Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Tekalif-i Milliye benzetmesi ile yapmış olduğu bağış kampanyası açıklamalarına CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin'den tepki geldi.
CHP'li Şahin'in basın açıklaması şöyle:
"15 Temmuz darbe girişimine “Allah’ın lütfu” diyenler iktidarlarını zora sokan bir durumla karşılaşınca milleti göreve çağırmayı, milletten bağış dilenmeyi huy edinmiştir.
Vatandaşa yardım için ‘sana yardım edeceğim ama önce sen bana yardım et’ diyerek bağış kampanyaları düzenleyen AKP kendi iktidarını korumak için Korona salgınını “milli mücadele” ilan etmekte ve bunu meşrulaştırmak içinde de bağış kampanyasını Tekalif-i Milliye emirlerine benzetme gafletinden geri durmamaktadır.
Vatanın büyük bölümü işgal altındayken milletin emperyalist işgale karşı sürdürdüğü Kurtuluş Savaşı’nın en kritik döneminde halkın elindeki imkanların bu mücadelenin başarısı için seferber edilmesini amaçlanarak uygulanan Tekalif-i Milliye ile vatan kurtulmuş ve kurulan Cumhuriyet ile bugünlere gelinmiştir.
IBAN yollayarak yardım dilenir hale gelmiştir
İktidara geldikleri günden bu yana geçen 19 yılda Cumhuriyet kazanımlarını yabancılara ve yandaşlarına peşkeş çeken, her şeyi özelleştirip satan, üretimi terk edip ülkeyi dışa bağımlı hale getiren, bugünler için ayrılan memleketin kefen parası olan İhtiyat Akçesini dahi yandaş müteahhitlerinin paralarını ödemek için heba ederek hazineyi tam takır kuru bakır bırakan AKP ve Saray gelinen süreçte, vatandaşın IBAN'ını toplayıp para yollayacağına vatandaşa IBAN yollayarak yardım dilenir hale gelmiştir.
Dünya ülkeleri vatandaşına ‘‘Sen sağlığına bak başka hiçbir şey düşünme, devlet olarak ben sana azami ölçüde destek vereceğim’’ derken, her mikrofon başına geçtiğinde dünyanın lider ülkesi ve en büyük ekonomilerden biri olmakla övünerek gözümüzün içine baka baka aklımızla dalga geçen AKP genel başkanı, sağlık çalışanlarının malzeme eksiğine rağmen yurt dışına tıbbi malzeme yardımları yapmakta, Suriyelilere harcayacak 40 milyar bulabilirken kendi vatandaşından bağış talep etmektedir. İşsizlik fonundaki paraların hesabını, deprem ve 15 Temmuz şehitleri için önceki kampanyalarda toplanan bağışların hesabını verememektedir. Her fırsatta halktan bağış isteyen AKP hükümeti devletin imajını da yerle bir etmektedir.
Vefakar milletimiz bu muameleyi hak etmemektedir
Saray’ın bir günlük masrafı ile binlerce aileye destek olarak yetecekken hala israftan, şatafattan, yazlık kışlık saraylar yaptırmaktan, hayali kanal projelerini ihaleye çıkarmaktan vazgeçmeyen AKP iktidarı ‘Evde Kal’ dediği vatandaşına geçim parası vermeyi esirgememelidir.
İşgalden kurtulup Cumhuriyet’i kurmak için her şeyini vermiş, 100 yıldır devletine vergisini veren, mevcut hükümetin israflarıyla delik deşik olan ekonomi sonrası sırtına binen türlü türlü ek vergileri, zamları sineye çekerek ödeyen vefakar milletimiz bu muameleyi hak etmemektedir.
Kurtarıcı liderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün TBMM’den aldığı geçici yetkiye dayanarak Tekalif-i Milliye ilan etmesi ile tek adam rejimi sayesinde bütün yetkileri elinde toplayan AKP’nin genel başkanının her sıkıştığında kampanya kararı alması arasında hiçbir benzerlik yoktur.
Yapılmak istenenin bir algı operasyonu olduğu açık ve nettir. Milli mücadele içerisinde olduğumuzu söyleyip halka yeni yükümlülükler dayatarak, batırdıkları ekonomiyi, kuruttukları hazine ve yandaşlarına peşkeş çektiği Cumhuriyet kazanımlarını bu millet unutmuyor ve unutmayacaktır. Bu tarz algı operasyonlarının amacı halka daha fazla yük bindirmenin yolunu açmaktır.
19 yılda zenginleştikçe zenginleşenler yalandan 3-5 maaşını kampanyaya bağışlayarak göz boyayamaz. Vergisini vererek devletine vereceğini veren halk devletine değil, devlet halkına yardım etmelidir.
AKP Genel Başkanı Erdoğan’a açık çağrımızdır;
Şeffaf olun, acilen ortak akıl ve bilime yönelin. Her geçen gün artan vaka ve ölümleri durdurmak adına, Bilim Kurulu kararlarını siyasi ve ekonomik süzgeçten geçirmeye son verip acil olarak yayılımı önleyecek tedbirler olan yaygın test ve sokağa çıkma yasağını uygulayın.
Yolsuzluklarla, peşkeşlerle gasp edilen milletin parasını yerine koyun; böylece ekonomi de sora girmez bu zor günlerde dara düşene de rahatlıkla el uzatılır."