CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, hastanede çalışan imamlara yüzde 100 zam yapılırken, hekimlere sadece 16-50 arası yapılan zamma tepki gösterdi. Beko, 3 kuşağı birden yoksullaştıracağı raporlara girmiş şehir hastanelerinin geldiği noktaya dikkat çeken eleştirilerde bulundu. Hastane çalışanı imamlara yapılan yüzde 100 zammın bütün sağlık çalışanlarına da yapılması gerektiğini vurgulayan CHP'li Beko, 3 kuşağı yoksullaştıran şehir hastanelerine hasta ve hastalık garantisi veren başka bir örneğinin olmadığını söyledi.
Sağlık Bakanlığı, pandemi servisi dışında çalışan doktorlara fazla ödeme yapılmaması için uyarı yazısı göndererek, pandemi servislerinde çalışmadığı halde destek veren doktorlara da yüzde 100 ödeme yapılması halinde bunun 'sebepsiz zenginleşme' sayılacağını savunarak, idari ve cezai işlem uyarısında bulundu. Gönderilen yazı hastanelerde çalışan imamlara yüzde 100 oranında ek ödeme yapıldığını akıllara getirdi. Bakanlıktan gönderilen yazıya tepki gösteren CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, "Demek ki hastane çalışanları içerisinde doktorlar, hemşireler, teknisyenler değil bir tek imamların 'zenginleşmesi' isteniyor. Diyanete 11,5 bütçe ayırıyorsun, hastane çalışanı imama yüzde 100 zam veriyorsun ama sıra canı pahasına mücadele veren sağlık emekçilerine gelince çok görüyor ve musluğu kesiyorsun. Bunun kabul edilecek bir yanı yok" dedi.
'BU AYRIM MEMURLAR YASASINA DA AYKIRI'
"Sağlıkta dönüşüm" adı verilen ve aslında sağlık hizmetlerini tamamen piyasaya açan saray yönetiminin her konuda olduğu gibi bu konuda da ortaya koyduğu projelerin dibe vurduğunu ifade eden Beko, sağlık hizmetlerinin işçi sınıfının geniş kesimleri için asgari düzeyde ulaşılabilen bir hizmet haline getirildiğini vurguladı. Beko, "Hastane çalışanı imamlara ne yapıldıysa aynısının sağlık çalışanları arasında ayrım yapmaksızın hepsine yapılması gerekir. Bakanlık yayınladığı genelgeyi derhal geri çekmelidir. Kamu çalışanları arasında yapılan ek ödeme ayrımı aynı zamanda memurlar yasası olan 657'ye de aykırılık teşkil etmektedir" uyarısında bulundu.
SAĞLIKSIZ BİR TOPLUM SERMAYE İÇİN 'FIRSAT'
Sağlık politikası olmayan tek adam yönetiminin, "Paran kadar sağlık" anlayışıyla, sağlığın bir kamu hizmeti olduğunun unutturulmaya çalışıldığını söyleyen Beko, halkın sağlık hizmeti alabilmek, vergi, Genel Sağlık Sigortası Primi, katkı-katılım farkları gibi ödemeler yapmak zorunda kaldığını hatırlatarak, "Toplumun hasta olmasını engellemeye yönelik koruyucu sağlık hizmetlerinin altı giderek boşaltıldı. Bunun sonucu olarak tedaviye yönelik hizmetlerde bir patlama yaşandı. Sağlık hizmetinin kamusal bir hizmet olmaktan çıkmasıyla, sağlıksız bir toplum sermaye için "fırsat" olarak görüldü. Daha fazla kar için sağlıklı yaşam hakkımız engellendi" eleştirisinde bulundu.
3 KUŞAĞI YOKSULLAŞTIRAN PROJE
Bir ülkenin Sağlık Bakanlığı'nın garanti sözleşmelerinde hasta ya da hastalık garantisi veren başka bir örneğinin olmadığını söyleyen Beko, tepkisini şöyle sürdürdü: "Şehir hastanelerinin finansman modelinin 2017 Şubat'ında yayınlanan Kalkınma Bakanlığı Raporunun da açığa çıkardığı gibi üç kuşağı birden yoksullaştırma potansiyeli taşıdığı artık anlaşılmıştır. Sağlıklı toplum yaratma derdinde olan ülkelerin önce hasta olmamayı sağlayan önlemleri almaları gerekir. Temel görevlerinden biri hasta olmamayı sağlamak için gerekli tedbirleri almak olan bir kurumun politika yapıcılarının böyle kararlar alması hiçbir şekilde kabul edilemez. Hastane büyüklüğünün faydasından kim ya da kimler nemalanıyor? Sorgulanması gereken nokta burası. Kamu mu, halk mı, yoksa birkaç yandaş mı? Eski semt hastanelerinin ne kadar önemli olduğu pandemi sürecinde bir kez daha iyi anlaşılmıştır. Kısacası sağlıkta dönüşüm programı hem hizmet alanları hem de hizmeti sunanları tehdit eden bir düzen yarattı."