MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu.
Bahçeli’nin konuşmasından satır başları;
* Şehitler tarihimizin kilit taşlarıdır. Şehitlerimizin teminatıyla sahip olduğumuz mukaddes sınırı tahrip edecek bir silah henüz icat edilmemiştir.
* İdlib’de yaşanan şehadetler milletimizi ziyadesiyle üzmüştür. 34 kahramanımız şehit olmuş 32 kahramanımız yaralanmıştır. Bu alçak saldırının içinde Suriye, İran vardır. Hepsi birden cinayet devriyesine çıkmışlardır.
* Bizim dirimiz asker, vurulanımız şehittir, onların ise dirisi kalleş vurulanı ise leştir. Allah tektir, ordusu Türk oğlu Türk’tür.
* Türk milletine meydan okuyan yiğit evlatlarımıza silah çeken kim varsa dökülen kanlarda boğulmaya sonuna kadar mahkumdur. Erkeğinden kadınına aziz milletimizin her mensubu merttir, sabırlıdır, imanlıdır, yüreği vatan sevgisiyle yoğrulmuştur. Hiçbir zorba Türkiye'ye kanlı dişlerini geçiremez.
* Kudurmuş Esad hayranları söyleyin, bu kutlu vatan bölünebilir mi? Ne ezan susar, ne bayrak iner, ne de vatan bölünür.
İHTİYAÇ OLSUN SİLAH KUŞANIR CEPHEYE KOŞARIM
* Doğu’dan Batı’ya birbirimizden güç alarak birlikte durarak bugünleri atlatacağız. Hiçbir hain emel Türk milletini pes ettiremez. Şehitlik mertebesi ulaşılacak en yüksek mertebedir.
* Asırlardır şehitlerimizin aileleri onların arkasından gözyaşı dökerken tereddütsüz bir cümle dökülmüştür; Vatan sağolsun.
* Kendi payıma konuşuyorum, ihtiyaç olsun, silahımı kuşanır, bayrağımı alır cepheye koşarım. Son ana kadar cephede vuruşur, Allah nasip ederse şehit olurum. Çünkü aklım hep Türkiye’dir.
SINIR DEMEK DEVLET DEMEKTİR
* Sorulacak hesabımız vardır, alınacak intikamımız vardır. Rejim unsurları kaçacak ve saklanacak delik aramanın peşindedir.
* Türkiye egemen senaryoların içinde değildir. Buna gerek de yoktur. Sınır demek devlet demektir. Girenin çıkanın belli olmadığı bir devletin egemenlik hakları çiğnenmiş demektir. Türkiye’nin devlet güvenliği hudut boylarıdır. Bu gerçeği görmeyenlerin alayı birden şer ekseninde toplanmıştır.
İDLİB’DEN ÇEKİLİRSEK HATAY’DAN OLURUZ
* Sorulacak hesabımız, alınacak intikamımız vardır. Rejim unsurları saklanacak delik aramanın derdindedir. Türkiye İdlib’de savaş oyunlarının içinde değildir, buna niyeti de yoktur. Gaye vatandır, sınır, insan güvenliğidir. İdlib’den geri çekilirsek Hatay’dan olmamız kaçınılmazdır.
* Bir Rus haber sitesinde ‘Çalınan şehir Hatay' başlığı ile haber yapılmış, gizli hedefler, sinsi arzular deşifre edilmiştir. Bu utanmazlıktır. Kim Hatay’a göz dikiyorsa, o gözü oyarız. Kim Hatay’a el uzatıyorsa o eli kökünden keseriz.
* Sayın Kılıçdaroğlu ve İyi Parti sizin bunlara dair bir fikriniz var mıdır? Varsa kimlerin hizmetindesiniz? Hadi yok diyelim o zaman ne işiniz var Türkiye’de ne arıyorsunuz siyasette.
* Misak-ı milli coğrafyada bir kuşun kanadı kırılsa, bir masumun göz pınarlarından yaş süzülse Türk milleti dert edinir bedelini de peşinen ödetir. Çevremizdekilere dikiz aynasından bakmayız bakamayız. Bana değmeyen yılan bin yaşasın diyemeyiz, o yılanı yuvasında boğarız.
PUTİN’İN VARMAK İSTEDİĞİ YER NERESİDİR?
* 5 Mart’ta Putin ile yapılacak görüşme çok kritiktir. Putin’in varmak istediği yer neresidir? Dalımızı kesenin damını yıkarız. Türkiye’ye yan gözle bakanın alnını karışlarız. Rusya’nın sıcak denizlere inme planı tarihi bir hedeftir. Şimdi de Suriye ve Libya üzerinden Afrika’ya açılma hedefi gizlemeyecek kadar berraktır.
* ABD’nin Rusya’nın stratejik hedeflerinden habersiz olması abesle iştigaldir. Suriye diye bir devlet fiilen yok hükmündedir. Eğer biz gitmezsek bir gün mutlaka onlar gelecekler, vatana ve millete kastedeceklerdir.
27 ŞUBAT İÇİN TAZMİNAT VE ÖZÜR GÜNDEME GETİRİLMELİDİR
* Bugün Suriye diye bir devlet fiilen yok hükmündedir. Rusya'nın, Türkiye'nin asla kabul etmeyeceği şekilde değişen şartlara göre sınır belirleme çabası bize göre dayatmadır, masayı dinamitlemektir.
Bu kapsamda, Milliyetçi Hareket Partisi'nin yaşanan İdlib gerginliğiyle ilgili görüş ve önerileri sırasıyla şu şekildedir:
* Rusya zorba politikalarını gözden geçirmeli, Astana ve Soçi ilkelerine kesinlikle bağlı kalmalıdır. Türkiye'nin 30-35 km derinliğinde bir güvenli bölge oluşturmasına destek verilmelidir.
* 27 Şubat katliamından dolayı Türkiye'ye özür ve tazminat konusu gündeme getirilmelidir.
* Esad unsurları gözlem noktalarımızın gerisine derhal ve önşartsız çekilmelidir.
* M-4 ve M-5 karayollarının kontrolü müştereken sağlanmalıdır.
* Ülkemiz sınırlarına yığılan sığınmacılarla ilgili alınacak tedbirlerde her ülke destek vermeli, katkı sunmalı, külfet eşit şekilde ve hakkaniyetle paylaşılmalıdır.
* Doğru bir kararla sınır kapılarımız açılınca akınlar halinde yollara düşen sığınmacılara insan hakları ve özgürlük ezberini tekrarlayan Avrupa ülkelerinin çirkin muameleleri, tedirgin duruşları, çelişkili durumları, insani felaketlere duyarsız kalmaları acıklı bir tablodur.