banner94

08.10.2024, 11:51

Dün Gazze, bugün Lübnan: İsrail devleti saldırılarını sürdürüyor!

Dün İsrail-Hamas savaşının birinci yıl dönümüydü. Bir yıldan beri Filistin topraklarında katliam yapan İsrail ordusu dün akşamdan beri Lübnan’ı çok şiddetli bir biçimde vurmaya başladı.

İsrail devleti ile Hamas arasında başlayan savaş Gazze’nin yerle bir edilmesi ve 40 binden fazla Filistinlinin öldürülmesiyle sonuçlanmıştı. Bir süredir İsrail yeni bir cephe daha açtı ve bu kez savaş İsrail ordusu ve İran destekli Hizbullah arasında Lübnan topraklarında sürüyor.

İlk savaşın bedelini Filistin halkı ödemişti (hala da ödüyor), şimdi ise Lübnan halkı ödüyor. Lübnan ordusunun İsrail’i durdurma gücü yok. Hizbullah ise 5 km kadar içeri çekilmek zorunda kaldı. O da Lübnan’ı savunmakta yetersiz kalıyor.

Özetle, dünyanın gözü önünde, ABD ve Avrupa emperyalizminin açık desteği ile Orta Doğu halkları katlediliyor. Başta Arap ülkeleri olmak üzere diğer ülkelerin yönetimleri ise bu savaşı iç siyasete malzeme yaparak timsah gözyaşları dökme dışında sessiz kalıyor.

Batı İsrail’i neden destekliyor?

Batının İsrail’i açıktan desteklemesinin dinsel nedenleri var mı? Yani bu savaş İslam’a açılmış bir savaş mı? Bu soruları masaya yatırmak gerekiyor. Zira özellikle de Türkiye’deki bazı çevreler bu savaşı bir İslam- Siyonizm (Hristiyanlık destekli) bir dini savaş olarak sunuyor.

Bu sorunun yanıtı belli: Eğer böyle olsaydı Filistin, İran ve Lübnan dışında, başta S. Arabistan ve Mısır ve NATO üyesi Türkiye de İsrail’in saldırılarının hedefi olurdu. Asıl neden İsrail’in Batı emperyalizminin Orta Doğu'daki ileri karakolu konumunda olması ve bu çerçevede eski Batılı emperyalist güçlerin geçmişte davrandığı gibi davranmasıdır.

Vekâlet savaşları çağında Batılı devletlerin İsrail’i finanse ediyor olması, istediği zaman toprak talep etmesi ve bu talepte bulunma hakkına karşı çıkabilecek insanları ortadan kaldırmak ya da boyunduruk altına almak istemesi şaşırtıcı değil.

Bir başka anlatımla, ABD, İngiltere ve bazı AB ülkeleri, İsrail’in Yahudi devleti olmasıyla pek de ilgisi olmayan nedenlerle saldırganlığını sürdürmesi için ihtiyaç duyduğu silah ve finansmanı sağlıyor: İsrail Batı ittifakının hayati bir ortağı ve bir parçası olarak görülüyor ve bu nedenle saldırıları ne kadar iğrenç ve korkunç olursa olsun, talep ettiği desteği alıyor.

İsrail’in saldırıları meşru müdafaa sınırlarını çoktan aştı

Diğer yandan, İsrail'in kendi topraklarının sınırları dışında askeri olarak hareket etme hakkı yoktur. Bu bağlamda on binlerce sivili katletmesini “meşru müdafaa” gerekçesiyle haklı göstermek mümkün değildir. Özetle, Gazze’nin var olma hakkını inkâr etme girişimi ki bu iddia şimdi Lübnan’a da uzanmış görünüyor, yasadışı bir savaş eylemidir.

Bu çerçevede, Batı'nın uluslararası hukuk çerçevesinde İsrail'in saldırganlığını desteklemeye hakkı yoktur. Siyasal açıdan bu eylem, zaten meşruiyetlerini yitirmekte olan Batılı devletleri ve onların nesnel olarak açgözlülük ve sömürüye dayanan felsefelerini dünyanın geri kalanından uzaklaştırmaya devam edecektir. Ortaklaşma zemini aşınacak, kutuplaşma artacaktır. Bu ise çok tehlikeli bir durum olup, üçüncü dünya savaşının fitilinin ateşlenmesi anlamına gelmektedir.

Son olarak, bu savaş, tıpkı Rusya-Ukrayna savaşı sırasında olduğu gibi, başta petrol ve temel gıda maddelerinin fiyatları olmak üzere fiyatların artmasına neden olacak, bu da bir bütün olarak azgelişmiş ülke ekonomilerinin ve yoksul halklarının daha da zor zamanlar yaşamasına neden olacaktır. Bu ülkelerin başında Türkiye gelmektedir.

Bu arada, büyük petrol ve silah şirketleri kârlarını katlarken, otoriter rejimler bu savaşı fırsat bilip iktidarlarını sağlamlaştırıp halk için kullanmaları gereken kaynakları “savunma” adı altında militarizme ayırırken, bu savaşın bedelini işsizlik ve yoksulluk artışı biçiminde yine başta işçi sınıfı olmak üzere tüm ezilen halklar ödeyecektir.

Sonuç olarak

Halkların gerçek temsilcisi olmayan milis güçlerinin ya da emperyalizmin yedeğindeki ulus devletlerin bu saldırıları durdurabilmesi ve üçüncü bir paylaşım savaşını önleyebilmesi mümkün değildir.

Bu barbarlığı durdurabilecek ve savaşsız, sömürüsüz ve sınıfsız bir yeni dünya kurmak için fırsata çevirebilecek olan tek güç dünya işçi sınıfı ve ezilen halklardır. 100 yıldan fazla bir zaman sonra işçi sınıfı ve ezilen halklar tarihi yeniden yapma görevi ile karşı karşıyadır.

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 28 72
2. Fenerbahçe 27 65
3. Samsunspor 28 51
4. Beşiktaş 27 45
5. Eyüpspor 27 44
6. Göztepe 27 38
7. Gaziantep FK 27 38
8. Kasımpaşa 28 38
9. Trabzonspor 27 36
10. Başakşehir 26 36
11. Antalyaspor 28 36
12. Konyaspor 28 34
13. Rizespor 27 33
14. Alanyaspor 28 31
15. Sivasspor 28 30
16. Bodrum FK 28 30
17. Kayserispor 27 30
18. Hatayspor 27 19
19. A.Demirspor 27 -2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 30 59
2. Karagümrük 31 56
3. Erzurumspor 31 54
4. Gençlerbirliği 31 51
5. Bandırmaspor 31 51
6. İstanbulspor 31 49
7. Ahlatçı Çorum FK 31 46
8. Amed Sportif 31 46
9. Boluspor 31 45
10. Ümraniye 31 45
11. Iğdır FK 31 44
12. Keçiörengücü 31 42
13. Esenler Erokspor 30 41
14. Pendikspor 31 41
15. Sakaryaspor 30 39
16. Ankaragücü 30 38
17. Manisa FK 31 37
18. Şanlıurfaspor 31 34
19. Adanaspor 31 27
20. Yeni Malatyaspor 31 -21
Takımlar O P
1. Liverpool 29 70
2. Arsenal 29 58
3. Nottingham Forest 29 54
4. Chelsea 29 49
5. M.City 29 48
6. Newcastle 28 47
7. Brighton 29 47
8. Fulham 29 45
9. Aston Villa 29 45
10. Bournemouth 29 44
11. Brentford 29 41
12. Crystal Palace 28 39
13. M. United 29 37
14. Tottenham 29 34
15. Everton 29 34
16. West Ham United 29 34
17. Wolves 29 26
18. Ipswich Town 29 17
19. Leicester City 29 17
20. Southampton 29 9
Takımlar O P
1. Barcelona 28 63
2. Real Madrid 28 60
3. Atletico Madrid 29 57
4. Athletic Bilbao 28 52
5. Villarreal 27 44
6. Real Betis 28 44
7. Rayo Vallecano 29 40
8. Mallorca 28 40
9. Celta Vigo 28 39
10. Real Sociedad 29 38
11. Getafe 28 36
12. Sevilla 28 36
13. Girona 28 34
14. Osasuna 28 33
15. Espanyol 28 29
16. Valencia 28 28
17. Deportivo Alaves 29 27
18. Leganes 28 27
19. Las Palmas 28 25
20. Real Valladolid 29 16