CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor. Kılıçdaroğlu,Taksim’deki bombalı saldırıya ilişkin, “Türkiye’yi bu girdaptan çıkarmak zorundayız. Terör konusunda beraber olmak zorundayız. Hep beraber karşı çıkmak zorundayız” dedi.
Kılıçdaroğlu, “Terörist sınırdan nasıl geçti, kim geçirdi, nasıl oluyor da Türkiye Cumhuriyeti devletinin sınırları yol geçen hanına dönüyor? Sınırda gerekli önlemleri almazsanız teröristlere kapıyı aralamış olursunuz” diye konuştu.
CHP lideri isim vermeden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya sert sözlerle yüklenerek, "Devleti yöneten birisi uyuşturucu baronlarıyla fotoğraf çektirir mi Allah aşkına! Türkiye öyle bir noktaya geldi ki uyuşturucu baronlarının hesaplaştığı ülkeye döndü" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
Siyasetin kör kuyusuna ülkeyi sokamazsınız. Soktuğunuz andan itibaren kavga ortamına toplumu ittiğiniz zaman o toplumda huzur bırakamazsınız. İnsanların düşünceleri farklı olabilir. Boşuna mı demiş atalarımız akıl akıldan üstündür diye. Oturalım, konuşalım. Konuşamayan, dertleşemeyen bir Türkiye var. Geçmişte iktidar partisine veya MHP'ye oy veren vatandaşlarım olabilir. Bir şey söylüyorum o kardeşlerime. Türkiye'nin bu gidişinden sizde huzursuzluk duyuyorsanız sandığa gidince oyunuzun rengini değiştirmek zorundasınız.
Terör belası. Bu coğrafyadan terörden en büyük acıları yaşayan Türkiye'dir. Türkiye'yi bu girdaptan çıkarmak zorundayız. Terör bir insanlık suçudur bunu tüm dünyaya anlatmak zorundayız. Terörün sağı solu yoktur. Terör acaba ne kazanırım, nasıl lehime çevirebilirim diye iç politika malzemesi olamaz. Terör bir insanlık suçuysa ve hepimiz insana saygı duyuyorsak o zaman terör konusunda birlikte olmak zorundayız. Hangi amacı taşırsa taşısın hep birlikte karşı çıkmak zorundayız. Kısır tartışmalarla terörün yanındaymış, karşısındaymış gibi bir algı yaratmanın Türkiye'ye hiçbir faydası yoktur. Terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürersiniz. Biz CHP'yiz. Biz halkın partisiyiz. Biz ülkemizi yeniden inşa etmek istiyoruz. Terörden uzak bir Türkiye olsun istiyoruz. Her terör olayından sonra çekişme, kavga olmasın istiyoruz.
SOYLU'YA SORULAR
Bombalar patlatıldı. İnsanlar hayatlarını kaybettiler. Güvenlik güçlerine teşekkür ediyoruz hemen yakaladılar ama asıl sorulması gereken soruyu daha sormadık. Bu terörist sınırdan nasıl geçti? Kim geçirdi bunu sınırdan? Nasıl oluyor Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sınırları yol geçen hanına dönebiliyor? Siz bu soruyu kendinize sormazsanız ve sınırda gerekli önlemleri almazsanız teröristlere kapıyı aralamış olursunuz. Ben bunu söylediğimde kızıyorlar. Akılcı bir şey söylüyorum. Bu topraklarda terör olmasın diye bağırıyorum, çağırıyorum. Sınırları neden kontrol etmiyorsunuz? Kim izin verdi bu teröristlere? Pek çok uyuyan hücrenin olduğu yazılıyor. Yani teröristler aramızda geziyor. Biz bunu söylediğimizde 'ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz' diyor. Biliyorsan bu nasıl oldu arkadaş? Benim bunu bilmeye hakkım var.
Önlem alacaksınız. Siz terörle mücadele ettiniz biz karşı mı çıktık? Bir insanlık belası var ciddi önlemler alın diyoruz. Terörist dediğiniz sadece bir yönüyle değil. Uyuşturucu teröristleri de var aramızda. Yüz binleri zehirliyorlar. Onların teröristten ne farkları var? Nasıl oluyor da tonlarca uyuşturucu ülkeye giriyor? Bunu soruyorum, kızıyorlar. Devleti yöneten birisi uyuşturucu baronlarıyla fotoğraf çektirir mi? Kızıyorlar, hakaret ediyorlar. Biz doğruyu söylüyoruz. Teröristten ne farkı var bunların? Ellerini kollarını sallayarak geziyorlar. Türkiye öyle bir noktaya geldi ki uyuşturucu baronlarının, mafya liderlerinin hesaplaştığı bir ülkeye döndü. Birbirlerini öldürüyorlar. Böyle bir Türkiye'yi kabul etmiyoruz. Terör dediğiniz bir tane değil. Türkiye'yi zehirliyorlar. Her birimizin sorumluluğu var. Terör konusunda birbirimizi suçlamamız değil akılcı politikalar üretmemiz lazım. Bugüne kadar doğru dürüst akılcı politikalar üretilmedi. Son 20 yıla bakın. Rahmetli Ecevit iktidarı teslim ettiğinde terör bitmişti zaten nasıl oldu da bu kadar yeniden dallandı budaklandı? Oturup bunu devleti yönetenlerin düşünmesi lazım.
Bu iş oy işi değil, öyle bakarsanız bu işi çözemezsiniz. O kadar büyük açmazlarla karşı karşıyayız ki çözülmesi lazım bunun. Birisi bir devleti suçlarken açıkça öbürü aynı devletin başkanını karşılıyor, taziyesini kabul ediyor. Nasıl bir anlayış bu? Devlet böyle yönetilmez. Beş yaşındaki çocuk sınırlarımızın ötesinden atılan bir roketle hayatını kaybediyorsa o çocuğun vebali bu devleti yönetenlerin omuzlarındadır. Annesinin babasının yaşadığı dramı kendi vicdanlarında ölçüp tartmazlarsa bu sorunu çözemezler.