CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında gündemi değerlendiriyor. Bu hafta CHP Grup Toplantısı'nda usta oyuncu İlyas Salman'da misafir olarak yer aldı.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkan satır başları:
SMA'LI ÇOCUKLARIN DURUMU
SMA hastalığını gayet iyi biliyorum. Sosyal devletin varlık nedeni bu tür ailelere her türlü yardımı yapmak, tedaviyi gerçekleştirmektir. Tedavinin pahalı olduğunu biliyorum. Bu pahalılık içinde ailelerin çocuklarını tedavi ettirmek için ellerinde yeterli imkan olmadığını da gayet iyi biliyorum. Her yerde, her koşulda sizin yanınızdayız. Sizin haklarınızı sonuna kadar savunacağız. Çünkü çocuklarınız bu ülkenin evlatları.
İKTİDARIN YÖNETİM POLİTİKASI
Devletten söz ettik, sosyal devletten söz ettik. Devletin organları vardır ve devlet organları eliyle yönetilir. Başında ise seçimle gelen iktidar vardır. İktidar devleti yönetir ama istediği gibi değil. Devletin dini adalettir. Devleti yönetenler eleştirelere açık olmalıdır. İktidar hatasını eleştirilerden öğrenmiş olacaktır. Devleti yönetenler harcadıkları her kuruşun hesabını millete vermek zorundadır. Her kuruşun hesabını vermek demek millete saygı duymak demektir. Devleti yöneten siyasil yönetim israftan kaçınmak zorundadır. Devleti yönetenler israf batağında yüzerlerse bütün dünyada alay konusu olurlar. Saygın devletlerde, devleti yöneten iktidarın en tepesindeki kişinin; dünyada hiçbir örneği yoktur 13 uçağı yoktur. 13 uçak demek, milyonlarca kişinin hakkını gasbetmek demektir.
YARGILANAN CUMARTESİ ANNELERİ
İntikam duygusuyla devlet yönetilmez. Cumartesi Anneleri, Diyarbakır'daki anneler. Nedir bu annelerin derdi? Devletin görevi bu annelerin taleplerini karşılamak. Siz Cumartesi Anneleri'ni topluyorsunuz, yargılıyorsunuz. Hangi devlet anlayışında bu vardır? Hakkı teslim etmesi gereken devlet, kişinin hakkının elinden alıyor. Hangi vicdan, hangi ahlak, hangi insanlık bunu kabul eder? Geçmişte AK Parti'ye oy veren bütün kardeşlerime, MHP'ye oy veren bütün kardeşlerime anlatıyorum. Böyle bir devlet yönetimi olmaz. Biz şiddetten kaostan uzak, huzurlu bir toplum istiyoruz.
"İŞSİZLİK EN BÜYÜK KÖTÜLÜKTÜR"
Devleti yönetenler işsizliğin bir felaket olduğunu bilmek zorundadırlar. İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır. İşsiz insandan bir şey bekleyemezsiniz. Aylardır iş arayan birinin derdini kim bilir? Devleti yönetenler, işsizlik bütün kötülüklerin anası ise işsizlere iş bulmak zorundadır. Bunu yapmadığı zaman toplumsal sorunlar ortaya çıkar. Çaykur'daki 210 kişilik kadroya 23 bin kişi başvurmuş. Peki, AK Partili kardeşlerime seslenmek isterim; bu tablodan memnun musunuz? Memnun olmadığınızı biliyorum. Sizin içinizden bazılarının çocuklarının çok iyi yerlerde olduğunu da biliyorum. Bir değil, birden fazla yerden maaş aldıklarını da biliyorum. Ama bu ülkenin evlatları hepimizin evlatlarıdır. 10 milyon işsiz 10 milyon hanede huzursuzluk var demektir. Saray'da oturanlar farkında mı? Benim içim yanıyor ama onların yanmıyor. Sözüm sözdür; iktidar olduğumuzda ilk yapacağımız işlerden biri Borçlar Genel Müdürlüğü'nü kapatmaktır. Yeter artık ya, yeter artık!
DIŞ POLİTİKADA İTİBAR VİZYONU
AK Partili kardeşlerime özellikle sesleniyorum; Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanısın, 33 şehidimiz var vuran Rusya ve sen gidiyorsun Rusya'ya Putin'in kapısında bekliyorsun. Sonra ben 'Türkiye'ye itibar kazandırdım' diyorsun. Ağrıma gidiyor. Sizde hiç karakter yok mu ya. Karaktersiz insanlar devleti yönetemezler. Hele dış politikada. Ne işin var senin Mısır ile kavga ettin kardeşim. Senin Mısır ile birlik olman gerek. Türkiye Cumhuriyeti Devleti açıkça söylüyorum, soyuluyor. Bir avuç insan tarafından soyuluyor.
MONTRÖ TARTIŞMASI
Eğer, TBMM Başkanı Montrö sözleşmesinin ne anlama geldiğini, Türkiye Cumhuriyeti için ne anlama geldiğini bilmiyorsa o koltukta oturamaz. Şimdi efendim ben öyle söylemedim. Bırakın onları. Bir gece yarısı, bir kararla TBMM iradesine ipotek kondu mu, konmadı mı? Kondu. İstanbul Sözleşmesi ne oldu? Ben fesh ettim diyor. Meclis Başkanı'ndan haber var mı? TBMM'nin iradesini ipotek altına alamazsın deniyor mu? Diyemiyor. Çünkü koltuğunu o kişiye borçlu. Bir kişiye hizmet ediyor. Bir kişiye hizmet edenler 83 milyona hizmet edemezler. Bir kişiden talimat alıyorlar. Saray'ın vekilleri ile milletin vekilleri ayrıdır, biz milletin vekilleriyiz. O zorba gidecek, İstanbul Sözleşmesi geri gelecek, hiç kimse endişe etmesin.
EMEKLİNİN ZAM BEKLENTİSİ
Kurban ve Ramazan Bayramı'nda emeklilere bin 500 lira veriyorum diyeceksin. Bu toplumun huzuru ve barışı için. Verir mi? Vermesini isterim. Vermezse biz vereceğiz.
ERDOĞAN VE BAHÇELİ'YE: 'GELECEĞİM VE ATAYACAĞIM'
Devleti yönetenlerin devletin kurumlarına saygı duyması gerek. Muhtarlıktan ve muhtarlarından bahsediyorum. Sayın Bahçeli, 13. Olağan Büyük Kurultayı'ndan açıklama yapıyor. "Kılıçdaroğlu her muhtarlara bir özel kalem atanırsa işsizliğin biteceğini cahilce müjdelemiş" diyor. Erdoğan da, "Bay Kemal kalkmış muhtarlara özel kalem müdürü atayacağız. Eğer gelirsen atarsın." Geleceğim ve atayacağım. Devleti yönetenlerin en azından kendi ülkelerinin tarihini bilmelidir. Kiziroğlu'nun ne olduğunu bilirler mi acaba? Muhtar yardımcısı. E ben yardımcı vereceğim. Muhtarı aşağılıyor. Bütün muhtar kardeşlerime sesleniyorum, sizin haklarınızı savunacağım. Onlar duymadı bir daha söyleyeyim, hem yardımcı vereceğim hem de size özel bütçe vereceğim.
"TÜRKİYE NİYE KIPKIRMIZI OLDU?"
Her kesimin sorunu var. Devleti yönetenler topluma örnek olmak zorundadır. Tutarlılık olması lazım. Efendim pandemi var sosyal mesafeyi koruyalım, sokağa... En tepedeki adam koro halinde söylüyorlar. Peki Türkiye niye kıpkırmızı oldu? Lebaleb kongreleri doldurdu, bir de onunla övündü. Bunlar devleti yönetiyor. Şimdi yeniden kapanma başladı. Fatura kime? Esnafa. Saray'dakilere fatura mı çıkar. Esnaf kardeşim sana sesleniyorum; beni ve ailemi biliyorsun Saray'dakileri de biliyorsun. Bütün bu tabloyu vicdanına bırakıyorum.
Hala saha işletmecileri perişan vaziyetteler. Son 12 ayda sadece 3 ay çalışmışlar. 500 bin kişilik aile bunlar. Dertleriyle ilgilenen var mı?