İzmir'in Bayındır ilçesinde iktisadi ve yaban hayatını katledecek maden ocaklarıyla ilgili sorusunu yanıtlamayan Bakan Kurum'a seslenen CHP'li Beko, "Kamusal sorumluluğun gereği olarak bu yanlışı durdur" diyerek çağrıda bulundu.
CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, İzmir'in Bayındır ilçesinde karacaların yaşam alanı olan Ovacık'taki Yaban Hayatı Koruma Sahası'na yapılacak maden ocağının yaratacağı zararları hatırlatarak, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'a, "Bölgede kurulması planlanan madenlerin yol açacağı kirlenmenin birincil ve bölgenin önemli bir tarımsal üretim alanı olmasından kaynaklı ikincil etkilerinin halk sağlığı üzerinde yaratacağı riskin ortadan kaldırılması için neler yapılacak?" diye sordu.
Soru önergesine, "ÇED yönetmeliğinin 6. maddesinin 4. bendi gereğince projeye ilişkin ÇED süreci sonlandırılmış olup, devam eden bir ÇED süreci bulunmamaktadır. " cevabının gelmesine tepki gösteren Beko, bölge halkının tedirgin bir şekilde doğasının korunmasına yönelik bir girişim, bir haber beklediğini, oradaki köylünün, çiftçinin endişesini giderecek bir cümlenin kurulmasını hatta bu yanlıştan bir an önce dönülmesini beklediğini açıkladı.
ATANMIŞ BAKANLAR CEVAP VERMEKTEN ACİZ!
Meclis gündemine kamuoyunu bilgilendirmek adına verdiği birçok önergesine yanıt verilmediğini, gelen yanıtların ise konuyla alakalı olmadığını belirten CHP'li Beko,"AKP'nin atanmış bakanları halk için sorduğumuz sorulara ya yanıt vermiyor ya da böyle alakasız şekilde yazılar yolluyorlar. Bu kabul edilemez. Ben binlerce yurttaşın oyuyla seçilip gelmiş bir milletvekiliyim ve sorularımı halk ve toplum yararına soruyorum. O atanmış bakanların halkın sağlığını, çevresini, yaşam alanlarını hiçe sayarak tek adama biat etmelerinin bir sonucunu görmekteyiz. Ben de söz veriyorum, o oturdukları makamı hak etmeyen liyakatsiz, bilgisiz ve halkı umursamayan o atanmışların bütün yanlışlarını ortaya koymaya, afişe etmeye devam edeceğim" sözleriyle tepki gösterdi.
O BÖLGE İÇİN AĞIR KİRLENME UYARISI
İzmir'in Bayındır İlçesi Sarıyurt ve Kızıloba Mahallesi Mevkii'nde yılda 150 bin ton kurşun ve çinko çıkaracak kapasitede bir maden ocağı yapılması için son derece önemli bir yaban hayatını yok edilmek istendiğine dikkat çeken Beko, koruma alanı olmasının yanında çok verimli topraklara sahip olan bu bölgede yaşayan ve iktisadi faaliyetini sürdüren yurttaşların çok ağır birincil ve ikincil kirlenmelerle karşı karşıya kalabileceğini söyledi.
Maden ocağı yapılmak istenen bölge halkının sağlık sorunlarıyla ilgili büyük bir endişe yaşadığını vurgulayan Beko, üretilen tarım ürünleri üzerinden yol açacağı ikincil kirlenmenin ülke içine ve dışına yayılma riskine dikkat çekerek, "Olası tehditler nedeniyle köyde büyük bir sağlık ve doğa krizinin yaşanması büyük bir ihtimalle kısa sürede etkisini gösterecektir. Kamusal sorumluluğun gereği olarak kamu kurumlarınca bu krizin ortaya çıkmadan engellenmesi yoluna gidilmelidir. Bu gerçekleşmezse kamunun yine aynı kapsamda, büyük ölçekli olarak ortaya çıkması kaçınılmaz bu krize hazırlık yapmış olması gereklidir. Tüm bu olumsuz tabloya bir de bölgede olası büyük ölçekli ekonomik kayıpların eklenmesi beklenmelidir" uyarısında bulundu.
MADEN VE BETON SEVER YANDAŞA İHALEYE DEVAM
Tek adam yönetiminin maden ve beton sever yandaş şirketlerine trilyonlar kazandırmaya devam ettiğini ileri süren Beko, "Tek adam kendi yandaş şirketlerini ihaleler vermekten bıkmadı. Bugün Kaz Dağlarında köylüler, vatandaşlar ayakta. Türkiye'yi köstebek yuvasına çeviren yandaş şirketler, Giresun'da sellere neden olan HES'ler, Fatsa'da bir çevre katliamı, Aydın'da JES'ler kurmaya devam ediyorlar. Yaşanan çevre felaketlerini görmeyen iktidar ve atanmışları ondan sonra halkı suçluyorlar. Seçim öncesi imar izinleri, vahşi şekilde denetimsiz yapılan çalışma doğaya ve yaşama büyük zarar veriyor" açıklamalarını yaptı.