CHP'li Vekil Mahmut Tanal, 1 Mayıs'ı ortaya çıkaran, emekçileri harekete geçiren koşullarla; şu an korona sürecinde işçi sınıfının içinde bulunduğu olumsuz şartların birbirine benzediğini kaydederek, "Gerekirse 1 Mayıs ruhuyla yeni bir mücadele süreci başlatılacak" dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal, yaptığı açıklamada, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü kutladı. Tanal, 1 Mayıs'ın sıradan bir gün olmadığını, işçi sınıfının ödediği büyük ve ağır bedelleri, ölümsüzleşen mücadeleyi sembolize ettiğini kaydetti.
Tanal, Sanayi Devrimi'yle belirginleşen sömürü düzenine başkaldıran, işçi sınıfının tarih boyunca elde ettiği kazanımların bedelini canlarıyla ödeyen, türlü işkenceler gören, iş cinayetine kurban giden emekçiler ile tarihe "Kanlı 1 Mayıs" olarak geçen 1977 1 Mayıs'ında Taksim'deki kutlamalarda hayatını kaybeden tüm emekçileri minnetle ve saygıyla andığını söyledi.
MEYDANLARDA OLMASAK DA BU AKŞAM BALKONLARDA COŞKUYLA KUTLAYACAĞIZ
Bu yıl Emek ve Dayanışma Günü'nün koronavirüs salgınının gölgesinde kutlandığını anımsatan Tanal, "Coşkumuzdan, heyecanımızdan, mücadele azmimizden hiçbir şey eksilmedi. Meydanlarda bir arada olmasak da bu akşam saat 21.00'de kendi imkanlarımızla hazırladığımız pankartlarla, yazılarla donattığımız balkonlarımızda gür sesle marşlar okuyarak, alkışlarla, ıslıklarla 1Mayıs'ı coşkulu bir şekilde kutlayacağız" dedi.
SOSYAL DEVLET İLKESİNİN EKSİKLİĞİNİ YAŞIYORUZ
Tüm dünyayla birlikte Türkiye'yi de esir alan ölümcül virüsün emekçiler ve işçilerin koşullarını, şartlarını daha da kötüleştirdiğini dile getiren Tanal, "Korona günlerinde çok sayıda yurttaşımız işini ve gelirini kaybetti. İnsanlar faturalarını, kirasını ödeyemez hale geldi. Ceplerinde ekmek parası kalmadı. İktidar ise emekçi, çiftçi, küçük esnaf yerine patronları, sermayedarı önceleyen ekonomik tedbir paketlerini açıkladı. Faizle kredi vermenin, alacak ötelemenin adı 'destek' olamaz. CHP olarak ısrarla faizsiz, karşılıksız nakit yardımı yapılması gerektiğini vurguluyoruz. Nakit yardımların tam ve etkin dağıtılmasının en akılcı yolunun da 'Aile Yardımları Sigortası' sisteminin kurulması olduğunu belirttik. Ailelerin özel durumları da dikkate alınarak tüm ailelere salgın süresince aylık en az 2 bin TL ödeme yapılmasını önerdik. Yoksa 4 milyon 400 bin aileye bir defaya mahsus verilen 1000'er lire neye yetecek? Salgın sürecinde Anayasamızda vurgulanan sosyal devlet ilkesinin eksikliğini yaşıyoruz. Sosyal devlet anlayışıyla hareket edilip tüm yurttaşlara asgari düzeyde yaşam olanakları, maddi imkânlar sağlanması gerekirken, vatandaşa İBAN atıp yardım talep ettiler" dedi.
EMEKÇİLERİN İŞ YÜKÜ AĞIRLAŞTI, ÇALIŞMA SAATLERİ UZADI
Salgın süresince iktidar kanadından "Ekonominin çarkları dönecek" lafını çok duyduklarını belirten Tanal, şöyle devam etti: "E çarklar nasıl dönecek? İşçilerle, emekçilerle dönecek. Koronavirüs tehdidinin baş gösterdiği ilk günden itibaren imkanı olanlar tedbirini alıp evinde vakit geçirirken, evine ekmek götürme derdinde olan insanlar ise risk altında çalışmak zorunda bırakıldı. Salgın döneminde fırsatçı patronlar doğdu. Emekçilerin iş yükü ağırlaştırıldı. Çalışma saatleri uzatıldı. Fabrikalarda, şantiyelerde, maden ocaklarında, virüse karşı gerekli tedbirler alınmadan, doğru dürüst maske bile verilmeden işçiler çalıştırıldı. Emekçiler salgın karşısında korumasız bırakıldı. Koranavirüse yakalanan, hastalanan ve hayatını kaybeden birçok işçi oldu. İşçiler sağlıkları ile işleri arasında tercih yapmak zorunda bırakıldı."
İTİRAZ EDENLER İŞTEN ATILDI
Ağırlaşan iş yüküne itiraz eden ve haklarını talep edenlerin ise gözünün yaşına bakılmadığını vurgulan Tanal, "İşten çıkarmalar yaşandı. Benim de kamuoyuna duyurduğum, takipçisi olduğum mağduriyetler oldu. Mesela yandaş patronun Mardin Mazıdağı'ndaki şantiyesinde, uzun süredir bekledikleri zammın maaşlarına yansıtılmasını, uzayan çalışma saatlerinin kısaltılmasını, koronavirüs günlerinde iş yüklerinin daha da ağırlaştırılmamasını talep ederek greve başlayan 100'den fazla emekçinin iş sözleşmeleri feshedildi. Jandarma eşliğinde gece yarısı apar topar şantiyeden çıkarıldılar. İlginçtir, biz de o esnada TBMM'de işten çıkarmayı 3 ay süreyle yasaklayan düzenlemeyi görüşüyorduk. Zaten Cumhurbaşkanı'nın imzası sonrası yürürlüğe giren düzenleme de birçok eksiklik içeriyor. Şu an dışarıda çalışmak zorunda olan işçiler için de sosyal devlet ilkesinin devreye girmesi gerekiyordu ama o da mümkün olmadı" şeklinde konuştu.
1 MAYIS'I ORTAYA ÇIKARAN KOŞULLARLA KORONA SÜRECİNDEKİ OLUMSUZ ŞARTLAR AYNI
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, geçmişte 1 Mayıs'ı ortaya çıkaran, emekçileri harekete geçiren koşullarla; şu an korona, pandemi sürecinde işçi sınıfının içinde bulunduğu olumsuz şartlar ve koşullar birbirine benzediğini kaydederek, şunları söyledi: "1 Mayıs, işçi hareketinin 14 – 15 saate varan, hatta 18 saate kadar çıkabilen çalışma saatlerinin kısaltılması ve 8 saatlik işgünü mücadelesi sonucunda doğmuştu. Koronavirüs salgını sürecinde de işçiler, çalışma saatlerinin uzatılmasından, zor koşullarda çalıştırılmaktan, buna rağmen hakkettikleri ücreti alamamaktan, sağlık ve iş güvenliği konusunda gerekli önlemlerin alınmamasından yakınıyor. 'Salgından sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak' sözünü sık sık duyuyoruz. İşçi sınıfı, emekçiler için de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Küresel sömürü düzeni son bulacak. Salgın sürecinde yaşananlar kapitalizmin çöküşünün yaklaştığını gösterdi. İşçiler, alın terilerinin sömürülmesine izin vermeyecektir. Emek dayanışması güçlenecek, gerekirse 1 Mayıs ruhuyla yeni bir mücadele süreci başlatılacak. Küresel salgın bize bir kez daha gösterdi ki, işçi olmayınca patron da olmaz, üretim de olmaz. Çarkların ancak emekçiler sayesinde döneceği gerçeği akıllara kazındı. Unutulan sosyal devlet ilkesi güçlendirilerek işçilerin hakları korunmalı ve yoksul kesimlere sahip çıkılmalıdır."