CHP YDK Üyesi ve İzmir Milletvekili Mahir Polat, Meclis Genel Kurulu’nda Ticaret Bakanlığı’nın 2022 yılı bütçesi üzerine konuştu. CHP’li Polat, Türkiye’nin en büyük gümrüklerinden bir tanesi olan Sarp Gümrüğü’nün CHP’li Kemalpaşa Belediyesi’ne harç ödememek için kaçak çalıştırıldığını belirtti.
Türkiye'nin en büyük gümrüklerinden ve sınır kapılarından bir tanesinin kaçak çalıştırıldığını belirten CHP’li Polat, “oturma izni ve yapı kullanma izni olmadan bir vatandaş gitse elektrik, su alamaz. Artvin’de bulunan Sarp Gümrüğü, Cumhuriyet Halk Partili Kemalpaşa Belediyesi’ne sadece harç ödememek için Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğiyle beraber kaçak vaziyette çalıştırılıyor” dedi.
HAZİNENİN KAYBI 1 MİLYON DOLARIN ÜZERİNDE
TÜİK tarafından açıklanan yıllık enflasyon oranına eleştirilerde bulunan CHP’li Polat, “TÜİK verilerine göre yıllık enflasyon yüzde 21,31 yeniden değerleme oranı yüzde 36,20, halkın hissettiği enflasyon çok daha fazla. Yeniden değerleme ile TÜİK arasındaki farktan dolayı ‘Devlet faizci mi oldu?’ diye sormaktan kendimi alamıyorum. Uzmanlara göre ise enflasyon oranı yüzde 58,65, yani vatandaşın hissettiği bambaşka bir şey. Bu bütçe enflasyon altında halkı ezdiriyor. Benim, bu Bakanlık bütçesi üzerine 4'üncü konuşmam. Sayıştay bulguları hiç değişmedi, diğer 3 konuşmamı tekrarlıyorum. Merak edilirse oradan bakılır. Fakat burada bir fark var İzmir'deki Ege Serbest Bölgesi'yle ilgili bir parantez açmış. Orada, inşaat izinleri alınmadan, tapu tevzileri yapılmadan, devletin izni olmadan, hazinenin izni olmadan inşaatlar yapılmış. Hazinenin kaybı 1 milyon doların üzerinde. Buna dikkat edilmesi gerekiyor. Yine bu işletmeciye Bergama'daki serbest bölgenin işletmesi ödül olarak verilmiş. Hazır bunları, inşaattaki hukuksuzluğu konuşurken bir parantez de Sarp Gümrüğü’ne açmak gerekiyor. Türkiye'nin en büyük gümrüklerinden bir tanesi, sınır kapılarından bir tanesi. Komisyonda anlattım; maalesef, oturma izni olmadan, yapı kullanma izni olmadan bir vatandaş gitse elektrik su alamaz; bu Gümrük, Cumhuriyet Halk Partili Kemalpaşa Belediyesine sadece harç ödememek için Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğiyle beraber kaçak vaziyette çalıştırılıyor” dedi.
İHRACATLA KALKINMAK İÇİN SANAYİ 5.0'A GEÇMEK ZORUNDAYIZ!
İktidarın ihracatla kalkınmayı farklı algıladığını vurgulayan CHP’li Polat, "Sürekli ihracatla kalkınmadan bahsediyoruz. İhracatla kalkınma gerçekten güzel bir şey. Bir de rol modelimiz var, Güney Kore modelini almışız fakat biz ihracatla kalkınmayı biraz farklı algılıyoruz. İhracatçıların mektupları var, mesela biri diyor ki: ‘Biz kur 9 lira iken 250 liraya ham maddeyi alıyorduk, şimdi 750 liraya alıyoruz, ham madde de bulamıyoruz’ İhracatçının en kötüsünün ham maddesine euro bazında yüzde 20 civarında fark geldi. İhracatla kalkınma... İhracatımız arttı; evet, ihracatla pandemiyle birlikte bir fırsat yakaladık, tıpkı Çukurova'nın Amerikan iç savaşında gelişmesi gibi bizim ihracatımız da Uzak Doğu'dan tedarik zincirlerinin kesilmesi suretiyle bir miktar arttı fakat bu yeterli değil; artış nispi bir artış, niteliksel bir artış yok. Değerlere bakmak lazım, ben bu değerleri TÜİK'ten almadım, Türkiye İhracatçılar Meclisinden aldım, biraz güvenilir değerler. Türkiye'nin birim kilo başına ihracatı 1,09 dolar ile 1,53 dolar arası değişiyor. Geçtiğimiz yıl 1,09'a bir kilo ihracat yapıyorduk. Dünyayla değerlendirdiğimiz zaman, Japonya 4, Amerika 2,53, Polonya 1,85, bizi kıskanan Almanya 3,7, Güney Kore 2,54 dolara bir kilo ihracatı yapıyormuş. Mesela Çin'le kıyaslanıyoruz, Çin 1,59'a bir kilo ihracat yapıyor. Bu şekilde ihracatta kalkınamayız. İhracatla kalkınabilmek için inovatif ürün yapmak zorundayız; ihracatla kalkınmak için katma değeri yüksek ürün üretmek zorundayız; ihracatla kalkınmak için Sanayi 5.0'a geçmek zorundayız. Yoksa, bu milletin geleceğini, bu çocuklarımızın geleceğini, ham maddelerimizi başkalarına ucuz fiyata peşkeş çekmiş oluruz; bugünün insanlarının alın terini, emeğini ucuz fiyata satmış oluruz. Yüzde 33 oranında bir artıştan bahsediliyor geçen sene 1 Kasım ile 30 Kasım arasını bu seneyle kıyasladığımızda. Fakat baktığımızda, artanlar hep ham madde, orman ürünleri, tarım ürünleri; bir tek bir şey artmış en fazla: Mücevher, yüzde 307 yani bu da Türkiye'nin bir değerini ucuza yurt dışına gönderiyoruz demektir” diye konuştu.
MERSİN GÜMRÜĞÜNÜ SİZE DOĞRU ANLATMIYORLAR!
Gümrük memurları ve gümrük müşavirlerinin yaşadığı sıkıntılara değinen Polat, “Siz sadece tüccarların bakanı değilsiniz, gümrük memurlarının ve gümrük müşavirlerinin de bakanısınız. Herkesin 3600'ü konuşulurken gümrük memurlarıyla ilgili 3600 konuşulmuyor. Yine, gümrük memurlarının ben her zaman tekrarladım; şu an aldıkları mesai ve yollukları emekliliklerine, esas ücretlerine yansıtılmıyor, gelecekleri karartılıyor. Gümrük müşavir yardımcılarının birlik ve oda talepleri var, bu yerine gelmiyor. Sınav hakları var; Kabahatler Kanunu'ndan kaynaklı bir koyundan iki post algısı var, hem müşteriye hem gümrük müşavirine, bunların düzeltilmesi gerekiyor. Ben 2019 yılında selefiniz Bakana bir çağrıda bulunmuştum bir basın açıklaması sırasında: Eğer gümrükleri zapturapt altına almazsanız biz, Mersin Gümrüğünü konuşacağız demiştim, Mersin Gümrüğünü konuşuyoruz hep beraber, Mersin Gümrüğünü size doğru anlatmıyorlar, anlatmaları gerekiyor. Mesela, size, Mersin Gümrüğünde Tırmıl'daki geçici depolamada neler olup bittiğini bir anlatmalarını istiyorum” dedi.
BAKANLIK KORİDORLARINDA İMTİYAZLI İŞLER YAPILMAK İSTENİYOR
Gümrük muhafaza memurları ve kaçak istihbarat memurlarının teknik kapasitelerinin yetersiz olduğunu söyleyen Polat, “Sahaya sürüyoruz, bunlardan kaçakçılıkla mücadele etmesini bekliyoruz. Fakat beklediğimiz biraz da haksız, bunların teknik kapasiteleri yetersiz. Kokain yakalama meselesinde sadece şirket sahibine ulaşılabiliyor, arkadaki baronlara, teknik kapasite yetersizliğinden ya ulaşılamıyor ya ulaşılmak istenmiyor. Birçok alanda olduğu gibi Doğubayazıt Gümrüğüyle ilgili de bir sürü sıkıntıyla karşılaşıyoruz, her gün bir sürü şikâyet alıyoruz. Örneğin, Türkiye'de her yerde aynı olması gereken mevzuat Doğubayazıt'ta neden farklı uygulanıyor? Üçer gün aralıklarla ayrı ayrı müdürlük emirleri değişiyor, bu belgeler ben de var. Kanunda, mevzuatta aynıyken Doğubayazıt'ta neden farklı uygulanıyor? Yine, Bakanlığın oraya atadığı yetkilinin önünde ticari kartviziti var ve bundan herkes rahatsız oluyor ve orada, orası gibi hassas bir yerde vekâleten müdürlükler yürütülüyor. Bunlar doğru değil; asaleten atanmaları gerekiyor. Bakanlık koridorlarında sizin haberiniz yok, imtiyazlı işler yapılmak isteniyor; geziyorlar, bunları biliyoruz. Geliyor gelmekte olan diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum” ifadelerini kullandı.