TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2022 yılı bütçe görüşmelerinde konuşan CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, Lütfi Elvan’a gerçek enflasyonu görmek için sokağa çıkması tavsiyesinde bulundu.
Son dönemdeki zamları da eleştiren CHP’li Demirtaş Bakan Lütfi Elvan’a; “ Sayın Bakan, iğneden ipliğe her şeye yüzde 50'nin üzerinde zam geldiği bir durumda, dar gelirlilerin yani işçilerin, emeklilerin, memurların maaşlarına en fazla 19 oranında zam yapılacağı öngörülmektedir ancak TEFE ile TÜFE arasındaki makas da çok açılmıştır. Bu sebeple, memurun, asgari ücretlinin, emeklinin maaşlarına en az TEFE/TÜFE ortalaması kadar bir zam yapmayı düşünmez misiniz?” diye sordu.
TÜİK CUMHURBAŞKANI’NDAN TALİMAT MI ALDI?
TÜİK’in gerçek enflasyonu açıklamadığı eleştirisinde bulunan Ünal Demirtaş; “ TÜİK 3 Ağustos 2021 tarihinde temmuz ayı TÜFE oranını açıkladıktan bir gün sonra, 4 Ağustosta, Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan bir televizyon programında şunu ifade etmiştir: "Buradan sinyalimi belli yerlere vermiş oluyorum. Bundan sonra, enflasyonun daha yukarı çıkması mümkün değil. Zira, faiz oranlarında da düşüşe geçiyoruz." Cumhurbaşkanının bu açıklaması sonrasında TÜİK sinyali almış ve buna göre de değerlendirmelere başlamıştır. Buna göre, 11 Ağustosta basına yansıyanlara göre, enflasyon oranının yüksek çıkmaması için TÜİK merkez teşkilatından bir başkan yardımcısının bütün bölgeleri aradığı ve giyim grubunda olan artışların geri alınması yönünde talepte bulunduğu, kurum içinde enflasyonun düşük tutulması için bazı yöntemlerin uygulandığı ifade edilmiştir” dedi.
TÜİK’E GÖRE, ENFLASYON SON 3 AYDIR YATAY SEYİRDE
TÜİK’in güvenilirliğinin zedelendiğine vurgu yapan CHP’li Demirtaş, “Cumhurbaşkanı’nın yaptığı açıklamadan sonra TÜİK tarafından açıklanan enflasyon verileri son üç aydır yüzde 19'lar seviyesinde ve yatay bir seyir izlemektedir. Oysa, halkın hissettiği gerçek enflasyon ise yüzde 50'nin çok çok üzerindedir. TÜİK'in resmî enflasyon ile gerçek enflasyon arasındaki makası bu şekilde açmasıyla emekli, asgari ücretli, memur, çiftçi yani dar gelirli enflasyona karşı ezdirilmektedir. Bu sebeple, TÜİK'in, kanunun kendisine vermiş olduğu yükümlülük gereği gerçek enflasyonu açıklaması gereklidir. Zaten TÜİK'in güvenilirliği son derece yara almıştır, zedelenmiştir; eğer bunu açıklamazsa bundan sonra da güvenilmeyen bir kurum olmaya devam edecektir” ifadelerine yer verdi.
GÜVENİLİRLİK, TUTARLILIK VE ŞEFFAFLIK İLKELERİNE UYMAK TÜİK’İN GÖREVİ
CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, TÜİK’in geçmişten bu yana çok önemli bir görev yürüten, devletin çok köklü bir kurumu olduğunu söylediği konuşmasında, TÜİK Kanunu’nun 4’üncü maddesinde "Üretilen istatistikler, güvenilirlik, tutarlılık, tarafsızlık, istatistikî gizlilik, güncellik ve şeffaflık ilkelerine göre hazırlanır ve uygulanır. Resmî istatistiklerin gerçekleri yansıtmasının sağlanması, tüm kullanıcılara tarafsız ve eş zamanlı olarak sunulması, gizlilik ilkesine riayet edilmesi, kamuoyunun bilgi edinme hakkının gözetilmesi temel esaslardır." Denildiğini hatırlatarak; “Yani TÜİK'in resmî istatistiklerin gerçekleri yansıtmasının sağlanması, verilerin güvenilirlik, tutarlılık, şeffaflık ilkelerine uygun olması kanunla TÜİK'e bir görev olarak verilmiştir. Ama gerçek duruma bakıyoruz, gerçek öyle mi? Maalesef öyle değil. Maalesef, Ak Parti hükûmetleri döneminde tüm kurumlarda meydana gelen tahribat TÜİK'te de gerçekleşmiştir” dedi.
Ünal Demirtaş, konuşmasında şunları da ifade etti;
TÜİK VERİLERİ ÇELİŞKİLİ VE TUTARSIZ
“TÜİK, son yıllarda, enflasyon ve işsizlik gibi vatandaşlarımız için son derece önem taşıyan verilerde ülke gerçekleriyle örtüşmeyen, İŞKUR, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu gibi devlet kurumlarının ve uluslararası kuruluşların verileriyle çelişen, gerçek dışı veriler açıklamaktadır. Bunun sebebi ise şudur: Ülkemiz, özellikle tek adam yönetiminin yürürlüğe girdiği 2018'den sonra çok daha kötü yönetilmeye başlandı. Ülke, kötü yönetildikçe de ekonomik kriz derinleşerek devam etti ve ekonomik buhrana dönüştü ancak ekonomik buhran sonucu ortaya çıkan kötü ekonomik verileri de halkın öğrenmemesine çalışılmaktadır. Bu sebeple de siyasi talimatla, istatistik oyunlarıyla gerçek veriler gizlenmeye çalışılmaktadır. Bu anlamda, TÜİK'in son yıllarda enflasyon ve işsizlik gibi önemli konularda açıkladığı veriler, gerçek durumu yansıtmaktan uzak, çelişkili ve tutarsız veriler olmuştur. TÜİK, maalesef, Ak Parti’nin oluşturmaya çalıştığı "sanal pembe tablo" algısını sağlamaya ve güçlendirmeye yönelik makyajlı verileri açıklamaktadır.
Enflasyona yönelik veriler, özellikle memurların, emeklilerin ve asgari ücretlilerin maaş artışlarını, küçük esnafımızın kazançlarını ve faiz oranlarını doğrudan etkilediğinden son derece önem taşımaktadır. Bu sebeple, TÜİK'in TÜFE verilerinin gerçek veriler olarak açıklanması tüm vatandaşlarımızın ama özellikle de dar gelirli vatandaşlarımızın yararına olan bir durumdur.
AB RAPORLARI’NDA TÜİK ELEŞTİRİSİ
Öte yandan, TÜİK'in şeffaflığına dair çok temel eleştiriler 2018, 2019 ve 2020 yılları Avrupa Birliği ilerleme raporlarında da yer almıştır. TÜİK başkanlarının atama sürecine ilişkin 2020 yılı Türkiye İlerleme Raporu'nda "TÜİK içerisindeki atama ve görevden alma süreçlerinin şeffaflığına ilişkin birtakım eleştiriler hâlâ devam etmektedir." denilerek bir kez daha bu durum eleştirilmiştir. TÜİK, son yıllarda –Ak Parti'nin- en sık başkan ve yönetimin değiştirildiği kurumlardan biridir. Nitekim 2021 yılı Mart ayında da TÜİK Başkanı ve sonrasında da yönetim tekrar değiştirilmiştir”
YÜZDE 36’LIK YENİDEN DEĞERLEME ORANI VATANDAŞA HAKSIZLIK DEĞİL Mİ?
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2022 yılı bütçe görüşmeleri sırasında Bakan Lütfi Elvan’a, yüzde 52’nin üzerinde zam yapılan yeniden değerleme oranı ile ilgili soru soran CHP’li Demirtaş; “Geçen yıl yüzde 9,11 olan yeniden değerleme oranı, 2022 yılı için yüzde 52'nin üzerinde zam yapılarak yüzde 36,2 olarak açıkladınız. TÜİK'in resmî enflasyonu yüzde 19'larda açıkladığı; işçi, emekli, memur maaşlarına en fazla yüzde 19 zam yapılacağı bir dönemde motorlu taşıtlar vergisi, ehliyet ve pasaport harçları ve trafik cezaları gibi parametreleri kapsayan yeniden değerleme oranı neden yüzde 36,2'ye çıkarılmıştır? Bu artış oranı bir taraftan da vatandaşlarımıza haksızlık değil midir? Bu artış oranı diğer taraftan da gerçek enflasyonun yüzde 36'dan daha aşağıda olmadığının bir itirafı değil midir?