Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, akademideki 50/d’li araştırma görevlilerine dair iş güvencesi sorununun ortadan kaldırılması için kanun teklifi verdi.
Kanun teklifi TBMM’de görüşülürse üniversitede aynı işi yapan fakat ayrı statüde istihdam edilen 50d’li araştırma görevlilerinin, 33/a kadrosuna intibakları sağlanarak iş güvencesine sahip olmalarının önü açılacaktır.
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Akademik kadrolar ile ilgili Ocak 2018'de yapılan düzenleme neticesinde araştırma görevlisi atamalarının hepsinin 50/d statüsüne göre yapılmasının mecbur kılındığını anımsattı.
Gürer, “33/a kadrosunda bulunan araştırma görevlilerinin sözleşmeleri belirli aralıklarla yenilenmektedir. Bu kişilerin doktora eğitimini tamamlamaları durumunda “doktor araştırma görevlisi” olarak işlerine devam etmeleri sağlanırken, 50/d maddesine göre alınan araştırma görevlilerinin görev süresi, yüksek lisans veya doktora tezlerinin teslimi ile birlikte son bulmaktadır.” dedi.
Gürer, “50/d kadrosu doktoralarını tamamlayan araştırma görevlilerinin işsizlikle yüz yüze kaldığı bir statüdür. Böylesi bir uygulama neticesinde bilim insanı olmaya aday araştırma görevlilerinin akademiden uzaklaştırılmaları anlaşılabilir bir durum değildir.” diye konuştu.
AYNI İŞE 2 FARKLI KADRO
YÖK’ün verilerine göre, ülkemizde 25 bin 121 erkek, 26 bin 417 kadın olmak üzere toplam 51 bin 538 araştırma görevlisi bulunmaktadır. Araştırma görevlilerinin 46 bin 729’u devlet üniversitelerinde görev yaparken 4 bin 809’u da vakıf üniversitelerinde görev yapmaktadır.
33/a maddesine göre istihdam edilenleri 50/d’lilerden ayıran temel özellik belirli aralıklarla sözleşmelerinin yenilenmesi sonucunda daha güvenceli çalışma koşullarına sahip olmalarıdır. Bu kişilerin doktora eğitimini tamamlamaları durumunda “doktor araştırma görevlisi” olarak işlerine devam etmeleri de mümkündür.
CHP milletvekili Ömer Fethi Gürer, “50/d maddesine göre alınan araştırma görevlilerinin görev süresi yüksek lisans veya doktora tezlerinin teslimi ile birlikte son bulmaktadır. Bu da araştırma görevliliği kadrolarının lisansüstü eğitim süresince geçerli olması anlamına gelmekte olup bu düzenleme neticesinde 50/d statüsünde istihdama zorlanan araştırma görevlileri, doktorasını tamamlamasının ardından işsizlik sorunu ile karşı karşıya kalmaktadır. Aynı işi yapmalarına karşın farklı statülerde istihdam edilmeleri anlaşılabilir bir durum değildir” dedi.
GÜRER: “NİTELİKLİ BİLİM İNSANI OLARAK YETİŞMELERİ İÇİN GEREKLİ DESTEK VERİLMELİ”
Araştırma görevlilerinin üniversitelerin en önemli fonksiyonlarından olan araştırma faaliyetlerinin yürütülmesinde görev alan ve bu konularda sorumluluk üstlenen kişiler olduğunu belirten Gürer, “Yapılacak çalışmaların odağında bulunan araştırma görevlilerinin yapacağı en ufak katkı ülkenin gelişme düzeyine ve yarınlarına olumlu etkilerde bulunacaktır. Araştırma görevlileri akademik kariyerlerinin başlarında olup bilim insanı olma yolunda ilerlemektedirler. Bu sebeple nitelikli bilim insanı olarak yetişmeleri hususunda gerekli destek ve önem verilmelidir” diye konuştu.
BEYİN GÖÇÜNE DİKKAT!
Beyin göçünün özellikle gelişmekte olan toplumlar için büyük bir tehdit oluşturduğunu belirten CHP milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Birçok ülke bu konuda önemli çalışmalar yaparak, tersine beyin göçünü artırmaya yönelik politikalar izlemektedir. Yükseköğretimde yaşanan bu gibi güvencesiz istihdam durumları akademide başarılı olabilecek kimi lisans öğrencilerinin safi bu nedenlerden ötürü yurtdışındaki olanakları değerlendirmelerine sebep olmaktadır” dedi.
TÜİK verileri de bu tespiti doğrular niteliktedir. Türkiye’den yurt dışına göç eden kişi sayısı, 2019 yılında bir önceki yıla göre %2 artarak 330 bin 289 olurken, Türkiye'den göç eden nüfusun yaş gruplarına bakıldığında, en fazla göç edenlerin 50 bin 203 kişi ile 25-29 yaş grubu olduğu görülmüştür. 20-24 yaş aralığında göç edenlerin sayısı ise 41 bin 616 kişidir.
UNESCO verilerine göre ise 47 bin 546 Türk öğrenci yurtdışında eğitim görmektedir. Türk öğrencilerin eğitim gördüğü ilk 3 ülke ise sırasıyla 9 bin 698 kişi ile A.B.D, 7 bin 625 kişi ile Almanya ve 3 bin 420 kişi ile İngiltere’dir.”
EN VERİMLİ DÖNEMLERİ KAYGI İÇİNDE GEÇİYOR
CHP milletvekili Gürer, “50/d statüsünde görev yapan araştırma görevlileri, doktoralarını tamamladıklarında kadrolarını ve dolayısıyla işlerini kaybedeceği gerçeğiyle yüzleştiklerinden ötürü, olabildiğince eğitim sürelerini uzatma çabası içerisine girmektedir. Bu nedenle araştırma görevlileri akademideki en verimli olabilecekleri dönemleri, işini kaybetme endişesi ya da iş arama telaşı içerisinde geçirmektedir. Bunun neticesinde de araştırma ve geliştirme faaliyetleri gelecek kaygısı ile sekteye uğramaktadır” dedi.
GÜRER’İN YÜKSEKÖĞRETİM KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 2- 2547 sayılı Kanunun ek 30 uncu maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 3- 2547 sayılı Kanunun ek 38 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“EK MADDE 38- Yükseköğretim kurumları araştırma görevlisi kadrolarına atamalar, 33 üncü maddede belirtilen usul uyarınca yapılır. Bu kapsamda atananlardan doktora veya sanatta yeterlik eğitimlerini tamamlayanlar doktor öğretim üyesi kadrolarına atanırlar.”
MADDE 4- 2547 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 83- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte 50 nci maddenin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca araştırma görevlisi kadrosunda bulunanların statüleri herhangi bir işleme gerek kalmaksızın 33 üncü maddenin (a) fıkrasında belirtilen statüye dönüştürülmüş sayılır ve bunlar hakkında söz konusu (a) bendi hükümleri uygulanır. Bu kişilerin bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce 50 nci maddenin birinci fıkrasının (d) bendi kapsamındaki hizmet süreleri 33 üncü maddenin (a) fıkrasında belirtilen statüde geçirilmiş sayılır.”
MADDE 5- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 6- Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.