HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegü, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'nda 5 Şubat günü 3 kişinin ölümüne neden olan uçak kazasını tekrar Meclis gündemine taşıdı.
HDP'li Serpil Kemalbay Pekgözegü'nün Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan tarafından yanıtlanması istemiyle vermiş olduğu soru önergesi şöyle:
"İzmir Adnan Menderes-Sabiha Gökçen seferini yapan ve 177’si yolcu, 6’sı mürettebat olmak üzere 183 kişinin bulunduğu Pegasus ‘a ait yolcu uçağı 5 Şubat 2020 tarihinde İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na iniş yaptığı sırada pisten çıkarak bir süre sürüklenmiş ve çevre güvenlik duvarına çarparak 3 parçaya bölünmüş, kazada Songül Bozkurt, Alev Gençoğlu ve Zehra Bilge Koçar isimli yolcular yaşamlarını kaybederken diğer yolcular ve mürettebat ise yaralanmıştır. Basında ve sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, uçak kazasında yaralı olarak kurtulan bazı yolcuların ambulanslarla yerine havaalanının yolcu otobüsüyle tahliye edildiği, otobüste sağlık personelinin olmadığı, otobüsün içinde yerde yatan ve kanaması olan yolcuların taşındığı, bazı yaralı yolcuların ise kendi imkânları ile uçaktan çıktığı görülmüştür.
Yaralı yolcuların enkaz alanından ring araçlarıyla sağlık personeli olmadan taşınması ise felaketler karşısındaki kurumsal kapasitenin vahim durumunu göstermiştir.
"İkinci pist bitirilmedi"
Yaşanan kazadan sonra konunun uzmanları tarafından birçok değerlendirmeler yapılmıştır. Özellikle İstanbul Havaalanı’nın bu uçak kazasında etkisinin büyük olduğu, Sabiha Gökçen Havaalanı’na ikinci pist ihtiyacının 10 yıl önce tespit edilip büyük ihaleler yapılmasına karşın bitirilip hizmete açılmamasının sebep olduğu tartışılmıştır. Sabiha Gökçen Havalimanı’nın trafik yönünün İstanbul Havalimanı’na göre belirlenmesinin uçak kazasına sebebiyet verdiği iddia edilmiştir.
Uzmanlara göre İstanbul Havalimanı'na yaklaşma kuzeye doğru organize edilmişken, Sabiha Gökçen de buna uygun şekilde düzenlenme zorunluluğu doğmaktadır. Ancak Sabiha Gökçen'deki rüzgar aksi tarafa inişi gerektirdiğinde o trafiği değiştirmek İstanbul Havalimanı'nın trafiğini de alt üst edecek bir değişim olmaktadır. Buna rağmen değiştirilmesi zorunlu hale gelirse, trafiği değiştirmenin Yaklaşma Kontrolünün yetkisinde olduğu, aksi halde pilotların pisti pas geçmeleri gerektiği belirtilmiştir. Ancak Pegasus’un rötarların önüne geçmek ve giderleri azaltmak için pilotlarına pisti pas geçmemeleri yönünde baskı yaptığı da ne yazık ki iddialar arasında yer almaktadır.
Pegasus'a ait uçaktan önceki 2 uçağın meteorolojik koşulların (rüzgar ve yağmur) inişe uygun olmaması nedeni ile rüzgarı karşılarına almak ve inişte sorun yaşamamak için "pas" geçtiği, 2 uçağın "ters iniş" istediği de verilen bilgiler arasındadır. Uydu görüntüleri incelemesinde ise piste deniz yönüne doğru inen uçaklar için pist sonunda daha geniş bir alan bırakıldığı, deniz yönünden inen uçaklar için ise daha küçük bir alan kaldığı, pistin sonunda daha geniş bir alan olması durumunda uçağın tepeden aşağı, yola doğru düşmeyeceği ve böylece daha az hasara yol açacağına dair yorumlar da bulunmaktadır.
Bir diğer iddia ise kazadan bir gün önce yapılan 2019 değerlendirme toplantısında ifade ettiğiniz Sabiha Gökçen’in trafiğinin giderek arttığı ancak bir pist olduğu ve bu pistinde “yorgun pist” olduğu iddiasıdır. İhalesi yapılan iki etaplı ikinci pist konusu da kazadan sonra en çok tartışılan konular arasında yerini almıştır.
Bu bağlamda;
- 2019 Değerlendirme Toplantısı’nda pistin yorgunluğuna dair ifadelerinize karşılık kazayı önlemek için neden önlem alınmamıştır?
- Kaza yapan uçağın yardımcı pilotunun Hollandalı olması buna karşılık kulenin iletişim dili olarak Türkçe konuşmasının kazaya ve güvenlik zafiyetine sebep olduğu yönündeki iddia doğru mudur? Uluslararası havacılık standartları gereği kule-uçak iletişiminin İngilizce yapılmamasının nedeni nedir?
- Yaralı yolcuların ambulans yerine otobüslerle taşınması ile ilgili bir soruşturma başlatılmış mıdır?"