“İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının ardından 41 kadın katledildi!”

İstanbul

İstanbul Milletvekili Oya Ersoy; İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının doğuracağı sonuçların araştırılması için Meclis Başkanlığına önerge sundu.

İstanbul Milletvekili Oya Ersoy; İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının doğuracağı sonuçların araştırılması için Meclis Başkanlığına önerge sundu.

Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi yani bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi 11 Mayıs 2011’de 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanan kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadele yöntemlerine ilişkin tarafı olduğu ülkelere temel standartları ve ülkelerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen uluslararası sözleşmedir.

Tek bir kişinin adam aklıyla sözleşmeden çekilme kararı verildi

Ersoy; kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesine dönük kadın haklarını en kapsamlı şekilde savunan ve Türkiye’nin de ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’nden 20 Mart 2021 tarihinde Cumhurbaşkanlığı kararı ile tek taraflı geri çekilme kararı alındığını hatırlattı.

Sözleşme önleme, koruma, kovuşturma, yargılama ve politikalar geliştirme konusunda yükümlülükler içerir.

Ersoy; İstanbul Sözleşmesinin kadına yönelik şiddeti önleyici mekanizmalar geliştirilmesini, şiddete maruz kalan kadınlar için koruyucu önlemler alınmasını, etkin soruşturma, kovuşturma ve yargılama yürütülmesini, ulusal ve uluslararası kadın örgütleriyle birlikte erkek şiddetini önleyecek bütünlüklü politikalar geliştirilmesini ve uygulanmasını tarafı olan devletlere hükmettiğini ifade etti.

İstanbul Sözleşmesi şiddet failini değil, şiddete maruz kalanı korur

Şiddet mağduru olan kişinin beyanı ile alınan koruma kararının ardından etkin yürütülen yargılama süreci ve yürütülen ceza politikası yalnızca şiddet mağdurunu değil, şiddete uğrayıp şikayetçi olmak konusunda şüpheleri olan kadınları cesaretlendirdiğini ifade eden Ersoy; bunun şiddet failleri açısından da caydırıcı bir noktada durduğunu dile getirdi. Ersoy; kadına yönelik şiddette Türkiye’nin uyguladığı cezasızlık politikasının hergün yaşanan şiddet olaylarını ve cinayetleri arttırdığını vurguladı.

Sözleşmeden çekilme kararı sonrası LGBTİ+’lar hedef haline geldi

İstanbul Sözleşmesi eşitsizliği ortadan kaldırmayı nihai amacı olarak belirlediğini dile getiren Ersoy; sözleşmenin insanların cinsel yönelimlerinden, yaşam tarzlarından dolayı şiddete, cinsel saldırıya ve ölüm tehdidine uğramasını engellediğini belirtti. Ersoy; İstanbul Sözleşmesi’nin etkin uygulanmamasının LGBTİ+’ların da sistematik olarak eşitsizliklerin, tehditlerin ve saldırıların hedefi haline gelmesine sebep olduğunu söyledi.

İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararının ardından 41 kadın erkekler tarafından katledildi

20 Mart 2021 tarihinde İstanbul Sözleşmesinden geri çekilme kararı verilmesinin ardından 41 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü ifade eden Ersoy; sözleşmeden çekilme kararının ardından 10 kadın uzaklaştırma kararına rağmen erkekler tarafından katledildiğini belirtti.

Ersoy, sözleşmeden çekilme kararının ardından yaşananların bazılarını şu şekilde sıraladı:

·         Sözleşmeden çıkma kararı alındıktan sonra şiddet faili erkekler ‘Cezamı iptal ettirebilir miyiz’ diye sevinerek avukatlarını aramaya başlamıştır.

·         Tedbir kararlarının alınabilmesi zorlaşmış, uzaklaştırma kararlarının süresi kısalmış ve mevcut uzaklaştırma kararları da uzatılmamaya başlanmıştır.

·         2002 yılından itibaren çalışmalar yapan Boğaziçi Üniversitesi Cinsel Tacizi Önleme Komisyonu koordinatörü ücretsiz izne çıkarılarak fiilen işlevsiz hale getirilmiştir.

·         Gökkuşağı bayrağı her yerde hedef haline getirilerek üniversitelere LGBTİ+ kulüpleri kapatılmıştır.

·         Sağlık Bilimleri Üniversitesi yönetimi; Ebelik bölümünde okutulan 'Toplumsal Cinsiyet Eşitliği' dersine dini ve milli değerleri tartışmaya açtığı gerekçesiyle soruşturma açmıştır. Yüzlerce kadın gerek sosyal medya hesaplarından gerekse evlerinin önüne bırakılan notlarla tehdit edilmiştir. Sosyal medyada  #12 Nisan’ı “Dünya Tecavüz Günü” ilan ederek kadınların tecavüze uğramasını, katledilmesini teşvik eden paylaşımlar yapılmıştır.

·         AKP’li Mersin Akdeniz Belediyesi, 8 Mart eylemine katıldıkları için 4 kadın işçiyi KOD 29’a göre işten attı.

·         Şiddet faili erkekleri yargılamak yerine Denizli'de yaşayan 4 şartlı mülteci kadın İstanbul sözleşmesi eylemine katıldığı için gözaltına alınıp haklarında sınır dışı edilme kararı verilmiştir.

·         Bilecik Belediyesi'ne astıkları İstanbul Sözleşmesi billboardları "polis ve öğretmenleri zan altında bıraktığı" gerekçesiyle soruşturma açılmıştır.

·         İçişleri Bakanlığı, belediyelere resmi yazı yazarak soruşturma yürütür gibi temel görevlerini sorgulayıcı şekilde LGBTİ+ çalışmaları yürütüp yürütmediğini sormuştur.

·         Mersin Kadın Platformunun çeşitli tarihlerde İstanbul Sözleşmesi ve Pınar Gültekin için yaptığı basın açıklamalarına katılan 20 kadına Kabahatlar Kanunu ve Hıfzı Sıhha Kanunu kapsamında toplamda 100 bin lirayı aşan para cezası kesilmiştir.

·         Diyarbakır’da Rosa Kadın Derneği’nin de aralarında olduğu çok sayıda adrese düzenlenen operasyonda 26 kadın gözaltına alınmış 11 kadın tutuklanmıştır.

İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararının doğuracağı sonuçlar araştırılsın

İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararının kadınların, LGBTİ+’ların, şiddet mağdurlarının  yaşamlarını tehdit edecek sonuçlar doğuracağını dile getiren Ersoy şunları ekledi:

“İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararının ardından kadınlar uzaklaştırma kararlarına rağmen hayatını kaybetmiş, LGBTİ+’lar şiddete ve tehditlere maruz kalmış, Cumhurbaşkanlığının kararına karşı çıkan kadınlar gözaltına alınmış, işten çıkarılmış ve toplumsal cinsiyet eşitliğini ortadan kaldırmaya yönelik adımlar atılmıştır. İstanbul Sözleşmesinden geri çekilme adımı kadınların hayatlarının ve haklarının gasp edilmesidir ve bu kararda ısrar edilmesi şiddetin, cinayetlerin ve eşitsizliğin boyutlarını arttıracaktır. Sözleşmeden çekilme kararının ortaya çıkaracağı sonuçların araştırılması ve kamuoyu ile paylaşılması gerekmektedir. 2011 yılında sözleşmeyi onaylayan ve yürürlüğe girmesini sağlayan TBMM bu konuya ilişkin bütünlüklü bir araştırma yapmalıdır.”

Haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz, buradayız

Kadınların eşitlik ve özgürlük, hakları ve hayatları için mücadele etmeye devam edeceğini belirten Ersoy, “Tek bir hakkımızdan bile vazgeçmiyoruz. Biz buradayız. Her yerdeyiz.” sözlerini ekledi. 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.