İYİ Parti Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur, TBMM’nde bir konuşma yaparak; sağlık mensuplarının Covid-19’a yakalanması halinde bunun bir meslek hastalığı kabul edilmesini istedi.
Konuşmasında Covid-19 sürecini değerlendiren Cesur, normalleşme sürecinde alınması gerekli tedbirlerin alınmadığını ve bu şekliyle kısa süre içinde yeni piklerin olmasının olasılığının altını çizdi.
Vaka ve ölümlerin geç kalan tedbirlerle arttığını ve sürecin uzamasının ekonomik anlamda da iflaslara sebep olduğunu, daha gecikmeden ve yeni riskleri almadan alınması gerekli tedbirleri sıraladı.
Milletvekili Cesur’un konuşmasının tam metni:
"Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Türkiye Covid-19 sürecini en baştan beri geç kalınarak alınmış veya eksik alınmış önlemlerle yürüttü.
Bugün de üzülerek ifade ediyorum ki çok erken ve toplu normalleşme kararlarıyla, bu sürecin yeni bir dönemini yaşıyoruz. Süreçte en yüksek risk grubu altındaki sağlık çalışanları! Bugüne kadar binlerce sağlık çalışanının enfekte olmasına, onlarcasının da hayatını kaybetmesine şahit olduk!
MESLEK HASTALIĞI KABUL EDİLSİN
Dünya Sağlık Örgütü, sağlık çalışanlarıyla ilgili bir rehber hazırladı ve bunun bir meslek hastalığı olarak kabul edilmesini istedi. Türkiye ne yaptı? Biz kanun teklifleri verdik 8 tane, 110 tane önerge sunduk Covid sürecinde, iktidar partisi ve ortağı tarafından reddedildi. Sağlık çalışanları şehit sayılsınlar dedik, teklif ettik, 30 Mart'ta reddedildi. Türk Tabipler Birliği bizim gibi "Covid-19 meslek hastalığı kabul edilmeli" diye çalışmalarını yaparken SGK ne yaptı? Coronavirüsün bulaşıcı bir hastalık olduğunu "Hastalık olarak provizyon alınması gerekir." diye bir genelge yayınladı. Hangi hukuksal ve bilimsel veriler ölçüt alınarak bunu yaptı belli değil ama bir genelgeyle kanunların yok sayılması modasına Aile Bakanlığı da uymuş. Buradan bunu anlıyoruz.
NORMALLEŞMEYE HAZIR MIYDIK
Bugün milyon kişiye düşen vaka sayısına baktığınızda Türkiye'de 2042, bizden 75 gün önce bunla ilk karşılaşan ülke olan Çin'de 58, Japonya'da 136, Güney Kore'de 232. Hani çok iyiyiz deniyor ya, çok iyi yönettik süreci deminden beri böyle bir efsane var, işte durumunuz ortada.
Milyon kişiye düşen ölüm sayısına bakalım. Ölüm sayımız az diyorsunuz ya; Türkiye'de 56, Çin'de 3, Japonya'da 7, Güney Kore'de 5. Buna her şey iyi artık normalleşebiliriz diyebilir miyiz? Diyorsunuz. Süreç geç ve yanlış kararlarla çok uzadığı için ve normalleşmek gerçekten de vatandaş bakımından artık dayanılamaz bir süreç olduğunda, gerekli olduğu için riske atmadan bunu yapmanız gerekiyor. Şimdi, 21 Martta AVM'leri kapattınız. Toplam 277 vakanız ve toplam 21 ölümünüz vardı. Bugün her gün üç katı vaka ve her gün o kadar ölümünüz var, ama açtık her şeyi normalleşiyoruz. Şimdi bu hangi kafa? Buna yakın bir zamanda yeni piklerle karşılaşacağımızın maalesef haberini vererek altını çizmek lazım. Ve mutlaka ve derhâl alınması gereken tedbirleri söylemek lazım.
NORMALLEŞME DÖNEMİNDE ALINMASI GEREKLİ TEDBİRLER
1-Test yapma kriterlerini değiştireceksiniz. Dünya Sağlık Örgütü, dünyaya günde 40 milyon test yapın diyor. Türkiye'de 400 bin test yapar. Sadece İstanbul'da 80 bin test yapmanız lazım. Her gelen hastaya tek bir semptom bile varsa test yapmalısınız. Özellikle sağlık çalışanları başta olmak üzere herkese tarama yapmalısınız. Ve Amerika bunu yapıyor, dünya bunu yapıyor.
İki haftada bir Amerika , dünyada bir çok ülke sağlık çalışanlarına tarama yapıyor.
2- Ölüm kayıtlarındaki kodlama tartışmalarına derhâl son vermeniz gerekiyor. Dünya Sağlık Örgütünün önerdiği yönteme geçmelisiniz. Çünkü eğer yapamazsanız, filyasyonu tam yapamazsınız, onu yapamayınca da; yeni vakaları ve yeni ölümleri göze alırsınız. Bunu yapacaksınız.
3- Bulaştırıcılık kat sayısı olan "R0"’ı ilk ben sordum çıktım. R0 kaçtır diye! Sağlık Bakanımız da bir ortalama R0 değeri verdi, "0,76" dedi ama olmaz. İstanbul gibi milyon kişi başına 180 vakanın olduğu bir ilde R0: 0,76 diye kimseye yutturamazsınız. Her yerde bölgesel R0 hesaplayacaksınız, şeffaf olarak açıklayacaksınız ve normalleşmeyi ona göre yapacaksınız, kuru alkışla olmuyor Değerli Milletvekilleri. Bu kararları, bilimsel gerçeklikleri esas alarak ve dünyanın kabul ettiği normlar ölçüsünde yapmanız gerekiyor. Yoksa, bugün yumuşak yaptığımız bu eleştiri veya önerilerimizi yarın, günü geldiğinde hesabını da soracağız!"