Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) Torba Kanun görüşmeleri devam ederken işçi sorunları için söz alan CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, "AKP Hükûmeti yine işçilerin, emekçilerin yıllar içinde büyük mücadelelerle kazandıkları haklarını bir torba yasa düzenlemesiyle ellerinden almaya çalışmaktadır. 'Esnek çalışma' adı altında Türkiye'de hayatını emeğiyle kazanan milyonların haklarını gasp etme amacını güden bir taslak hazırlanmıştır" dedi.
"Teklif, bir bütün olarak incelendiğinde, pek çok maddesiyle odağında işverenin bulunduğu, işçinin yok sayıldığını görmekteyiz" diyen CHP'li Kani Beko, "Tecrübelerimiz gösteriyor ki işveren odaklı kurgulanan düzenlemelerin işçiler yönünden olumlu sonuçlar doğurmayacağı kesindir. Kaldı ki işveren lehine yapılan tüm bu düzenlemeler için İşsizlik Sigortası Fonu kaynak olarak kullanılmaktadır. Fon'un kurulduğu günden bu yana Fon'dan işverene verilen destek işçiye verilen destekten çok çok fazladır. Hatta, bu destek son yıllarda bariz bir şekilde işveren lehine kullanılmıştır. Fon'un oluşturulma amacı işvereni desteklemek değildir, işsiz kalan işçiye bu süreç içinde hayatını idame ettirecek imkân sağlanmasıdır. İşçiler ekonomik hayatın kurucu unsurlarıdır. Sosyal dengeler bakımından işçinin zayıflatılması ve yoksul bırakılması çalışma barışını olumsuz etkileyen unsurların başında gelmektedir. İşvereni yaşatmak adına işçi korumasız kesinlikle bırakılmamalıdır ancak AKP Hükûmeti ve saray, son on sekiz yılda ülke tarihinin en büyük sömürü düzenini yaratmış, yılların kazanımlarını tek tek yok etmeye girişmiştir" diye konuştu.
AKP, İŞÇİ HAKLARINI YOK ETMEK İÇİN ÇALIŞIYOR
AKP'nin işçilerin bugüne kadarki tüm kazanımlarını yok etme peşinde olduğunu vurgulayan CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, İş Güvencesi Yasası'nın da nasıl yok edildiğini hatırlattı ve şunları dile getirdi: "Hepimizin hafızalarındadır, kısaca "İş Güvencesi Yasası" olarak bilinen 4773 sayılı Kanun, Türkiye Büyük Millet Meclisinde 9 Ağustos 2002 günü büyük mücadeleler sonucunda kabul edilmiştir. İşçiler açısından son derece önemli olan bu düzenleme, uzun yılların mücadeleleri sonucunda 3 Kasım 2002 genel seçimleri öncesinde Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine girmiş ve sendikaların da büyük desteği ve çabaları sonucu kabul edilmiştir. Bu sonucun alınmasında on yıllardır süren bir mücadele, yüzlerce eylem, işçi sendikalarının bu konuda oluşturdukları ortak tavır, kamuoyunda sağlanan meşruluk belirleyici olmuştur. Bugün görüyoruz ki AKP Hükûmeti tüm bu kazanımları yok etmek peşindedir."
100 BİNE YAKIN VATANDAŞ MAĞDUR OLACAK!
Sendikal barajlarla ilgili düzenleme yapılmadığı takdirde 100 bine yakın vatandaşın mağdur edileceğine dikkat çeken Beko, "TÜRK-İŞ, DİSK, HAK-İŞ'e bağlı sendikalarımızın 15 Haziran günü sendikal barajlar nedeniyle yetkileri düşmüştür. Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilecek bir teklifle bu saydığım sendikalar tekrar yetki alamazlarsa sendikalarına bağlı olan 35 bine yakın işçi ve aileleriyle birlikte 100 bine yakın vatandaşımız mağdur olacaktır. Dolayısıyla, en kısa zamanda, geçmişte olduğu gibi, Meclisten üç yıllık toplu iş sözleşmesi yetkisinin derhâl verilmesi gerekmektedir. Mademki torba yasa düzenlemesi yapılmaktadır, hiç değilse işçilerin, emekçilerin lehine bir düzenleme yapın!" açıklamasını yaptı.
İŞÇİYE CEHENNEM, İŞVERENE CENNET SUNULUYOR!
Teklifte işçinin temel haklarının sınırlandırılarak işverenin korunmasının kabul edilemez olduğunu kaydeden CHP'li Beko, kanun teklifinin bütününe bakıldığında işverenlere vergi ve prim teşvikleri artırılırken işçilerin kıdem tazminatlarının ve emeklilik haklarının adım adım kaldırılmasını içeren maddelerin getirilmiş olduğunu söyledi. Beko, "AKP milyonlarca yoksula cennet vadederek iktidara gelmiştir. İktidar olduktan sonra yaptığı tek şey ise ülkemizi tamamen cehenneme çevirmek olmuştur. Yapılan şey işçiye cehennem azabı işverene ise cennet sunmaktır. Getirilen bu teklif ile belirli süreli iş sözleşmelerinin önü açılmaktadır. Bu durumun iki önemli hukuki sonucu vardır. Birincisi, belirli süreli iş sözleşmesiyle çalışanlar iş yasasının iş güvencesine ilişkin hükümlerinden yararlanamayacaklardır. İkinci önemli sonuç ise belirli süreli iş sözleşmesi süre bitimi nedeniyle sona erdiğinde işçi kıdem ve ihbar tazminattan yoksun kalacaktır. Madde hükmünün sonuçlarına bakarsak işverenler iş güvencesi hükümlerine tabi olmadan kıdem, ihbar tazminatı ödemek zorunda kalmadan 25 yaş altı ile 50 ve daha üstü yaş grubundaki işçileri çalıştırma olanağı elde edeceklerdir. Bu durum kıdem tazminatı hakkının adım adım yok edilmesidir. Aynı zamanda eşitlik ilkesine aykırı olduğundan dolayı Anayasa'ya aykırı bir maddedir. Ben de bu maddenin geri çekilmesini talep ediyorum. "Hayır" diyoruz, "Hayır" diyoruz, "Hayır" diyoruz" dedi.