CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hayvancılıkta yaşanan sorunları yerinde tespit etmek üzere gittiği köy ve beldelerde, yetiştiricilerin anlattıkları karşısında şaşkınlığını gizleyemedi.
Yıllardır hayvancılık yapan Soner Küçüktaş, girdi maliyetlerindeki artış nedeniyle hayvanlarını satıp hurdacılık yapmaya başladığını belirtirken, 250 büyükbaş hayvandan 100 hayvan satarak girdi maliyetlerini karşılamaya çalışan Ergün Dane ise yapabileceği başka bir mesleği olmadığı için tüm zorluklara katlanmaya devam ettiğini anlattı.
Niğde’nin köy ve beldelerinde hayvancılık yapan vatandaşlarla bir araya gelen Ömer Fethi Gürer, yetiştiricilerin sorun ve taleplerini bir kez daha gündeme getirip et ve süt için sorun ilk başlangıcından ele alınmazsa kriz derinleşir “ dedi.
HURDACILIĞA BAŞLADI
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’e dert yanan Soner Küçüktaş, hayvancılıktan bıktığını, kazanamadığı için hayvancılığı bırakmak zorunda kaldığını söyledi. Yem fiyatlarındaki artış nedeniyle hayvanların bakımında zorlandığını anlatan vatandaş, “24 hayvanım vardı, hepsini satmak zorunda kaldım. Bütün ahırı tasfiye ettim. Aldığımız yem verdiğimiz sütü karşılamıyor, o yüzden hayvancılığı bıraktım ve hurdacılık yapmaya başladı. Şimdi hurda işiyle uğraşıyorum” diye konuştu.
250 HAYVANDAN 100 HAYVANINI SATTI
Çiftliğinde 250 hayvan varken, başta yem fiyatları olmak üzere girdi maliyetlerindeki artış karşısında hayvanlarının büyük çoğunluğunu satıp bazılarını da kesime gönderdiğini söyleyen Ergün Dane isimli üretici ise “Şimdi tesisimizde 150 büyükbaş hayvanımız kaldı” dedi.
Hayvancılık konusunda anlatılan destek ve hibelerin çoğunun üreticiye ulaşmadığına işaret eden Ergün Dane, “Su koskoca tesisin günlük gideri milyarlarca lirayı buluyor. Yıl boyunca bize verilen destek 12 bin lira buzağı desteğidir. Bunun haricinde herhangi bir destek almadık” şeklinde konuştu.
Süt yemi, silaj, saman fiyatlarının sürekli arttığına değinen Ergün Dane, “Biz bunları kendimiz ürettiğimiz halde zorlanıyoruz. Dışarıdan almaya kalksak çok daha büyük sıkıntının içine girerdik. Çünkü 1 litre sütü sattığımız zaman süt parasıyla 1 buçuk kilo yem alabilmeliyiz ki süt üretiminden kar edelim. Ama öyle olmuyor, kazanamıyoruz” dedi.
“KAR ETMİYORSAN BIRAK” DİYENLERE TEPKİ
Hayvancılıktan, süt inekçiliğinden zarar ettiğini söyledikleri zaman, ‘Kar edemiyorsan bu işi yapma” diye karşılık verdiklerini anlatan Ergün Dane, “Biz yıllardır bu işi yapıyoruz. Başka bir mesleğimiz yok. ‘Zarar ediyorsan bu işi yapma’ demek yerine, bizim zarar etmemize neden olan olumsuzlukları ortadan kaldırın” diye konuştu.
SÜTE 1 LİRA ZAM GELEMEDEN YEME 2 LİRA ZAM GELİYOR
Süte 1 lira zam gelmeden yeme 2 lira zam geldiğine işaret eden Ergün Dane, “Böyle bir şey olur mu, o kadar yatırım yaptık. Kalitesiz yem vermek zorunda kalıyoruz. Öyle olunca da verim azalıyor. Aşı, mazot, vitamin, veteriner hekim giderleri gibi pek çok gider var ve bu giderler her geçen gün biraz daha zamlanıyor” dedi.
HAYVANLARI 12 AY BOYUNCA YEMLE BESLİYORUZ
Mazot, ekipman ve sanayi giderlerinin 12 bin lira civarında olduğunu söyleyen Ergun Dane, “Makine ekipmanlarının arızası, bakımı hesapta yok. Litre başına 3 lire para aldığımız zaman kar ettiğimizi zannediyorlar. Bunun karla alakası yok. Hakkımızı versinler. Yeter. Biz 12 ay boyunca hayvanları yemle besliyoruz. Veterinerlik ücreti, ilaç, vitamin ve hayvan refahı olmaz ise verim de azalıyor. TV’lerde sürekli hayvancılığa destek olduklarını açıklıyorlar ama bize destek mestek yok. Sadece buzağı desteği olarak 12 bin lira para aldım. Buzağıya da belirli aralıklarla tohumlama şartı ile destek veriyorlar. O günler tutmaz ise buzağıya destek vermiyorlar” diye konuştu.
HAYVANCILIK PARA KAZANDIRMIYOR
Bir buzağının süt vermeye başlaması için doğumundan sonra 26 ay geçmesi gerektiğine değinen Ergün Dane, “Burada ciddi maliyet var. Hayvancılıktan, süt inekçiliğinden para kazandığını söyleyen doğru söylemiyor” dedi.
Hayvancılık yapanların sorunlarını dinleyen CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer ise besici ve süt inekçiliği yapanların ciddi sıkıntı içinde olduğuna dikkat çekti. Büyükbaş hayvancılık yapanlar gibi küçükbaş hayvancılıkta da yem ve mera alanı sorunun artığını kaydeden Ömer Fethi Gürer kırsalda küçük aile tipi denen işletmelerin çoğunda hayvancılık bitme noktasına geldi. Büyük olarak tanımlananda ise daralma sürüyor. Kredi kullanıp ciddi yatırım yapanlarda zor durumda. İthal yem gibi üretilen yem fiyatları da artıyor. Hayvancılık zor, meşakkatli bir iş. İthal hayvan, ithal et, ithal süt tozuna yol mu yapılıyor? Bu yolla 90 milyon nüfuslu ülkeyi bekleyemezsiniz. İthal lobileri vurgun vurur. Vatandaş daha pahalı et ve süt mamulüne ulaşır. Mevcutta halen var olan hayvan varlığınızı keserek değil, bakıp besleyip ondan yavru ve süt sağlayarak sorun çözme yoluna gidilmelidir. İthal hayvan getirip besleyip verim alacağın ve buzağı temin edeceğin süreçte kesime göndererek gerekli fayda sağlanamazsa, bu süreç dışa bağımlılığı artırır, sorunlar katlar. İthal bağımlılığı yeni sorunları da üretir. Sonuçta bu süreç daha derinleşen krizlere yol açar. Plansız, öngörüsüz, beceriksiz ve “param var ithal ederim“ zihniyeti ile bugünlere geldik. İktidar sıkıntılarında dış güçleri sorumlu tutardı. Süt ve ette sıkıntıyı dış güçler mi yaratıyor? Yem fiyatı süt fiyatına denge tutmuyorsa bunu sokaktaki vatandaşta bilir ki bu iş sürdürülemez. Yönetenler görmüyor mu? Yemde dışa bağlılık önemli bir etken. Hayvancılıkta ciddi sorun yaşanıyor. Sorun yok, demekle sorun yok olmuyor .Yem fiyatlarındaki artışı kontrol altına almadan sorun çözülmez” diye konuştu.
1 2 Yıl Önce
1
1 2 Yıl Önce
1