5. Gençlerbirliği 29 48
6. Boluspor 29 44
7. İstanbulspor 29 43
8. Amed Sportif 29 43
9. Keçiörengücü 29 42
10. Ahlatçı Çorum FK 29 42
11. Ümraniye 29 41
12. Esenler Erokspor 30 41
13. Iğdır FK 29 40
14. Pendikspor 29 40
15. Ankaragücü 29 38
16. Sakaryaspor 29 36
17. Şanlıurfaspor 30 34
18. Manisa FK 29 34
19. Adanaspor 30 27
20. Yeni Malatyaspor 29 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 29 70
2. Arsenal 28 55
3. Nottingham Forest 28 51
4. Chelsea 28 49
5. M.City 28 47
6. Newcastle 28 47
7. Brighton 28 46
8. Aston Villa 29 45
9. Bournemouth 28 44
10. Fulham 28 42
11. Crystal Palace 28 39
12. Brentford 28 38
13. Tottenham 28 34
14. M. United 28 34
15. Everton 28 33
16. West Ham United 28 33
17. Wolves 28 23
18. Ipswich Town 28 17
19. Leicester City 28 17
20. Southampton 28 9
Takımlar O P
1. Barcelona 26 57
2. Real Madrid 27 57
3. Atletico Madrid 27 56
4. Athletic Bilbao 27 49
5. Villarreal 26 44
6. Real Betis 27 41
7. Mallorca 27 37
8. Rayo Vallecano 27 36
9. Celta Vigo 27 36
10. Sevilla 27 36
11. Real Sociedad 27 34
12. Getafe 27 33
13. Girona 27 33
14. Osasuna 26 33
15. Espanyol 26 28
16. Deportivo Alaves 28 27
17. Valencia 27 27
18. Leganes 27 27
19. Las Palmas 28 25
20. Real Valladolid 27 16