CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Merkez Bankası ziyaretinin nedenlerini açıkladı. "İktidara yürüyen bir CHP’nin karşı karşıya kalacağı faturanın konuşulması ve bu faturanın daha fazla büyütülmemesi için neler yapılması gerektiği konusundaki görüşlerimizin aktarılması amacıyla ziyaret ettik. Tarafsız olması gereken, bağımsız olması gereken Merkez Bankası’nı gidelim bir uyaralım dedik." ifadelerini kullandı.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “CHP Ekonomi Masası TV” adlı Youtube kanalında ekonomist Devrim Zelyut'un sorularını yanıtladı. Öztrak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, kendisinin de yer aldığı bir heyetle Merkez Bankası'na gerçekleştirdiği ziyaretin nedenini şu sözlerle anlattı:
– Türkiye ekonomisinin gidişinin hiç de hayra alamet olmadığını ve bunun faturasının ciddi ölçüde milletimize çıktığını ve yine bu faturayı, artık ayan beyan görüldüğü gibi iktidara yürüyen bir Cumhuriyet Halk Partisi var, iktidara yürüyen bir Cumhuriyet Halk Partisi'nin karşı karşıya kalacağı faturanın konuşulması ve bu faturanın daha fazla büyütülmemesi için neler yapılması gerektiği konusundaki görüşlerimizin aktarılması amacıyla, Genel Başkanımızın vermiş olduğu bir kararla Merkez Bankası'nı gittik ziyaret ettik.
HERKESE AYNI MESAFEDE DURMASI LAZIM
– Türkiye'de adının başında Cumhuriyet olan iki tane müessese var. Bunlardan bir tanesi Merkez Bankası, diğeri de savcılar. Dolayısıyla bunların herkese aynı mesafede durması lazım. İktidara yürüyen bir parti olarak Merkez Bankası'nı ziyaret ettiğimizde önümüze çıkacak olan faturanın nasıl kontrol altına alınabileceği konusunda Başkana gereken mesajlarımızı ilettik.
EKONOMİDE ÇIKAN YANGIN NEDENİYLE ZİYARET ETTİK
Vatandaşlarımız çok ciddi (ekonomik) sıkıntılarla karşı karşıyalar. Dolayısıyla buna bir neşter atmak lazım, burada bir uyarı yapmak lazım. Daha önce yangınlar nedeniyle Türk Hava Kurumu'nu ziyaret etmişti Genel Başkanımız, bu sefer de Türk ekonomisinde çıkan bu yangın nedeniyle Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nı ziyaret ettik.
GEÇMİŞTE YÜKSEK OLAN KAMUNUN BORCUYDU, ŞİMDİ VATANDAŞIN BORCU
Öztrak, geçmiş dönemlerde ekonomide yaşanan sıkıntılarla günümüzde yaşanan süreci şu ifadelerle karşılaştırdı:
– Geçmişte yüksek olan kamunun borcuydu, bugün yüksek olan vatandaşın borcu. Vatandaş ağır bir biçimde dövizde borçlanmış vaziyette. Vatandaşlarımızın bir kısmı da Türk Lirası'na güvenmedikleri için mevduatlarını dövizde tutuyorlar. Bütün bunlar ve ekonomide ciddi bir pahalılık hakim. İşsizlik, kim ne derse desin artıyor. Artık iktidara 1990'lı yıllar da yetmiyor, geçen gün Ticaret Bakanı çıkmış, 70'li yıllarla bugünün rakamlarını karşılaştırmaya başlamış.
GİDİYOR BUNLARLA ÖVÜNMEYE KALKIYOR
– Bazen bu anlatılan hikayelere şaşıp kalıyorum. Bir iktidar düşünün, 11 yıl önce bir söz vermiş, ‘2023'te ben ihracatı 500 milyar dolar yapacağım' demiş, 220 milyar dolarlarda kalmış, şimdi gidiyor bunlarla övünmeye kalkıyor… Şu anda Türkiye'de; vermiş olduğu taahhütleri tutamayan, taahhüt ettiği milli gelirin yarısına bile ulaşamayan, kişi başına gelirin yarısına bile ulaşamayan, indirmeyi taahhüt ettiği işsizlik rakamının 2 katında kalan bir yönetim var.
GÜVEN DUYULMAYAN BİR İKTİDAR
– Diğer taraftan baktığınız zaman hakka, hukuka, adalete hiç de riayet etmeyen, demokrasimizi sürekli yıpratan, Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuk devleti olma vasfını dünya liglerinde sürekli gerileten, dolayısıyla da güven duyulmayan bir iktidar var. Bir de bunun üstüne bu yönetime boyun eğmiş, bir Merkez Bankası da ortaya çıktığı zaman artık Türkiye'de enflasyonun düşeceğine, Türk Lirası'nın istikrara kavuşacağına kimse inanmıyor.
CİDDİ BİR YÖNETİM BECERİKSİZLİĞİ VAR
– Biz bu nedenle Merkez Bankası'na gittik, dedik ki, ‘Artık bu faturayı daha fazla büyütmeyin. Kanunun size verdiği görevi yapın. Araç bağımsızlığınızı koruyun. Evet hedef belirlemede hükümetle birlikte hareket edeceksiniz ama o hedefe ulaşma konusunda elinizdeki araçları bağımsız olarak kullanmanız gerekirken bu araçları talimatla kullandığınız yönünde bir izlenim yarattığınızda ne dövizi kontrol edebilirsiniz, ne faizi kontrol edebilirsiniz, ne risk priminizi kontrol edebilirsiniz, ne de enflasyonu kontrol edebilirsiniz.' Baktığınız zaman Türkiye'de olan biten budur, ciddi bir yönetim beceriksizliğidir.
KARARLARINI BAĞIMSIZ ŞEKİLDE ALMASI PEK MÜMKÜN GÖZÜKMÜYOR
– Biz de dedik ki, tarafsız olması gereken, bağımsız olması gereken Merkez Bankası'nı gidelim bir uyaralım. ‘Arkadaş görevini layığıyla yap, insanların sırtına bu kadar fazla yük yükleme.' Onun için oraya gittik. Ha olur mu? Açık söyleyeyim çok zor. Çünkü bu ağır vesayet altında bankanın araçlarıyla ilgili kararlarını bağımsız bir şekilde alması pek de mümkün gözükmüyor.