HDP Batman Milletvekili Necdet İpekyüz'ün, ilaç fiyatlarına gelen zam sonucu yaşanan sıkıntıların giderilmesi, ilaç kıtlığı sorununun çözümü ve yurttaşların ihtiyaç duyduğu ilaçlara erişiminin kolaylıkla sağlanması amacıyla TBMM'ye araştırma önergesi verdi.
HDP'li İpekyüz'ün araştırma önergesinin tam metni şöyle:
"İlaçta yaklaşık yüzde 60 oranında ithal ürün kullanmak durumunda kalan Türkiye’de son yıllarda yaşanan ekonomik kriz ve Türk Lirası’nın döviz karşısında değer kaybetmesi sonucu ilaç maliyetlerinin yükselmesi hem ilaçları kullanması gereken hastalar hem tedarikçiler hem de eczaneler için çeşitli sıkıntılara yol açmıştır. Sağlık Bakanlığı’nın ilaç ithalatı için uygulayacağı kur oranını açıkladığı şubat ayı öncesinde piyasada ilaç kalmamakta ve bu sorun her yıl tekrar etmektedir.
"Halk sağlığını tehdit etmekte"
Domuz gribi gibi bulaşıcı hastalıkların ilaçlarının bulunamaması salgın riskini artırmakta, bunun yanında tansiyon, epilepsi, kalp, göz ilaçları, ağrı kesiciler dahi eczanelerde bulunamamaktadır. Eşdeğeri olmayan yaklaşık 140 ilacın piyasada bulunmaması halk sağlığını tehdit etmektedir.
İlaç firmalarının zam vakti yaklaştığında üretimi yavaşlatması, ilaç depolarının stoklarında ilaç görünmesin diye ithalatı geciktirmesi sorunun temel sebeplerinden biri olmakla birlikte tek sebebi değildir. Sabit kur uygulamasına dahil edilmeyen ve eşdeğeri bulunmayan bazı ilaçlar, zamlardan sonra dahi bulunamamaktadır.
Yerli ilaç üretimini teşvik etmek adına ithalat payının ön hazırlık yapılmadan düşürülmek istenmesi, yerli firmalarca üretilen eşdeğer ürünlerin standartlara uygun olmaması sebebiyle Sağlık Bakanlığınca piyasadan toplatılması, ilaç arzında yetersizliğe sebep olmuştur.
"Ameliyatlar durma noktasında"
Örneğin anestezi için gerekli ilaçların mevcut olmayışı sebebiyle üniversite hastanelerinde ameliyatlar durma noktasına gelmiştir. Yerlisi olduğunu için ithalatı düşürülen anestezi ilaçlarının, yerli firmalarca üretilen eşdeğerlerinin toplatılması bu ilaçların bulunamamasına yol açmıştır.
İlacın tedariki konusunda en çok sıkıntı yaşayanların başında kanser hastaları gelmektedir. Önemli bir halk sağlığı sorunu olan kanser, dünyada önde gelen ölüm nedenleri arasında bulunmaktadır. Kanser hastalarının tedavisinde ilaçlar çok önemli yer tutmasına rağmen pek çok kanser ilacı uzun zamandır hem serbest eczanelerde hem de birçok kamu ve özel hastane eczanelerinde bulunmamaktadır. İlaçlar temin edilebilse dahi Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer almadığı gerekçesiyle Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ilaç masraflarını karşılamayı reddederek tedavi hakkını sınırlayacak düzenlemeler yapmakta ve birçok kişinin tedaviye ve ilaca erişimini engellemektedir. Oysaki Anayasa ve Uluslararası sözleşmelerde tüm yurttaşların sağlık hakkı güvence altına alınmıştır. Kanser ilaçlarının SGK kapsamı dışında tutulması anayasaya, uluslararası sözleşmelere, yasalara aykırı olduğu gibi açıkça bir insan hakkı, yaşam hakkı ihlalidir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi, muadili ilaç bulunmadığı gözetildiğinde hastanın sağlık hizmetine erişim hakkını engelleyecek, hastayı ve bakmakla yükümlü olduğu kişileri ödeyemeyeceği ağır bir maddi yük altında bırakacak şekilde kullanılması; sağlıklı yaşam hakkına ve sosyal devlet ilkesine aykırılık teşkil edeceğinden ilaç bedelinin ödenmesi gerektiğine kanaat getirdiği halde yurttaşların bu haklarını kullanabilmesi ancak dava açılmasıyla mümkün olabilmektedir.
İlaçlar; vazgeçilemez, ertelenemez ve yerine başka bir şey kullanılamayan hayati bir üründür. İlacın ikamesi olmaz, ihtiyaç duyulduğunda bulunabilir ve ulaşılabilir olması hayati önem taşımaktadır. İlaçların fiyatlarını, öncelikle tüm hasta yurttaşların erişebileceği şekilde, ancak eczacıyı da koruyacak ve kamu maliyesine gereksiz şekilde yük olmayacak, firmaların ilacı Türkiye’de bulundurmalarını garanti edecek biçimde belirlenmesini sağlayacak sistem oluşturulmalıdır.
Türkiye’nin ihtiyacı olan nitelikli ilaç üretimi, ruhsatlandırılması, yurttaşlara ilacın ucuz ulaştırılabilmesi, ilaçların bulunamaması sorununun giderilmesi için yapılması gerekenlerin tespiti için araştırma komisyonu kurulmalıdır."