CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, Koronavirüs salgınının Türkiye'de ekonomik bir krizin yaşandığı dönemde patlak verdiğini belirtti.
CHP'li Erdoğdu"Türkiye'nin en büyük şanssızlığı liyakatsız ve bilgisiz kadroların işbaşında bulunduğu sırada bu salgına yakalanması oldu. Zaten kötü yönetim nedeniyle derin bir ekonomik kriz içindeydik, yeni açıklanan sayısal veriler, ekonomide alarm zillerinin daha güçlü çaldığını gösteriyor. Maalesef Hazine tamtakır, Merkez Bankası'nda ise rezerv kalmadı. Ekonomideki bu gidişat nedeniyle pandemi sonrası büyük bir işsizlik tsunamisi de üzerimize geliyor " dedi.
Erdoğdu, son açıklanan kapasite kullanım oranları ve güven endekslerine ilişkin yaptığı değerlendirmede, imalat sanayi genelinde kapasite kullanım oranının, bir ayda yaklaşık 14 puan düştüğünü söyledi. "Bir yılda değil, bir ayda kapasite kullanımı bir önceki aya göre 13,7 puan azalarak yüzde 61'e kadar gerilemiş. Bu çok yüksek bir oran" diyen Erdoğdu, imalat sanayinde 24 alt sektör grubunun 22'sinde aylık bazda kapasitenin daraldığının görüldüğünü bildirerek şöyle devam etti:
"Kapasite kullanım oranlarında mal gruplarına göre baktığımızda aylık bazda kağıt ve kağıt ürünlerinin imalatı ile bilgisayar, elektronik ve optik ürünlerin imalatı hariç, diğer 22 alt sektör de önemli oranda düşüş görülüyor. Özellikle motorlu kara taşıtları, giyim eşyaları, tekstil ürünleri ve mobilya imalatında ciddi düşüşler gözleniyor. Oysa bu sektörler bizim en önemli ihraç kalemlerimizi oluşturuyor. Rakamlar, salgın nedeniyle öncelikle hizmet sektöründe başlayan krizin, imalat sektöründe de sert bir biçimde yaşandığını ortaya koyuyor. Ne yazık ki, 2009 krizinin de ötesinde kötü bir durumla karşı karşıyayız."
İŞSİZLİK TSUNAMİSİ GELİYOR
Sektörel güven endekslerinin de tarihi düşük seviyelerine gerilemiş durumda olduğunun altını çizen Erdoğdu, mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksinin, bir önceki aya göre hizmet sektöründe yüzde 50, inşaat sektöründe yüzde 42, perakende sektöründe yüzde 26 oranında azaldığını kaydederek şu görüşleri dile getirdi:
"Bunların hepsi ekonomide alarm zillerinin çaldığının göstergesi. Bütün bunun nedeni hem içerde hem dışarda talep yetersizliği. Tüm bunlar çok büyük bir sorunu da beraberinde getiriyor. Büyük bir işsizlik tsunamisi üzerimize geliyor. Pandemi öncesi resmi rakamlara göre 4,4 ama gerçek rakamlara göre 8,5 milyon işsizimiz vardı. Şimdi bunlara 20 gündür, çalışan ama sokağa çıkması yasak olduğu için işine gidemeyen 920 bin 65 yaş üstü ve 1.4 milyon 20 yaş altı gencimizi de ilave etmek gerek. Bu kadarla da kalmıyor, turizm sektörü salgından en büyük darbeyi alan sektör, 1 milyon 800 bin kişi de oradan işsizler ordusuna katılacak. Esnafımızın yüzde 80'i kepenk kapattı, ulaştırmada büyük sorunlar var oralardan da ciddi bir işsiz sayısı ortaya çıktı, onlar da ne yazık ki işsizler ordusuna katıldı. Tüm bunlara karşı önlem almak için çalışan bir iktidar var mı? Maalesef yok."
MERKEZ BANKASI EKSİ REZERVDE
Ekonomide yaşanan krizin, Koronavirüs salgını ile daha derin ve sert şok yaşattığını kaydeden Erdoğdu şunları söyledi:
"Zaten Hazine, iktidarın israf ve yolsuzluklarına dayanamamış batmıştı. Hazine tamtakır. Geçen yıl salgın olmadığı halde bütçe 200 milyar TL açık vermiştik. Merkez Bankası'ndaki rezervler de Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın kendisini başarılı göstermek için dolar satarak döviz kurunu düşük tutma hevesi nedeniyle eridi. Dünya da hiç görülmemiş bir şekilde hem faizi hem dövizi düşük tutmak için 50 milyar dolar sattılar. Merkez Bankası'nın net döviz pozisyonu 13,7 milyar dolara kadar düştü. Bunun içinde 17 Milyar dolar swap var. Bu eksi rezerv demek. Yani Merkez Bankası bugün eksi rezervdedir. 169 milyar dolar kısa vadeli borcumuz var. Rezervimiz kalmadı, nasıl ödeyecekler bu borcu? Hangi cesaretle ülkenin Merkez Bankası'nın kefen parasına kadar bütün rezervlerini eritirsiniz?"
İktidarın kredibilitesi kalmadığı için özel bankalara, yurt dışından döviz getirmeleri için talimat verdiğini anlatan Erdoğdu, "Bankalara döviz getirin ben size TL vereyim siz de onu kredi olarak dağıtın diyor. Bu, 'ben battım siz de batın' demektir. Kamu bankalarının belini kırdılar, şimdi iyi kötü işleyen bankacılık sistemini de bozacaklar" diye konuştu.
ÖNÜMÜZDE BÜYÜK DEPRESYON VAR
Ekonominin seyri açısından öncü gösterge niteliği taşıyan reel kesim güven endeksinin de gelecekte ülkeyi nelerin beklediğinin ipuçlarını verdiğini ifade eden Erdoğdu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Söz konusu endeks bir önceki aya göre yaklaşık 33 puan azalarak 66.8 seviyesine kadar düştü. Bu da gösteriyor ki, önümüzde büyük bir depresyon var. Mevsimsellikten arındırılmış reel sektör güven endeksi de 36 puan azalarak 62.3 seviyesine düştü. Bu, aynı zamanda 2009 yılı Şubat ayından bu yana görülen en düşük değere karşılık gelmekte. Endeksin tarihi dip seviyesi ise 2008 Kasım ayında 59,8 ile görülmüştü. Belli ki, Mayıs ayında bu oran tarihi dibin de altına gidecek. Küresel finansal krizin en sıcak döneminde, 2009'un ilk çeyreğinde, Türkiye ekonomisi yüzde 14,4 oranında daralmıştı. Şu an yaşadığımız ekonomik kriz ise o dönemden çok daha derin. Kısacası ülkeyi çok zor günler bekliyor. Bunlar ülkeyi bu durumdan çıkaramaz. Ekonominin düzeltilmesi için bunların hemen gitmesi gerekir. En kısa zamanda erken seçim yapılarak, ülkesini seven, dürüst, liyakatli kadroların bir an önce iş başına gelmesinin yolu açılmalıdır. "