CHP İstanbul milletvekili ve KİT Komisyonu üyesi Aykut Erdoğdu, bankacılık sektöründeki batık kredi miktarının tam olarak bilinmediğini belirterek, “Aynen İstanbul depremi gibi stres birikiyor, fakat ne zaman ve ne şiddette, nasıl yaşanacak bu muamma” dedi. Türkiye ekonomisini düze çıkartacak birden fazla reçete olduğunu belirten Erdoğdu, her şeyden önce “tek adam rejimi”nin sona ermesi gerektiğini söyledi. Erdoğdu, “Tek adam rejimini sürdürmeye çalışmak, akıntıya kürek çekmektir” diye konuştu.
Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizi değerlendiren Erdoğdu, bankacılık sektörünün yakın izlemedeki kredi tutarı ve batık kredi miktarına dikkat çekti. Takibe alınan kredi miktarı ve kredi anapara ve faizini ödeyemeyen kişi sayısında son yıllarda büyük bir artış gözlendiğine dikkat çeken Erdoğdu şunları söyledi:
“BDDK verilerine göre özellikle izlemeye düşen kredilerin, başka bir deyişle takipteki alacakların, miktarı son 5-6 sene içerisinde 35 milyar TL seviyelerinden 150 milyar TL’ye yaklaşmış durumda. Bu kalemde ise özellikle 2018 yılından itibaren artışın keskinleşmeye başlaması önemli. Diğer taraftan Türkiye Bankalar Birliği (TBB) kaynaklarına göre, bireysel kredisini ve kredi kartı borcunu ödeyemeyen kişi sayısında yine son yıllarda gözle görülür artışlar saptanıyor. TBB’ye göre 2014 yılı sonunda bireysel kredisini ödeyemeyen kişi sayısı 1 milyon 573 bin iken bu sayı 2021’in ilk çeyreğine gelindiğinde 2 milyon 352 bin kişiye ulaşmış durumda. İki yıl önce, IMF’nin periyodik gözden geçirmesi esnasında saklanan rakamları ortaya çıkarmasıyla o dönemde gerçek takipteki kredi rakamını görebilmiştik. Buradan hareketle her ne kadar takipteki alacaklar tutarı 148,3 milyar TL seviyesine ulaşmış olsa da bunun krediler portföyü içindeki oranı yüzde 3,74 gibi düşük bir seviyede gözüküyor olması ilginç bir durum.”
ÇELİKTEN BALON GİBİ ŞİŞİYOR
Alınan bir takım idari kararlar ve mevzuat değişiklikleri ile kredilerin batık olarak sınıflandırılmasının engellendiğini ifade eden Erdoğdu şöyle devam etti:
“Bankaların bilançoları bozuk görünmesi diye batık krediler BDDK düzenlemeleri ile canlı kredi gibi gösteriliyor. İflasların yasaklanması da batık kredi gizlemenin bir başka aracı olarak kullanılıyor. Bankalar batık kredilerini muhasebelerinde zarar yazamadığı için karları da yüksek görünüyor. Bunun üzerine özellikle kamu bankalarının kur riskini eklediğinizde basınç iyice artıyor. Bu durum çelikten bir balonun şişmesi demek. Çelikten bir balonun patlaması da şimdiye kadar ekonomi tarihinde görmediğimiz büyük tahribat yaratabilir. Bu durum aynen İstanbul depremi gibi, biliyoruz ki biriken bir stres ve risk var fakat ne zaman ve ne şiddette, nasıl yaşanacak bu muamma. Fakat bu konuda da bildiğimiz bir şey var ki o da her ne olursa olsun bedelini milletimiz ödeyecek.”
Türkiye’nin asıl sorununun tek adam rejimi çerçevesinde kurumsuzlaştırılması olduğunu anlatan Erdoğdu, son dönemde patlayan skandalların aynı zamanda Türkiye’nin kara para trafiğinde de bir nokta haline geldiğini açıkça gösterdiğini söyledi. “Bu şekilde hızla dünyadan kopan Türkiye’de yüzde 19 değil, yüzde 29 faiz de verseniz portföy yatırımını çekemezsiniz” diyen Erdoğdu, yatırım yapmak isteyenlerin elde edeceği gelirden önce yapacağı yatırımının güvence altında olmasını istediğinin altını çizdi.
İktidara geldiklerinde ilk yapacakları işlerden birinin tüm çalışan kesimleri temsil eden Ekonomik ve Sosyal Konseyi toplamak olacağını kaydeden Erdoğdu, üretim kararlarına bu kurulun yön vermesinin sağlanacağını bildirdi. Çalışanın ve işverenin mağduriyetini ortadan kaldırmak, esnaf ve sanatkarları her koşulda kamu eliyle desteklemenin öncelikleri olacağını ifade eden Erdoğdu, ülkenin çok gerilemiş olan uluslararası kredibilitesini yeniden inşa etmenin, ekonomide kaynak yaratma sürecinde hayati bir faktör olduğunu dikkat çekti. Erdoğdu, “Doğrudan yabancı yatırımları yeniden ülkeye çekmenin yolu, uluslararası alanda kurumlarıyla, yönetimiyle, demokrasisiyle ve iktisadi çevresiyle yeniden güvenilir bir ülke olmaktan geçiyor” dedi.
TEK ADAM REJİMİ BİTMELİ
Erdoğdu, Türkiye ekonomisini içinde bulunduğu durumdan çıkarmak için birden fazla reçetenin uygulanabileceğini belirterek açıklamasını şöyle tamamladı:
“Her şeyden önce tek adam rejiminin sona ermesi gerekiyor. TBMM yeniden saygın konumuna getirilirken, yasama, yürütme ve yargının birbirinden bağımsız hale geldiği, kurumsallaşmanın güçlendirilerek yeniden tesis edildiği evrensel düzene dönmelidir. Bu topraklarda verilen 160 yıllık demokrasi mücadelesinde bugünkü tek adam rejimini sürdürmeye çalışmak akıntıya kürek çekmekle eşdeğer. AKP devri artık kapandı, CHP olarak sandıkta iktidarı teslim alacak ve bu ülkenin doğru yönde ilerlemesinden yana olan tüm toplum kesimleriyle sağlıklı bir yapı tesis edeceğiz. Bizler yıkılmış bir Osmanlı’dan sonra bu ülkeyi yeniden nasıl kurmuşsak AKP iktidarının verdiği zararları gidererek güçlü bir yapıyı tekrar kuracağız.”