2024-06-12 18:21:44

Lefter'in Meyhanesi

Hakkı Taşdemir

hakki_t104@yahoo.com.tr 12 Haziran 2024, 18:21

Balıkpazarı, Sultan Abdülaziz’in talimatı ile kurulan ünlü alışveriş mekânı. Bugün hala bir enstalasyon sanatçısının elinden çıkmış gibi görülen manav tezgâhları, domuz, ördek, bıldırcın gibi her yerde bulunması mümkün olmayan etleri, üç yıldız şekercisi gibi kadim işletmeleri ve bira eşliğinde mideye indirilen ekmek arası kokoreç ya da midye tava gibi sokak lezzetleri ile İstanbul’un en gözde çarşılarından biridir burası. Bir de meyhaneleri ünlü idi bir zamanlar. Bugün hala Cumhuriyet Meyhanesi o geleneği yaşatmaya çalışıyor elden geldiğince ne var ki semtin en önemli meyhane yerleşkesi olan Nevizade sokaktakiler içkili lokantaya döndüler çoktan. 

Balıkpazarı’nın ana sokağı Sahne Sokak adını taşır. Bir zamanlar çiçek pasajının yerinde olan ünlü Naum Tiyatrosu anısına verilmiştir bu ad. Bu sokakta ruhsuz bir bina inşa edildi 1980 sonrasında. Aslı Han. Nedenini kimsenin bilemediği biz biçimde yıkılan Krepen (Aslı Krespin’dir) pasajının yerine yapıldı burası. Krepen’de dönemin en ünlü meyhaneleri yer almakta idiler. Meyhane kültüründeki erkek egemen düzenin yıkıldığı yer idi Krepen Pasajı. Yerine o ruhsuz bina yapıldı. Neyse ki sahaflar mekân tuttular burayı. 

İçeri girdiğinizde kitap kokuları karşılamakta sizleri. 

Krepen’in gözde olduğu yıllarda Nevizade pek o kadar revaçta değildi. Akşamcılar tercihlerini buradan yana kullanmazlardı pek. Sadece iki işletme bu kuralın istisnasını oluştururlardı. Lambo’nun Yeri ve Lefter’in Meyhanesi. 

Lambo’nun hikayesini size pazar günü yazmıştım. Bugün Lefter’i yazacağım Futbolcu değil bu meyhaneci Lefter sözünü ettiğim. 

“Nevizade’de yarı karanlık Lefter’in meyhanesi, beş parasız entelektüeller, dipte çalan bir laterna, yanında garson Tanaş. Bu Tanaş herkesin derdini bilirdi. Ona göre konuşurdu” 

Bu cümle Nazlı Eray’a ait. Böyle tanımlamış mekânı. Gerisini de ben tamamlayayım. Laternadan yükselen müzik pek değişmezdi. “Adalardan bir yar gelir bizlere” veya “Kanarini mu gliko” 

Orta yerde bir çini soba, kışın en sert günlerinde bile sıcacık içerisi. Bu sıcaklık sadece sobadan gelmiyor. Buradaki dostluk insanın içini ısıtan. 

Daha girer girmez masanız donanır. Taratorlu midye tava, beyin söğüş, patlıcan, kabak, biber kızartma, sarmısaklı yoğurt, barbunya pilaki, beyaz peynir ve kavun. İçilecek şeyin şarap veya rakı olmasına bağlı birkaç meze daha gelirdi belki. Girenler kazıklanma endişesinden uzak işletmecinin ise müşterinin cebindeki parayı son kuruşuna kadar alma gibi bir niyeti yok. Rakı eğer duble olarak sipariş edilmemişse karafakide gelir, şarap ise sürahide. Lefter masaları dolaşıp hal hatır sorar kimi zaman (Bu geleneği yaşadığı süre boyunca İmroz’un sahibi Yorgo da devam ettirdi.) her müşteri ile ortak bir konusu vardır onun ve bu sohbetten pek memnundur masadakiler. 

Saatler ilerledikçe bazı masalar laternadan yükselen müziğe eşik etmeye başlalar. 

Taşkınlık yapmadan, kimseyi rahatsız etmeden.

Kanarini mu gliko/ Simupires tomyalo/ Tuproyipu meksipnas/ Otangliko keleidas

Şarkıya katılanlar ait oldukları milliyetten bağımsız söylerlerdi bunları. Onları bu müzikle birleştiren ulusal aidiyetlerinden daha güçlü bir bağ vardı. “Hepsi İstanbullu idiler.” 

Dönemin ünlü yazarları da gelirdi buraya, gazetecileri, akademisyenleri ve avukatları da. Galatasaray Lisesi hocaları da uğrardı ara sıra, öğrencileri de. 

(Maalesef ben yetişemedim o günlere) 

1964 yılında sona erdi bu güzel günler. Ünlü 64 sürgünü Lefter’ialdı götürdü buralardan. Ece Ayhan’ın deyimi ile “bando mızıka” ile uğurlandı Lefter Yunanistan’a Yüreğinde İstanbul aşkı…

Meyhane kapandı. Yerine başka içkili lokantalar açıldı. Ama açılan bu mekânlarda dostluk ve sevginin yerini soğukluk ve resmiyet aldı. Müşterinin aldanma korkusu olmadan rahatça içkisini içebildiği ortamın yerinde yeller esiyor. Tahta masa ve sandalyelerin de. 

Mekanda kendilerine yer açanlar (İsmini vermek istemiyorum) Lefter’in de kambur Tanaş’ın da anısını yaşamaktan çok uzaktalar. 

Bugün kendilerini İstanbullu diye tanımlayıp ceplerindeki paranın gücü ile orada eğlenenler biz zamanlar buralarda paranın değil de çıkarsız dostluğun egemen olduğunu bilirler mi acep?

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.