29.12.2024, 12:27

DIŞ POLİTİKADA YAPTIĞIMIZ, ÖNEMLİ YANLIŞLAR

 Aşağıdaki yazıyı, 16.08.2013 tarihinde yazmıştım. O günden bu yana, aldığımız yolun değerlendirmesini sizin yapmanızı dileyerek olduğu gibi yayınlıyorum.
  Birkaç gün önce dış politikada geçmişte yaptığımız ve bize çok pahalıya patlayan birkaç konuya değinmiştim. Maalesef benzer yanlışları, son yıllarda da sürdürmekteyiz.
  Yanlışlarımızın asıl nedeni, dış politikamızın değişen siyasi iktidarlara göre değişmesi olsa gerek. 
  Bence dış politikamızın günlük politik çıkarlardan arındırılarak bir devlet politikası haline getirilmesi gerekir.
  Hatta yalnız dış politika değil terör ve eğitim politikasının da yılları kucaklayacak şekilde planlanması ve yönlendirilmesi gerekir. 
  Böyle bir durum söz konusu olursa; meclisteki çoğunluğuna güvenerek her istediğini yapmaya kalkan iktidar partileri de siyasi iktidarın her yaptığını eleştiren muhalefet partileri de laf kalabalığından çok ülke yararına politikalar üretmek zorunda kalır.
  Şu durumda parmakla gösterilecek birkaç olay dışında; iktidar ne yaparsa yapsın muhalefet eleştirir, muhalefet ne önerirse önersin iktidar bildiğini yapar.
  Birkaç yıl önce iktidar partisi, “KOMŞULARLA SIFIR SORUN” politikası gereğince Ermenistan ile sıcak ilişkiler kurulmaya çalıştı. Muhalefet de bunu kıyasıya eleştirdi.
  Eleştirirken de dişe dokunur bir şey söylenmedi.
  Böyle bir yaklaşımı ben de eleştirdim. Eleştirirken  “Keşke böyle bir politika izlemeden önce Ermenistan’dan; Soykırım sorununu uluslararası alanda bir daha gündeme getirmeyeceğinin ve Dağlık Karabağ’daki politikasına bizim istediğimiz şekilde yön vereceğinin güvencesini alsaydık” dedim.
  Ermenistan, tam anlamıyla köşeye sıkışmış durumdaydı ve neredeyse dünyaya açılacak tek kapısı bizim kontrolümüzdeydi çünkü.
  Benzer yanlışları, Irak politikasında da yaptık. Tezkerenin geçip geçmemesinin doğuracağı ve doğurduğu olumlu veya olumsuz sonuçları, benim bilgi alanım değil.
  Ancak Irak’a yapılan müdahaleden sonra;  orada tecavüze uğrayan ve katledilen Müslümanlar başta olmak üzere tüm insanlar için iktidarımızla ve muhalefetimizle yeterli tepkiyi koyamadığımıza inanıyorum.
  Benzer şeyler, Irak 3 parçaya bölünürkenki tutumumuz için de söylenebilir.
  Ardından “ARAP BAHARI” denilen süreç başladı.
  İktidarıyla ve muhalefetiyle “DEDİĞİM DEDİKÇİ POLİTİKA” diye adlandırabileceğimiz tavır sergilenmeye devam edildi.
  Hem iktidar partisinde hem muhalefet partilerinde, yıllardır büyükelçilik yapanlar başta olmak üzere yıllarını dış politika yaparak geçiren onlarca insan olmasına karşın -bana göre- ülkemizin çıkarlarını ön planda tutan yeterli bir dış politika izleyemedik.
  İktidar, bir şeyler yaptı. Muhalefet kıyasıya eleştirdi. Devleti yöneten veya yönetmeye talip olan siyasi kimlikte insanlar, birbirleri ile kavga yapmayı sürdürdüler. 
  Hazreti Ali’nin “Başkasının yanında yapılan eleştiri, eleştiri olmaktan çok hakaret sayılır” diye çok hoşuma giden bir sözü var. 
  Ben, en azından çok önemli konular söz konusu olduğunda başbakanımızın veya siyasi parti liderlerimizden birinin veya birkaçının basına kapalı “LİDERLER TOPLANTISI” önermesini ve bu toplantıda herkes eteğindeki taşı döktükten sonra siyasi parti liderlerimizin toplumun karşısına tek söylemle çıkmasını bekleyecek kadar iyi niyetliyim.
  Bunu Kıbrıs’a yapılan müdahale sırasında kısmen yaşadık çünkü.
  O dönemde çok farklı söylemlerde bulunan Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan’ın partisi ortak bir söylemle Kıbrıs’ta yapılacak olası bir soykırımı önlediler.
  Hem de tüm dünyaya meydan okuyarak.
  Günümüzde de böyle bir uyum sağlanamadığı sürece Müslüman insanlar, Müslüman insanların kanını akıtmayı sürdürecek.
  Suriye ve Mısır’da aylardır akan kanın durması için liderlerimiz; bir araya gelip ortak bir söylemde bulunamıyorlarsa bile en azından hem Suriye ve Mısır yöneticileriyle hem muhalif güçlerle bir araya gelerek akan kanın durmasına önayak olmalılar.
  Suriye’de insan kesip kanını içmekle yetinmeyip ciğerini yiyenler de Mısır’da ve Suriye’de kendi vatandaşlarının üzerine ateş açmaktan çekinmeyenler de ateş açanların üstüne kelle koltukta yürüyenler de “MÜSLÜMAN” olduğunu söyleyenler.
  Yeter artık! Lütfen iktidarda veya muhalefette olan parti liderlerimizden biri çıkıp “MÜSLÜMANLIĞIN TEMEL İLKELERİNDEN BİRİ, ALLAH’IN VERDİĞİ CANI ALLAH’TAN BAŞKA BİRİ ALAMAZ” desin ve gereğini yapsın.

Yorumlar (0)
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 16 44
2. Fenerbahçe 16 36
3. Samsunspor 16 30
4. Göztepe 16 28
5. Eyüpspor 17 27
6. Beşiktaş 16 26
7. Başakşehir 16 23
8. Gaziantep FK 16 21
9. Antalyaspor 16 21
10. Kasımpasa 16 20
11. Konyaspor 16 20
12. Rizespor 16 20
13. Trabzonspor 16 19
14. Sivasspor 17 19
15. Alanyaspor 16 18
16. Kayserispor 16 15
17. Bodrumspor 16 14
18. Hatayspor 16 9
19. A.Demirspor 16 5
Takımlar O P
1. Kocaelispor 17 35
2. Bandırmaspor 17 33
3. Karagümrük 17 31
4. Erzurumspor 17 29
5. Keçiörengücü 17 27
6. Igdir FK 17 25
7. Amed Sportif 17 25
8. Ahlatçı Çorum FK 17 25
9. İstanbulspor 17 24
10. Ankaragücü 17 24
11. Manisa FK 17 23
12. Pendikspor 17 23
13. Gençlerbirliği 17 23
14. Esenler Erokspor 17 22
15. Boluspor 17 22
16. Ümraniye 17 22
17. Şanlıurfaspor 17 21
18. Sakaryaspor 17 21
19. Adanaspor 17 14
20. Yeni Malatyaspor 17 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 18 45
2. Nottingham Forest 19 37
3. Arsenal 18 36
4. Chelsea 19 35
5. Newcastle 19 32
6. M.City 19 31
7. Bournemouth 19 30
8. Fulham 19 29
9. Aston Villa 19 29
10. Brighton 19 27
11. Tottenham 19 24
12. Brentford 18 24
13. West Ham United 19 23
14. M. United 19 22
15. Crystal Palace 19 20
16. Everton 18 17
17. Wolves 19 16
18. Ipswich Town 19 15
19. Leicester City 19 14
20. Southampton 19 6
Takımlar O P
1. Atletico Madrid 18 41
2. Real Madrid 18 40
3. Barcelona 19 38
4. Athletic Bilbao 19 36
5. Villarreal 18 30
6. Mallorca 19 30
7. Real Sociedad 18 25
8. Girona 18 25
9. Real Betis 18 25
10. Osasuna 18 25
11. Celta Vigo 18 24
12. Rayo Vallecano 18 22
13. Las Palmas 18 22
14. Sevilla 18 22
15. Leganes 18 18
16. Deportivo Alaves 18 17
17. Getafe 18 16
18. Espanyol 18 15
19. Valencia 17 12
20. Real Valladolid 18 12