CHP İstanbul Milletvekili ve KİT Komisyonu üyesi Aykut Erdoğdu, ülkenin dövize muhtaç olduğunu belirterek, kısa vadede 50 milyar dolara yakın bir dış kaynak bulması gerektiğini söyledi. Bu sorunu çözmeden ülkenin bu zor süreci atlatamayacağını kaydeden Erdoğdu, “Eğer yeni bir kur şoku ile karşılaşmak istemiyorsak, gerçek bir adalet reformu yapmak, kuvvetler ayrılığını tesis etmek ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek zorundayız” dedi.
Erdoğdu, yaptığı açıklamada, ülkenin Merkez Bankası’ndaki 130 milyar dolarlık rezervinin, sırf doları belli seviyede tutmak için akılcı olmayan bir ekonomi politikasıyla yok pahasına elden çıkarıldığını ifade ederek, swaplar dışarıda tutulduğunda ülkenin net rezervlerinin 50-60 milyar dolar eksiye indiğini kaydetti. “Önceki Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın erittiği rezerv ile kimlere kıyak çektiği incelenmelidir” diyen Erdoğdu, şöyle devam etti:
“Şimdi bu rezervlerin satış fiyatının çok üzerinde bir dolar kuruyla yeniden yerine konulması gerekiyor. Aksi takdirde bir ekonomi politikası uygulayamazlar. Çünkü çok ciddi bir krizdeyiz. Pandemi nedeniyle henüz kimse asıl krizin derinliğinin tam farkında değil. Pandemi bitse bile kriz devam edecek. Bu kadar derin bir krizden ancak gerçek bir yapısal reform yaparlarsa çıkarlar. Reform yapıyormuş gibi görünmekle ne güveni tesis edebilirler ne de ekonomiyi toparlayabilirler.”
Ülkenin ciddi bir döviz krizinin eşiğinde olduğuna dikkat çeken Erdoğdu, “Kısa vadeli, önemli miktarda borç ödemeleri var. İlk etapta acilen 50 milyar dolara yakın bir kaynağa ihtiyaç var. Ve bulacakları kaynakların da uzun vadeli olması gerekiyor ama tefeci faiziyle borç buluyorlar. Bizi tefeci faizine muhtaç ettiler. Yüzde 5-6 reel faiz ödüyoruz” diye konuştu.
SWAPLARLA ALINAN BORÇLARLA ÜLKE YÖNETİLMEZ
Adalet reformu yapılması, kuvvetler ayrılığının tesis edilmesi, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilmesinin ülkeyi olağanüstü rahatlatacağını ama yine de ekonomik sorunları tamamıyla ortadan kaldırmayacağını bildiren Erdoğdu, şunları kaydetti:
“Swaplarla, başka ülkelerden alınan borçlarla bu koca ülke ne yönetilebilir ne de sorunları çözülebilir. Borsaya giren, devlet iç borçlanma senetlerine yatırılan yabancıların paralarının kalıcı olmayacağını unutmamak gerekir. Önemli miktarda borç ödemeleri var ama ülkeye yeterli döviz gelmiyor. Gelmesi için yüksek faiz veriliyor yine de gelmiyor. Çünkü ekonomik ve siyasi istikrar tam anlamıyla sağlanabilmiş değil. Ekonomiye de yönetime de güven yok. Bir miktar gelen var ama onlar da ‘yakıcı sıcak para’ denen ve vur-kaç yapan fırsatçı kesim.”
KALICI RAHATLAMA İÇİN İSTİHDAM YARATMAK GEREKİR
Bulunacak 15-20 milyar dolarla geçici bir rahatlama sağlanacağını, kalıcı rahatlama için yatırım yapmak, istihdam yaratmak, ihracat yapmak ve ekonomik büyümeyi gerçekleştirmek gerektiğinin altını çizen Erdoğdu, şunları söyledi:
“Gerçek bir adalet reformu, kuvvetler ayrılığının tesisi, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilmesi ekonomide yapılması gereklerin en temelidir. Adalet reformu da yapıyormuş gibi görünmekle olmaz. Hesap verebilir bir idari ve siyasi sistem kurmadan, denetim mekanizmalarını tam olarak işletmeden olmaz. Bu ülke krizden çıksın isteniyorsa bunlar ön şartlardır. Bunlar çok önemli ama yine de yetmez. Yapısal sorunlarımızı çözmeden, ekonomide istikrarı sağlamadan, işsizliği ve enflasyonu kontrol altına almadan, demokrasiyi bütün kurum ve kuruluşlarıyla kurmadan, bölge ülkeleriyle dostluğa dayalı bir komşuluk hukuku oluşturmadan getirilecek çözümler uzun vadeli olmaz. Kendimizi kandırmadan, gerçek verilere dayalı, kısa, orta ve uzun vadeli bir kalkınma politikası uygulamalıyız. Bu ülke şu anda içinde bulunduğu krizden ancak bu şekilde çıkar. Bunlar yapıldıktan sonra Türkiye’nin kaynak sorunu kalmaz.”
Bütün bu yapı kurulmadan ekonominin başına gelen yönetimin ne kadar iyi niyetli olursa olsun başarılı olmasının imkansız olduğunu vurgulayan Erdoğdu, “Üç kıtanın tam ortasında yer alan, dünyanın en stratejik bölgelerin kavşağındaki bu ülke, genç, dinamik kalabalık nüfusu, çalışkan insanları ile uzun vadeli yabancı kaynak da çeker, yabancı yatırım da çeker. Yeter ki sayılanlar yapılsın, yapısal sorunlar çözülsün, ekonomiye güven oluşsun” ifadelerini kullandı.