CHP İstanbul Milletvekili ve KİT Komisyonu üyesi Aykut Erdoğdu, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin, 33'üncü ayında üçüncü büyük ekonomik krizini çıkarttığını kaydederek, “Krizin cumayı cumartesiye bağlayan gece saat 02.00 sıralarında yapılan açıklamayla başladığını göz önüne alırsak, Perşembe ve Cuma günü yapılan finansal işlemlere bakmak lazım. Eğer kriz bu finansal işlemler neticesinde bilinçli çıkarılmışsa ihanet, bilmeden yapılmışsa yönetimde derin bir cehalet var demektir” dedi.
Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal'ın görevden alınmasıyla, 19-26 Mart tarihleri arasında Türkiye’nin uğradığı ekonomik kayıplara ilişkin bir değerlendirme yapan Erdoğdu, dolar kurundaki her bir TL için toplam 450 milyar dolar olan dış borcun TL karşılığının 450 milyar TL artığına işaret ederek, 19 Mart günü 7.33 TL olan dolar kurunun 22 Mart günü 7.95'in üzerine tırmandığını söyledi. Bu durumda sadece ilk günkü zararın 279 milyar TL olduğunu, doların sonraki günlerde ise 8.45’lere kadar çıktığını hatırlatan Erdoğdu şöyle devam etti:
“Buradaki temel sorun şu: Bir ülkede MB Başkanını görevden aldığınızda faizler ve kurun aniden fırlayacağını herkes bilir. Bu karar öncesinde spekülatif ve manüplatif bir döviz alışı var mı, bu kararı önceden bilenler bu işten kar etmek uğruna bir şeyler yaptı mı diye bir büyük soru işareti var. Hükümetin şeffaflık karnesine baktığımızda, sadece ihalelerle filan uğraşmadığını anlıyoruz. Artık bir piyasa manipülasyonu içinde olduklarını, bu kadar radikal değişiklikleri bir anda yaparak ülkenin bütün makroekonomik dengelerini birkaç gün içinde bozarak kazanç sağladıklarını düşündürtüyor. Perşembe günü 1 milyar dolar alan pazartesi günü 100 milyon dolar kar etti. Bunu TL’ye vurursanız ortalama 800 milyon TL eder. Yaptıkları ihale yolsuzluklarında herkes paylaştıktan sonra işin başındakine yüzde 20 kalıyor. Bu durumda 800 milyon lira kalması için 5-6 milyar liralık bir ihale yapmak gerekir. Artık sadece bununla uğraşmıyorlar görüntüsü var. Kısacası bu krizi öngörmeden yapmışlarsa derin bir cehalet, bilerek yapmışlarsa da büyük bir ihanet içindeler demektir.”
YABANCI ARKASINA BAKMADAN KAÇIYOR
Merkez Bankası’nın brüt rezervinin, başkanının görevden alınmasının finansal bir krize dönüştüğü 19-26 Mart haftasında 2 milyar 523 milyon dolar azalarak 90 milyar 638 milyon dolara gerilediğini, rezervde yaşan azalışın büyük ölçüde swap borçlarında gözlenen 2 milyar 78 milyon dolarlık azalmadan kaynaklandığını anlatan Erdoğdu şöyle devam etti:
“Merkez Bankası başkanının görevinden alınmasından sonra Türk lirasında yaşanan hızlı değer kaybı; bir hafta önce Merkez Bankasının faiz artırmış olmasına güvenerek Türkiye’ye 1,8 milyar dolar daha sıcak para getirmiş olan yabancıların, son bir haftada 8,6 milyar doları yurt dışına çıkarmalarına yol açtı. Yabancı yatırımcılar 19-26 Mart haftasında net 814 milyon dolarlık hisse senedi, 1,1 milyar dolarlık devlet tahvili ve 17 milyon dolarlık da özel sektör tahvili sattılar. Türkiye’deki bankalara swap yoluyla verdikleri borcu da 6,6 milyar dolar azalttılar. Borsada işlem gören hisse senetlerinde, Devlet ve özel sektör iç borçlanma kağıtlarında ve bankalarda TL ve döviz mevduatı olarak tuttukları portföyleri hem yapılan net satışlar, hem hisse senedi fiyatlarındaki düşüş, hem de TL’nin değer kaybı yüzünden söz konusu hafta, 7,6 milyar dolar küçülerek 63,2 milyar dolara geriledi. Yabancı bankaların Türkiye’deki bankalarla yaptıkları swapların ise 6,6 milyar dolarlık çıkış nedeniyle 17,3 milyar dolara kadar gerilediği, swaplarla birlikte Türkiye’deki sıcak paranın 26 Mart itibariyle 80,5 milyar dolara gerilediği tahmin ediliyor. Yani Türkiye’yi güveni kalmayan yabancılar arkasına bakmadan kaçtı. Artık ülkeye sıcak paranın bile gelmesi mümkün görünmüyor.”
Merkez Bankası’nın 128 milyar dolar rezervinin 30 milyarının yabancılar tarafından 6.90 TL’den alınarak gittiğini belirten Erdoğdu, “Tabii biz yurt dışında yerleşik herkesi yabancı sayıyoruz. Ama ‘Bıyıklı sermaye’ dediğimiz Birleşik Arap Emirlikleri ya da Katar’lı bir Türk, hatta Malta ya da Man adasında hesap sahibi bir Türk olabilir. Ve bunlar dolar 8 TL iken gelip sattılar, 6.90’dan 30 milyar dolar alarak gittiler. Yani 2-3 ay içinde yüzde 20 kar ettiler” diye konuştu.
YOLSUZLUK PARALARINI KAÇIRABİLECEKLERİNİ SANIYORLAR
“İhale yolsuzlukları, mega proje yolsuzlukları eskidendi” diyen Erdoğdu, Merkez Bankası Başkanı görevden alındığı zaman borsanın düşeceğinin ilkokula giden çocukların bile tahmin edeceğini vurgulayarak şu görüşleri dile getirdi:
“Borsa bir anda 125 bine düştü. Cuma günü kim satmış, Pazartesi günü dipten kim almış, istenirse hemen bulunabilir. Sonuçta 10 tane büyük aracı kurum, 20 tane büyük banka var. Bunların menkul kıymet işlemleri belli. Bunu bir denetçi alıp excel de 5 dakika içinde işlemleri birbirleriyle bağlayarak, borsadaki bu işlemler döviz işlemleriyle paralel mi, bu şirketlerin ortakları kim diye baktığında 3 gün içerisinde paranın izini takip ederek, yurt dışı hesapları dahil kimlerin bu ülkeyi soyduğunu ortaya çıkarabilir ama inceletecek siyasi otorite gerekir. Biz yönetime geldiğimizde, tüm bu işlemlerin hesabı sorulacak. Şöyle bir cehaletin içindeler. Sanıyorlar ki bir takım finansal cambazlıklarla soygun ve rüşvet paralarını milletten kaçırabilecekler. Bunları yapanların hepsi uzun yıllar hapis yatacak. Şimdi milyonlarca dolarlık jetler alıyorlar, çocukları kumar masası başında. Yanında çalışan ‘çantacı’ olarak tabir edilen insanların hesapları üzerinden bir takım uluslararası kirliliği olan ‘işbirlikçi çantacılar’ ile işlemler yapıyorlar. Sanmasınlar ki, haram paralarının kör kuruşunu yiyecekler. Hepsi bu millete kuruş kuruş hesap verecek.”
KOBİ’lerin bankalara olan kredi borçlarının ise 19-26 Mart arasında 10 milyar liraya yakın artarak 870 milyar liraya çıktığını, bunun yeni kredi kullanımından değil, TL’nin yüzde 10’a yakın değer kaybetmesinden kaynaklandığını ifade eden Erdoğdu, KOBİ’lerin 16,3 milyar dolar olan döviz kredilerinin TL karşılığının geçen hafta 119 milyar liradan 129 milyar liraya yükseldiğini söyledi.
Erdoğdu, Türkiye’nin dış borçlarını geri ödeme riskini gösteren CDS puanının da geçen hafta yüzde 3,7 oranında artarak 451,6’dan 468,5’e yükseldiğini, bunun da Türkiye’nin artık daha yüksek faizle borç para bulacağı anlamına geldiğini sözlerine ekledi.