HDP Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, koronavirüs salgınında cezaevlerindeki önlemlerin belirlenmesi için araştırma önergesi verdi.
HDP'li Tiryaki'nin önergesi şöyle:
GEREKÇE
"Aralık ayında Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve 170’in üzerinde ülkeye yayılan koronavirüsün tespit edildiği kişi sayısı 16 Mart itibariyle 169 bin 387, virüsün yol açtığı Covid-19 hastalığı yüzünden ölenlerin sayısı ise 6 bin 513’e ulaşmıştır. Türkiye’de ise tespit edilen koronavirüslü hasta sayısının 15 Mart itibariyle 18 olduğu açıklanmıştır.
Adalet Bakanlığının 2020 verilerine göre; 355 hapishanede toplam 282 bin 703 mahpus ile cezaevlerindeki doluluk oranı, Türkiye tarihinde hiç olmadığı kadar yüksek bir noktaya ulaşmıştır. Koğuşlardaki kişi sayısı kapasitenin oldukça üstünde seyrederken olağan hapishane koşullarında bile yetersiz beslenme, ısıtılmayan ve havalandırılmayan koğuşlar, gün ışığından faydalanamama, yeterli hekim ve sağlık personelinin bulunmaması, muayene ve sevk sürelerindeki uzunluk, hijyen ürünlerinin parayla satılması, temiz ve sıcak suya erişememe, düzenli ve etkin bir sağlık hizmetinden faydalanamama sebebiyle “hastalık üreten” cezaevleri salgın hastalıklar bakımından en riskli alanları oluşturmaktadır.
"Temizlik eşyaları toplatıldı"
2016 yılının Mart ayında, Diyarbakır’daki bir firar gerekçe gösterilerek “Güvenlik Önlemlerinin Araştırılması ve Firar Olaylarına Karşı Alınacak Önlemler” başlıklı genel bir yazı ile çekpas saplarının kısaltılması, kova, çöp sepeti, leğen gibi temizlik eşyalarının toplatılması dolayısıyla da hijyen ve bu anlamda sağlık hakkı ile doğrudan ilgili olan bu eşyaların hücre ve koğuşlarda bulundurulmasına güvenlik sebebiyle sınırlama getirilmesi, mahpusları bu salgın karşısında daha da korunmasız bırakmaktadır.
İnsan Hakları Derneği’nin 2019 raporuna göre Türkiye ceza infaz kurumlarında 458’i ağır olmak üzere bin 334 hasta mahpus bulunmaktadır. 50’si 2019 yılında olmak üzere son 17 yılda en az 3 bin 502 hasta mahpus, ağırlaşan durumlarına rağmen tahliye edilmediklerinden cezaevlerinde yaşamlarını yitirmiştir. 65 yaş üstü mahpuslar, hamile mahpuslar ile anneleri ile birlikte cezaevinde kalmak zorunda olan 850 çocukla birlikte toplam 300 bine yakın mahpusun hayatı ciddi risk altındadır.
Covid -19 riskine karşı ivedi bir şekilde hastaneye erişmek gerekirken, cezaevlerinde bu koşulların nasıl sağlanacağına, olası acil bir müdahalenin nasıl yapılacağına ilişkin bir planlama bulunmadığı görülmektedir. Mayıs 2019’da hapishanelerde açlık grevi eylemini sonlandıran mahpusların hastaneye sevki ve tedavilerinin yapılmasının aylarca sürmesi gibi bir hantallığın yaşanması durumunda ölümler ve İtalya’da olduğu gibi cezaevi isyanları kaçınılmaz olacaktır.
"Tedbirler acilen alınmalı"
Devlet, “yaşatma yükümlülüğü” çerçevesinde; tutuklu bulunan hasta mahpuslar ile 65 yaş üstü mahpuslar ve hamile ya da çocuklarıyla birlikte kalan annelerin duruşma günü veya tutukluluk değerlendirme günü beklenmeksizin derhal tahliye edilmesi, hükümlü olanların infazının durdurularak serbest bırakılması, diğer mahpuslar için ise hem genel sağlık muayenelerinin hem de koronavirüs ile ilgili sağlık taramalarının cezaevlerinde sıklıkla ve uluslararası standartlara uygun bir şekilde gerçekleşmesi, telefon görüş haklarının sıklaştırılması gibi tedbirleri acilen almak zorundadır.
Mahpusların Islahında Temel İlkeler- Mandela Kuralları (Kural 24-27), Tıbbi Etik İlkeler (md. 1), Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Avrupa Cezaevi Kuralları hakkında (2006) 2 No’lu Tavsiye Kararı (md. 40.3) gereği cezaevindeki tutuklu ve hükümlülerin, yasal statülerine bakılmaksızın, aynı kalite ve standartta, ülke genelinde mevcut, kapatılmamış olan kişilere sağlanan tıbbi bakıma eşit erişim hakkına ulaşabilmesi için bir meclis araştırma komisyonu kurulması elzemdir."