Türkiye’de çocuk olmanın zorluklarını anlatan CHP’li vekil Mahmut Tanal, Şanlıurfalıların maraba, mevsimlik tarım işçisi olarak kalmalarını isteyen bir yönetim anlayışının olduğunu belirterek, “Hemşerilerim sizin marabanız olmayacak!” şeklinde tepkisini dile getirdi.
20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yapan CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM Çocuk Hakları Alt Komisyonu Üyesi Av. Mahmut Tanal, çocukların sömürülmediği, katledilmediği, istismara ve şiddete maruz kalmadığı, yatağa aç girmediği, haklarının dikkate alındığı bir düzen kurulması temennisinde bulundu.
Tanal, çocuk haklarının, çocukların yaşama, sağlıklı gelişme, eğitim, barınma, kendini ifade etme, katılım gibi doğumdan itibaren sahip olduğu ve yasalarla korunma altına alınmış haklar bütününü ifade ettiğini aktardı. Çocuk haklarının çok boyutlu olduğuna dikkat çeken Tanal, hakların korunması kadar her çocuğa bu haklara sahip olacak fırsat eşitliğine dayalı ortamın sağlanmasının da bir o kadar önem arz ettiğinin altını çizdi.
ÇOCUK HAKLARI GÜNÜ’NÜN DOĞUŞU
Çocuğa özel bir ilgi gösterme gerekliliğinin ilk olarak 1924 tarihli Cenevre Çocuk Hakları Bildirisi’nde ve daha sonra 20 Kasım 1959 tarihinde BM Teşkilatı Genel Kurulu’nca kabul edilen Çocuk Hakları Bildirisi’nde belirtildiğini dile getiren Tanal, ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde, Medeni ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nde ve Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’de çocukların esenliği ile ilgili düzenlemelerin yer aldığını belirtti.
Çocuk haklarına ilişkin yazılı en sistematik belgenin ise 20 Kasım 1989 yılında kabul edilen BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin olduğunu hatırlatan Tanal, zaten Dünya Çocuk Hakları Günü’nün çıkış noktasının, bu sözleşmenin kabulü olduğunu aktardı.
Türkiye 1994 yılında taraf olduğu Sözleşme’nin BM sistemi dahilinde en geniş katılımı olan anlaşma olduğunu vurgulayan Tanal, çocukların korunması için evrensel standartları belirleyen sözleşmenin, çocukların durumlarını iyileştirmeyi hedef alan programlar için bir hukuki çerçeve oluşturmayı öngördüğünü kaydetti. Tanal sözleşmenin, 18 yaşına kadar her bireyi “çocuk” olarak tanımladığın ve hakları; ırk, din, dil, coğrafya ayrımı yapmadan tüm çocuklar için geçerli saydığını söyledi.
SÖZLEŞMENİN GEREĞİ YAPILMIYOR
Fakat BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin taraf devletler tarafından yeterince özümsenmediğini belirten Tanal, çocukların haklarının yok sayılmaya devam edildiğini vurguladı. Dünya genelinde çocukların istismara ve sömürüye maruz kaldığını, açlık ve yoksullukla boğuştuğunu ifade eden Tanal, etkili, sonuç alıcı bir çocuk hakları mekanizmasının kurulması gerektiğini dile getirdi.
TÜRKİYE’DE ÇOCUKLAR ÇOCUKLUKLARINI YAŞAYAMIYOR
CHP’li vekil Mahmut Tanal, Türkiye’de ise Tek Adam sisteminin çocukların geleceğini dinamitlediğini belirtti. Ülkemizde çocukların çocukluklarını yaşayamadığını anlatan Tanal, “İktidarın hatalarının en ağır faturasını çocuklarımız ödüyor. Eğitim sisteminin, ekonominin çökertilmesi, sosyal devlet ilkesinin gereğinin yapılmaması nedeniyle yavrularımız, en güzel çağlarında hayata küstü. Yoksulluk, adaletsizlik çocuklarımızı dert sahibi yaptı. Evlatlarımız, anne ve babalarının işsizliği, üç kuruşa saatlerce çalıştırılmaları karşısında kahroluyor. Okula odaklanmak yerine birer ‘çocuk işçi’ olarak sahaya çıkıyorlar. TÜİK’in 2019’da sonbahar ve kış aylarında gerçekleştirdiği araştırmada bile Türkiye’de 1 milyona yakın çocuk işçi tespiti duruyor. Ucube başkanlık sisteminin yıkımı hızlandırması, pandeminin başlaması sonrası çocuk işçiliğindeki artış kahredici boyutlara ulaşmıştır. Çocuk işçi bulunan hane sayısı ciddi şekilde artmıştır” dedi.
SABAH OKULA AKŞAM İŞE
Tanal, “Okulu tamamen bırakan ya da kağıt üstünde okul kaydı bulunup günlük işlerden çalışan, sabah okula gidip, akşamdan gece yarılarına kadar beden işçiliği yapan çocuklarımızın varlığı, iktidarı rahatsız etmiyor olabilir ama bizim gözümüze uyku girmiyor. Çocuklarımızın yatağa aç girmediği, okulundan kopmadığı bir sistemi inşa etmek zorundayız” şeklinde devam etti.
MEVSİMLİK TARIM İŞÇİLİĞİ SORUNU
Mevsimlik tarım işçiliğiyle uğraşan yoksul ailelerin çocuklarının hayatlarının da tarlarda karartıldığını vurgulayan Tanal, şöyle devam etti: “Mevsimlik tarım işçiliği, kanayan yaramızdır. Mevsimlik tarım işçiliği denince akla memleketim Şanlıurfa gelmektedir. Her yıl Şanlıurfa’dan binlerce çocuk, mart ayından aralık ayına kadar, aileleriyle birlikte neredeyse Türkiye’nin tüm illerine mevsimlik tarım işçiliği için gidiyor. Mevsimlik tarım işçiliğinde çocuklar, barınma, eğitim, sağlık gibi temel haklardan mahrum kalıyor.
Derme çatma çadırlarda kalan mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarının yaşama hakkı ihlal ediliyor. Yolculuk yaparken gerekli tedbir alınmadığı için yollarda can veren, tarlada traktör altın kalıp yaşamını yitiren, ilaçtan zehirlenen, boğulan, hastaneye götürülemediği için anne ve babasının kucağında son nefesini veren mevsimlik tarımcı çocuklarımız, vicdanları ne zaman harekete geçirecek? Mevsimlik tarım işçiliği sorununu Şanlıurfa ve diğer illerde fabrika kurarak, istihdam olanaklarını arttırarak, çiftçiyi DEDAŞ’ın elinden kurtararak çözeriz. Ancak bu iktidarın mevsimlik tarım işçiliği sorununu çözme niyeti yok.
Daha önce Meclis Çocuk Hakları Alt Komisyonu’nda mevsimlik tarım işçiliği konusu konuşulurken sunum için kurumlardan gelen şahıslarla, milletvekilleriyle de birtakım tartışmalarımız oldu. Ağızlarındaki baklayı çıkardılar. Onların anlayışına göre Şanlıurfalılar mevsimlik tarım işçisi olmazsa, tarla ve bahçelerde kim çalışacak?
Daha önce de ifade ettiğim gibi Şanlıurfalıların maraba, mevsimlik tarım işçisi olarak kalmalarını isteyen bir yönetim anlayışı var. Ama bu anlayışa son vereceğiz. Hemşerilerim sizin marabanız olmayacak! Şanlıurfalılar maraba, mevsimlik tarım işçisi olarak kalmayı değil, eşit olanaklara sahip yurttaşlar olmak istiyor. Millet İttifakı olarak iktidara geldiğimizde mevsimlik tarım işçiliği sorunu ortadan kaldırmak için gerekli adımları atacağız.”