CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Kahramanmaraş merkezli depremlerde, FAO verilerine göre Türkiye’nin tarımsal üretiminin yüzde 20’sinden fazlasının zarar gördüğünü belirterek, bu nedenle oluşabilecek sorunların aşılması için acil ve hızla müdahale yapılması gerektiğini söyledi.
Deprem bölgesinde tarım arazilerinin yüzde 16,9’u, meyvecilik yapılan alanların yüzde 26’sı ve tarla ve tarım alanlarının yüzde 16,2’sinin yer aldığına dikkat çeken CHP Milletvekili Gürer, AKP iktidarları döneminde tarımda oluşan sorunlara ek olarak depremin neden olduğu sorunlarla ülkemizde arz açığının artacağını, ihracat ve ithalatta dengenin bozulabileceğini ifade etti.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli yıkıcı depremlerin, tarımsal üretime yansımalarını rakamsal verilerle ortaya koydu, AKP iktidarının oluşabilecek sorunların çözümü için acil önlem alması gerektiğini belirtti.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün Kahramanmaraş ve Hatay’da meydana gelen depremlerde Türkiye’nin tarımsal üretiminin yüzde 20 sinden fazlasının zarar gördüğünü yönünde rapor yayımladığını aktaran CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “AKP iktidarları döneminde tarımda oluşan sorunlara ek olarak deprem ile ülkemizde arz açığının artması ihracat ve ithalatta bu nedenle dengelerinde bozulması olası görülmektedir” dedi.
11 ilimizde önemli yıkımlara neden olan depremde 50 binden fazla yurttaşın yaşamını yitirdiğini anımsatan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Binlerce bina yıkıldı ve hasar gördü, iletişim ve altyapı büyük zarar gördü, yaşamı felç eden depremin tarım da etkisi yalnız bölgedeki 15 milyonu değil 85 milyon nüfusu doğrudan etkileyecek” diye konuştu.
Ülkemizdeki tarım arazilerinin yüzde 16,9’u, meyvecilik yapılan alanların yüzde 26’sı tarla ve tarım alanının yüzde 16.2’sinin deprem bölgesinde yer aldığına dikkat çeken CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Bölge kayısı, badem, nar ve zeytin üretimi açısından önemli yere sahiptir. Ülkemizde büyükbaş hayvan varlığının yüzde 13’ü küçükbaş hayvan varlığının da yüzde 17,8’i deprem illerindedir. Bakanlık verilerine göre depremde 8 bin 241 büyükbaş, 64 bin 260 küçükbaş, 42 bin kanatlı hayvanın öldüğü açıklanmıştır. Adıyaman’da 533 bin, Malatya’da 168 bin civciv telef olmuştur. Hayvan yetiştiricilerinin kaybı 602 milyon 500 bin olarak tahmin edilmektedir. Hayvan stresi ile koyunların kuzu, keçilerin oğlak, ineklerin yavrularını atması ya da yetersiz beslenmeyle kayıpların artması, bölgeden zorunlu hayvan gidişinin ve kesimin artması zararı düşünüldüğünde sorun daha derinleşmedir” şeklinde konuştu.
Deprem bölgesinde 233 bin 230 ağıl, 13 bin 284 ahırın yıkılmasının ve 5 bin 756 arı kovanının zarar görmesinin maliyetin boyutlarını artırdığını belirten CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Adana, Diyarbakır, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Hatay’da özel sektöre ait 558 bin 250 ton kapasiteli 12 ürün deposunun; kapasite olarak yüzde 26.1’i ağır hasarlı, yüzde 33,4’ü orta hasarlı yüzde 40,6’sı ise az hasarlı olarak; 221 milyonluk bir zarar oluştu. Toprak Mahsulleri Ofisine ait 315 bin 100 ton kapasiteli 18 depo yüzde 9,5’i yıkık, yüzde 22.1’i orta hasarlı, yüzde 68,4’ü az hasarlı ve toplam 81 milyon tahmini zarar gördüğü dikkate alındığında sorunun boyutları daha iyi anlaşılacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Deprem bölgesinde depolama, taşkın, kontrol, sulama ve kamu kurumları tesisleri önemli zarar gördüğünü aktaran CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Bölgede yem ve tarımsal üretim için tohum, gübre ve ilaç başta olmak üzere temininde aksamalar yaşanması; ekili ve ekilecek alanlar için sorunlar da artmıştır. Tarımın bölgede sürdürülebilmesi için bitkisel üretim ve hayvancılık sektörleri sorunlarına hızlı çözümler sağlanmalıdır. Tarım sektöründe meydana gelen hasarları toplamı ilk tespitlere göre 24 milyarın üzerindedir” ifadelerini kullandı.
Depremde zarar gören hayvanların yerine hayvan dağıtımının süreklilik adına önemli olduğuna değinen CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Hasar gören ahır ve ağılların onarımı yıkılanların inşası, hayvan çadırı temini, kaba ve keşif yem, ilaç ve aşı süreci takibi depo işleme tesisi, silo yapım ve onarımları sürecin aylara sarkacağını göstermektedir. Hayvan kayıplarının karşılanması traktör hasarlarının giderilmesi yeniden ekim süreci için tohum gübre desteği ve sulama tesislerinin yapılması gibi sorunlar acil konulardır” dedi.
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçinin ürettiği ürün ve süt alım işlemleri sağlanıp; bölgeye özgü ek destekler verilmesi gerektiğini de ifade ederek, “Ekilmeyen sahibi vefat eden ya da bölgeden göç eden arazilerde üretim sağlayıcı önlemlerde bir an önce sağlanmalıdır. Deprem ile tarımsal altyapı, hayvancılık ve mahsullerde oluşan kayıpların gıda da yaratacağı sorunlar için ciddi önlemler alınmaması ithalatın artmasına neden olarak raftaki ürün fiyatlarına yansıyacaktır. Üretim ve verim kaybının depolanan ürün kayıplarına yansımasının önlenmesi sağlanmalıdır. Tarımsal üretimin yüzde 20 den fazla zarar görmesi ile oluşacak sorunları aşmak acil ve hızlı müdahaleler ile sağlanabilir” diye konuştu.
TABAN FİYATLAR AÇIKLANSIN
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer üretim kayıpları telafisi için desteklerin artırılmasını, gübre, tohum, tarımsal ilaçta mağdur çiftçilere kolaylık sağlanmasını,yem sorununun giderilip hayvan kayıplarının telafi edilmesini istedi. Bazı bölgelerde Mayıs sonu hasat başlayacak ürünler içinde taban fiyatın bir an önce açıklanmasını ve çiftçi refahını sağlayacak düzenlemelere gidilmesini istedi. Et ve sütte yaşanan sorunun gebe ve süt inekleri ile düveler kesilirken iktidarın durumu seyretmesinden kaynaklandığını ve yem fiyatlar müdahale etmeyerek çözümü ithalatta aramasının sorunları katladığına da değindi. Gürer,geçtiğimiz yıl TMO buğday arpa gibi ürünlere verdiği taban fiyat TÜİK enflasyonu dikkate alarak değerlendirildiğinde. Buğdayın maliyetinin kilo olarak 10 TL ,arpanın 9 TL, mercimek 15 TL geçtiğini buna eklenecek çiftçi kazancı da gözetilerek fiyat açıklanmasının önemli olacağını ifade etti. Gürer üretimin artması girdi maliyetleri düşmesi ve ithalatçı değil kamucu bir yaklaşımla ele alınması durumunda çözüm geleceğini de sözlerine ekledi.