CHP'li Toprak: "İktidar en çok 'istifa' sözcüğünden korkuyor"

Gündem

CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, haftalık değerlendirme raporunu bugün yayınladı.

CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, “İktidarın en korktuğu sözcüklerden birisinin ‘istifa’ olduğu, spor müsabakalarına ilişkin peş peşe alınan yasak kararlarıyla açığa çıktı. En küçük demokratik tepkiye, slogana bile tahammülsüzlük, iktidarın demokrasi ve özgürlük karşıtlığının, otokrat zihniyetinin dışa vurumudur” dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, haftalık değerlendirme raporunu bugün yayınladı. Toprak, raporunda şunları kaydetti:

"İKTİDAR, RANT PLANLARININ ARKASINDAKİ NİYETİ MİLLETLE PAYLAŞMALI

 İstanbul’da 1,5 milyon binanın yıkılarak Avrupa ve Anadolu yakalarında belirlenen, ancak açıklanmayan ‘rezerv alanlara’ taşınması planı, deprem kaygısından rant devşirmektir. Kuraları çekilen 250 bin TOKİ programıyla 3 milyon konuta ulaşan inşaat-beton kampanyasının finansmanı için hangi tavizler, taahhütler verilecek? Böylesi bir beton kampanyasının finansmanı için sağlanacak iç ve dış kaynaklarla anlaşıldığı kadarıyla bazı kesimlere, kişilere, şirketlere uzun vadeli imtiyazlar, tavizler, taahhütler verilerek KÖİ benzeri bir modelle ülkenin geleceği, ulusal ve ekonomik bağımsızlığı ipotek edilecek. İktidarı; şeffaflığa, hesap vermeye, bu beton ve rant planlarının arkasındaki gerçek niyeti milletle ve Meclis’le paylaşmaya çağırıyorum. Olası iktidar değişikliğinde bu planların, imtiyazların ve kontratların tümü iptal edilecektir.   

TRİBÜN YASAKLARI, OTOKRAT ZİHNİYETİN DIŞA VURUMUDUR

 İktidarın en korktuğu sözcüklerden birisinin ‘istifa’ olduğu, spor müsabakalarına ilişkin peş peşe alınan yasak kararlarıyla açığa çıktı. Sporda Şiddetin Önlenmesi Yasası bahane edilerek getirilen deplasman yasakları, aynı yorumla seyircisiz maç, stat kapatma ve giderek sporu yasaklamaya kadar varabilir. Pandemi sürecinde maçlar seyircisiz oynanırken boş tribünlere yerleştirilen Cumhurbaşkanı Erdoğan posterleri, AKP ve iktidar pankartları canlı yayınlarda izletildi. Kamu kaynaklarıyla inşa edilen statlara kendi isimlerini verdiler. Kaldı ki tribünlerdeki taraftarlar, kimi zaman kulüp ve federasyon yöneticilerinin istifasını da istiyor. En küçük demokratik tepkiye, slogana bile tahammülsüzlük, iktidarın demokrasi ve özgürlük karşıtlığının, otokrat zihniyetinin dışa vurumudur.  

KIZILAY’I TİCARİLEŞTİRENLER, ADALETE HESAP VERECEKLER

 Kızılay, 6 Şubat depreminde hayati ve insani yardım faaliyetleriyle değil, holding yapısıyla ticari ve kâr öncelikli faaliyetleriyle, soğukta-açıktaki depremzedeye çadır satışlarıyla gündeme geldi. 155 yıllık hayır ve afetlerde insani yardımla görevli bir kurumun, 2018’de tek kişi yönetimine geçiş sonrası siyasi rant, partizanlık ve kâr hırsıyla nasıl çökertildiği, ‘aile ve parti holdingine’ dönüştürüldüğü açığa çıktı. Kızılay ticari bir kuruma dönüştüğü için uluslararası insani yardım kuruluşları ve Kızılhaç, depremde iş birliği yapmaktan kaçındı. Kızılay’ı holdingleştirip ticarileştirenler, kazanç ve kâr kapısı olarak parti şirketi haline getirenler, adalete hesap vereceklerdir.

YOKSULLUK SINIRI, ASGARİ ÜCRETİN ÜÇ KATININ ÜSTÜNE ÇIKTI

 2023 için yüzde 20 olarak ilan edilen yıllık enflasyon hedefinin yarısı, iki ayda gerçekleşti. TÜİK, deprem bölgesinde veri derleyemediğini açıkladı. Dolayısıyla resmi şubat enflasyonunun, açıklanan yüzde 3,15’ten daha yüksek olduğu öngörülebilir. Asgari ücret, enflasyon artışıyla 2 ayda 9 bin 425 TL’ye çıkan açlık sınırının altında kaldı. Şubatta açlık sınırının 9 bin 425 TL’ye, yoksulluk sınırının 30 bin 700 TL’ye yükselmesi, resmi enflasyonun gerçeklerle örtüşmediğinin en somut göstergesidir. Ocakta yüzde 55 artışla 8 bin 500 lira olan asgari ücret, iki ayda açlık sınırının yaklaşık bin TL altında kaldı. Yoksulluk sınırı ise asgari ücretin üç katının üstüne çıktı. Yüzde 3,15 olarak açıklanan enflasyon, kitlelerin açlık ve yoksulluğa mahkum edildiğini görmezden gelmektir. İktidar, asgari ücret, memur ve emekli maaş zamlarının mart-nisanda gözden geçirileceği sözünü tutmalıdır.

TEMEL GIDAYA ERİŞİM İÇİN ACİL ÖNLEM ALINMALI

 Geçtiğimiz yılın son aylarında yavaşlamaya başlayan ihracat, şubatta depremin de etkisiyle düşüşe geçti. İhracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,4 azalırken ithalat yüzde 10,6 arttı. İlk iki aydaki dış ticaret açığı 26 milyar doları aştı. 2023 sonunda 80 milyar dolar öngörülen dış ticaret açığının dörtte birinden fazlası, iki ayda gerçekleşti. Domates başta olmak üzere sebze fiyatlarında, et ve yumurtada yaşanan olağanüstü fiyat artışları, market raflarının boşalmasını, pek çok ürünün yeterince bulunamamasını beraberinde getiriyor. Ticaret Bakanlığı domates ihracatına kısıtlama ve yasak getirirken kuş gribi nedeniyle 6,5 milyon tavuğun itlaf edilmesi, beyaz et-yumurta üretiminde düşüşe, fiyat artışlarına yol açtı. Tüm bu tablo, önümüzdeki günlerde sebze, et, yumurta vb. gıda fiyatlarında büyük çaplı yükselişlerin yaşanacağını, temel gıdaya erişim için acil önlem alınmasını gündeme getirmektedir.

ABD, TÜRKİYE’YE AĞIR SUÇLAMALAR GETİRİYOR

 ABD yönetimi, bir yandan deprem yardımı vaat ediyor diğer yandan açıkladığı Terörizm Raporu’nda Türkiye’ye ağır suçlamalar getiriyor. ABD Ticaret, Maliye ve Adalet Bakanlıkları, yayınladıkları ortak uyarı deklarasyonuyla tüm ülkelerin şirketlerine Rusya yaptırımlarının ‘Türkiye üzerinden delinmemesi, ticari faaliyetlerin yakından izlendiği’ uyarısında bulundu. Hatırlanacağı gibi, yaptırımların Türkiye üzerinden delinmemesi konusunda uyarıda bulunmak üzere ABD Maliye Bakanlığı Terörizm ve Mali İstihbarat Müsteşarı Brian Nelson, şubat ayında Türkiye’ye gelerek iş dünyası, bankalar ve iktidar bürokratlarıyla görüşmeler yapmıştı. Şimdi uyarının üç bakanlık tarafından ortaklaşa resmileştirilmesi, resmi açıklamada Türkiye’nin ismine ısrarla yer verilmesi, olası yeni adımların ve gerginliklerin işareti olarak görülebilir.

TAHIL KORİDORU ANLAŞMASI SONA ERECEK

 Süresi 18 Mart’ta sona erecek Tahıl Koridoru Anlaşması öncesinde Rusya, gemi çıkışlarını yavaşlatma yoluna giderken anlaşmanın uzatılması için tahıl ve gübre ihracatı önündeki engellerin kaldırılması koşulunu getirdi. ABD, Rusya’nın koşuluna karşı çıkıyor. Rusya, koşulları kabul edilmezse anlaşmayı uzatmayacağını ilan ediyor. Buna bağlı olarak ABD ve Rusya, kendi yanlarında yer alması ve lehlerine tutum takınması için Türkiye üzerindeki baskılarını artırma yoluna gidebilir.”

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.