Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Muğla Milletvekili Avukat Gizem Özcan, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın “hak ihlali” kararına rağmen tahliye edilmemesini Meclis gündemine taşıdı.
Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) açık hak ihlali' kararına rağmen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdiğini ve Atalay’ın tahliye edilmediğini ifade eden Özcan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yazılı olarak cevaplandırması için soru önergesi verdi.
Özcan, "Mahkeme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının ihlal edildiğini, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini, Anayasa'nın 67. maddesinde güvence altına alınan seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının ihlal edildiğini, Anayasa'nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini karara bağladı. Anayasa Mahkemesi'nin açık hak ihlali kararına rağmen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, kararı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi ve Atalay tahliye edilmedi" diye konuştu.
Özcan, şunları ifade etti: "AYM kararı karşısında herhangi bir derece mahkemesi ile Yargıtay arasında bir fark yoktur. Yargıtay karara uymak zorundadır. Eğer uymazsa bu, AYM’nin fiilen feshedilmesi anlamına gelir."
BAKAN TUNÇ'UN AÇIKLAMALARINA TEPKİ
Özcan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a yazılı olarak cevaplandırması için şu soruları sordu:
• AYM kararına rağmen, Can Atalay’ın tahliye edilmemesi Anayasa'nın 153. Maddesindeki “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar” ifadesinin ihlali değil midir?
• Adalet Bakanı’nın Anayasa maddelerini yorumlama yetkisi var mıdır? Yoksa bu yetki Anayasa Mahkemesi'ne mi aittir?
• Adalet Bakanı’nın “AYM bu kararıyla, yorum farkıyla Anayasa’yı değiştirmiş gibi oluyor” ifadesine atıfla, Adalet Bakanı’nın AYM’nin hangi kararının Anayasa’ya uygun hangisinin uygun olmadığını belirleme yetkisi var mıdır?
• Adalet Bakanı’nın açıklamaları Yargıtay üyelerine verecekleri karar konusunda talimat vermek, telkinde bulunmak niteliğinde değil midir?