CHP’li vekil Mahmut Tanal ve 22 arkadaşı, TBMM Başkanlığı’na önerge sunarak, Türkiye’de son dönemlerde yoğun olarak yaşanan hayvan haklarına yönelik ihlallerin, hayvanlara karşı başvurulan şiddetin, kötü muamelelerin, hayvan katliamlarının nedenlerinin araştırılarak gerekli önlemlerin alınması, çözüm önerilerinin belirlenmesi amacıyla komisyon kurulmasını talep etti.
CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal ile 22 milletvekili arkadaşı, Türkiye’de son dönemlerde yoğun olarak yaşanan hayvan haklarına yönelik ihlallerin, hayvanlara karşı başvurulan şiddetin, kötü muamelelerin, hayvan katliamlarının nedenlerinin araştırılarak gerekli önlemlerin alınması, çözüm önerilerinin belirlenmesi amacıyla TBMM Başkanlığı’na Meclis Araştırması önergesi sundu.
Tanal ve arkadaşlarının imzasını taşıyan önergenin gerekçesinde, 15 Ekim 1978'de Paris’te ilan edilen Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi uyarınca tüm hayvanların yaşam önünde eşit doğduğuna ve aynı var olma hakkına sahip olduğuna dikkat çekildi. Bildirgede, hiçbir hayvana kötü davranılamayacağının, acımasız ve zalimce eylem yapılamayacağının altının çizildiğinin belirtildiği gerekçede, “Ne yazık ki ülkemizde son dönemlerde hayvanlara yönelik çok sayıda kötü muamele ve şiddet eylemleri söz konusudur. Hayvanlar bizlerle beraber sadece canlı olmaktan öte aynı evrende yaşadığımız sadık arkadaşlarımızdır. Onlara yönelik yapılan bu saldırılar, toplu katliamlar aynı zamanda bir soykırım niteliği taşımaktadır” denildi.
KONYA, MAMAK HATIRLATILDI
Meclis Araştırması önergesinin gerekçesinde, “Her ne kadar son günlerde hayvan haklarına yönelik birtakım düzenlemeler yapılsa da gerek Konya’da, gerek Ankara’nın Mamak ilçesinde hayvan barınaklarında yapılan katliamların, hayvanların barınaklarda, sokaklarda kötü muameleye maruz kalmasının, hayvan hakları konusunda yasalarımızın, yaptırımlarımızın yeterli olmadığını gözler önüne serdiğine” vurgu yapıldı.
ÇOCUKLARA HAYVAN SEVGİSİ AŞILANMALI
Önleyici tedbirlerin dile getirildiği gerekçede, “Yaptırımlara ek olarak yasaların önleyici niteliği olması gerektiğinden dolayı hayvanlara uygulanan şiddet eylemlerinin kaynağında önlenmesi için hayvan haklarına yönelik eğitimlerin, sempozyumların, seminerlerin arttırılması gerekmekte olup; okullarda ders kitaplarında bu konunun yer alması ve müfredata dâhil edilmesi şarttır. Hayvan sevgisi geleceğimizin güvencesi çocuklarımızın gelişimi açısından da çok önemlidir. Çocuklarımıza aşıladığımız hayvan sevgisi sayesinde çocuk; sevginin karşılıksız olduğunu, evrensel bir dile sahip olduğunu küçük yaşlarda fark edecektir. Hayvan sevgisi, çocuklar arasında şiddeti, ayrımcılığı ve bencilliği engellemektedir. Yetişkinlerin hayvanlara olan olumsuz yaklaşımını gören çocuklar hem fizyolojik açıdan hem de psikolojik açıdan etkilenecek, nesiller boyu bu olumsuz etki aktarılıp gidecektir” ifadelerine yer verildi.
BELEDİYELERİN SORUMLULUĞU
Tanal ve diğer CHP’li vekillerin imzaladığı önergenin gerekçesinde, Hayvanları Koruma Kanunu’nun 1. maddesinin “Bu kanunun amacı; hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamaktır.” şeklinde hükmolunduğu belirtildi. Bu amaç doğrultusunda tüm yerel yönetimlerin, kamu personelinin bu konuda gerekli önlemleri alması gerektiğinin altı çizildi.
Gerekçede, Hayvanları Koruma Kanunu İle Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi j bendi uyarınca belediyelere “Yerel yönetimler, gönüllü kuruluşlarla iş birliği içerisinde, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların korunması için hayvan bakımevleri kurarak onların bakımlarını ve tedavilerini sağlar ve eğitim çalışmaları yapar. Ayrıca yerel yönetimler, ilgili karar organının uygun görmesi halinde hayvan hastanesi kurar” şeklinde sorumluluk yüklenildiği hatırlatıldı.
YASAL DÜZENLEMELER ÖNLEMEDE YETERSİZ
Mevcut konjonktürde görüldüğü üzere yapılan ihlallerin, katliamların mezkûr kanun maddesinde bahsedilen önlemlerin alınmadığını gösterdiğinin kaydedildiği gerekçede, hayvanların bakımı ve rehabilitasyonu için belediyelere ayrılan bütçenin de yetersiz olduğuna işaret edilerek, “Bütçe arttırılmalı ve gerekli önlemler tüm ülkede yeknesak alınmalıdır” denildi.
“Hayvanlara yönelik yapılan saldırılar hususunda Cumhuriyet Savcılarının re‘sen harekete geçmesi şarttır” önerisinin yer aldığı gerekçede, şöyle devam edildi: “Yapılan ihlallere Kabahatler Kanunu’na göre yaptırım uygulanmakta olup söz konusu yaptırımların yetersiz olduğu, caydırıcı ve önleyici olmadığı aşikârdır. Para cezası bir yaptırım olmaktan ziyade, o insanlar için bu suçu tekrar işlemesi için bir rahatlık, kanuni bir boşluk olduğunu ifade eder. Hayvanlara yapılan eziyetler sadece onları değil, kamu sağlığını da her açıdan olumsuz etkilemektedir. Bu eziyetleri gören insanlar gerek psikolojik gerekse fizyolojik açıdan olumsuz etkilenmektedir.”
Hayvanları fiziki ya da psikolojik bir acı çektiren deneylere tabi tutmanın hayvan haklarına aykırı olduğunun belirtildiği gerekçede, “Tıbbi, bilimsel, ticari ve başkaca biçimlerdeki her türlü deneyler için de durum böyledir. Canlı varlıklar herhangi bir amaçla acı çektiren bilimsel deneylerin nesnesi olamaz. Bilim ve teknoloji hayvan haklarının korunması noktasında sadece bir araç ve destekleyici bir faktördür” değerlendirmesi yapıldı.
TBMM GÖREVE DAVET EDİLDİ
Gerekçede, “Son zamanlarda hayvan haklarına yönelik ağır ihlallerin, hayvanların katledilmesi, şiddet görmesi karşısında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin tepkisiz kalması beklenemez. Hayvanların sessiz çığlıklarına ses olmak başta Milletin Meclisi olmak üzere tüm insanlığın görevidir. Ülkemizde son dönemlerde hayvanlara yapılan katliamların, eziyetlerin nedenlerinin araştırılarak, gerekli önemlerin alınması, çözüm önerilerinin ortaya konulması amacıyla önergemizin dikkate alınması elzemdir” ifadeleriyle TBMM göreve davet edildi.