CHP Edirne Milletvekili Ahmet Baran Yazgan, bütçe görüşmelerinde iktiadara sert tepki göstererek "Tasarruf adı altında belediyelerimizin çalışmalarını engellemeye çalışıyorsunuz" dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda 2025 yılının bütçe görüşmeleri devam ediyor.
Görüşmeler sırasında CHP Grubu adına söz alan Yazgan, "İktidarınız, garantici bir iktidar. Ama ne için garantici?" sorusuyla konuşmasına başladı.
Yazgan, şöyle devam etti:
"Çocukların okulda aç kalmaması için mi? Hayır! Emeklilerin açlık sınırı altında maaş almaması için mi? Hayır! İşçilerin, insanca yaşayabilecekleri bir ücret alması için mi? Hayır! Halkımızın düzgün beslenebilmesi; eşiyle, dostuyla, ailesiyle, çocuklarıyla dışarıda keyifli vakit geçirebilmesi için mi? Hayır! Peki iktidarınız ne için garantici? Biraz sayalım; halkımızın vergilerini kullandığınız projeleri yaptırdığınız yandaşlar için garanticisiniz, paradan para kazanan eşiniz, dostunuz için garanticisiniz; siz, cebiniz için garanticisiniz, başka bir şey için değil!"
"VERİLER YALAN SÖYLEMEZ"
Bazı veriler paylaşmak istediğini belirten ve "Çünkü veriler yalan söylemez" diyen Yazgan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Sayıştay’ın geçtiğimiz aylarda yayınladığı Genel Uygunluk Bildirimi Raporu’nda hazine garantili borçlara ilişkin önemli veriler vardı. 2023 yılında kur farkı hariç verilen garanti tutarı 96 milyar lira. Peki 2023 yılı içinde sağlanan garantili borçların toplam tutarı ne kadar biliyor musunuz? Tam 348 milyar lira. Aradaki fark ne; kur farkı. İktidarın öngörüsüz politikaları yüzünden Türk lirası değer kaybederken, döviz de değer kazandı. Sonucu, halkın cebinden çıkan 251 milyar lira. Halkımızın ne denli soyulduğunu anlatmak istiyorum. 2024 yılının yalnızca ilk 6 ayında, Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılan karayolu projeleri kapsamında tutmayan araç geçiş garantileri yüzünden 36 milyar lira ödendi. 2025 bütçesinden yine aynı, yani Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılan ulaştırma ve sağlık projeleri için 202 milyar lira ayrıldı. 2017 yılından 2024 yılı sonuna kadar ballı müteahhitlere 187,5 milyar lira ödendi. Aynı dönemde Avrasya Tüneli için 10 milyar lira, şehir hastaneleri için de 186 milyar lira ödeme yapıldı. 2025 bütçesinin belki de en büyük kalemi, bu hazine ödemeleri."
"HEM GARANTİCİ HEM FAİZCİ"
"İktidarın tek garanticiliği de bu değil" diyen Yazgan, şöyle devam etti:
"Devletin iç ve dış borçları dolayısıyla 2025 yılındaki faiz yükü 2 trilyon liraya yaklaştı. Bu, 2024 yılına göre yüzde 50,3 artış demek. Yani 2025 yılında, ayda ortalama 162,5 milyar lira; günde ortalama 5,5 milyar lira, saatte ortalama 225 milyon lira, dakikada ortalama 3,5 milyon lira, saniyede ortalama 62 bin lira ödeyeceğiz. Ve bu bütçeyle tam 632 milyar lira bir de borçlanma yetkisi alıyorsunuz, biz bu paranın nereye gideceğiyle ilgili hiçbir şekilde bütçenin içerisinde doğru cevapları bulamıyoruz. İşçiye, emekçiye, emekliye, öğrenciye vermediğiniz, harcamadığınız para, gelecek yıl faize gidecek. Faiz giderlerinin milli gelire oranı da yüzde 3,2 seviyesinde olacak. Bu da son 12 yılın en yüksek oranı demek. Bu iktidar, işte bu yüzden hem garantici hem faizci iktidardır."
"FIKRA DEĞİL"
Yapımı yılan hikayesine dönen Halkalı-Kapıkule Yüksek Hızlı Tren Hattı projesine de değinen Yazgan, şunları söyledi:
"Size bir şey anlatacağım kendi şehrimden ama fıkra değil. Edirne’deki bir projeden bahsedeceğim. İktidarın yıllardır ‘ha bitti ha bitecek’ diye oyaladığı hızlı tren projesi kapsamında bir viyadük inşa edildi. Bu viyadük öyle bir yerde ki, Edirne’nin merkezindeki iki mahalleyi birbirine bağlıyor. Sosyal medyada da gündem oldu, belki görmüşsünüzdür. Viyadükte 2 araç aynı anda, yan yana geçemiyor. Ben kendim de denedim, karşıdan gelen bir araba olduğu zaman geçemiyoruz. Vatandaş şikayet ediyor. Çözümü Edirne Valimiz Sayın Yunus Sezer buluyor. Yolun iki kenarındaki yaya yollarından biri iptal ediliyor, on gün olmuş viyadük yapılalı, yol genişletme çalışmaları başlatılıyor. Vali Bey doğru olanı yapmış, vatandaşın derdini çözmüş de… Şimdi bu kamu zararı değil midir? Valiler, halka hizmet etmek için sizin yanlışlarınızı düzeltmek görevlileri midir? Bitmeyen projeler para yutuyor, biten projeler para yutuyor, vallahi sizinki para yutma iktidarı olmuş!"
"GERÇEKTEN İÇLER ACISI"
İktidarın yanlış ekonomi ve tarım politikaları ile üreticileri bitirdiğini söyleyen Yazgan, çiftçilerin artık üretimden vazgeçmek üzere olduğunu söyledi. Yazgan, milli gelirin en az yüzde 1’inin tarımsal destek olarak verilmek zorunda olduğunu ancak verilmediğini kaydederek, şunları söyledi:
"Resmen yasayı uygulamıyorsunuz. Yaptığınız kelime oyunları ile güya destek veriyormuş gibi yapıyorsunuz. Bir haberden bahsetmek istiyorum. Türkiye’nin küresel haber ajansı olan Anadolu Ajansı yapmış haberi. Haberde Hollanda’nın tarım ürünleri ihracatına ilişkin veriler yer alıyor. Şöyle diyor Anadolu Ajansı; ‘Hollanda’da çiftçiler kırsal kalkınmadan sürdürülebilirliğe, teknolojiden araştırmaya kadar çeşitli alanlarda destekleniyor.’ Ne kadar manidar değil mi? Çünkü Türkiye’yle ilgili yapamıyor, artık Hollanda’yı yapma gereği duyuyor. Çiftçilerimiz yeterli destek alamıyor. Bu yüzden Anadolu Ajansı, bir de Japon esnafını haber yapıyor. Yine Anadolu Ajansı’nın haberinden okuyoruz; Hollanda’nın tarım ürünleri ihracatı 2023’te tam 135 milyar Euro’yu bulmuş; Hollanda dünyada yenilikçi yaklaşımlara öncülük ediyormuş! Ülkemizin büyüklüğü, Hollanda’nın neredeyse 20 katı. Hollanda’nın ihracatı da bizim 4 katımız. Anadolu Ajansı, Hollanda’yı öve öve bitiremiyor ama mevcut durumumuzla ilgili tek bir tespitte bulunamıyor. Gerçekten içler acısı!"
31 MART SEÇİNLERİNİ HATIRLATTI
CHP’li belediyelerin "silkeleme" söylemiyle birlikte kıskaca alınmaya çalışıldığını belirterek, "Güya belediyelerimiz böylece hizmet edemeyecek ve seçimleri kaybedecek" diyen Yazgan, "Bu düşüncenin arkasında 31 Mart yerel seçimleri yatıyor. Milletimiz sizi öyle bir silkeledi ki hala kendinize gelemediniz, gelemeyeceksiniz de. Milletimizin sizi daha büyük silkelemesinden korkuyorsunuz" ifadelerini kullandı.
Yazgan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Belediyelerimizin borcuna takmışsınız kafayı. Belediyelerimizin borcunu anladık, tamam borcumuz var, belediyelerimiz de öder. Yalnız 8 AKP’li belediyeye ait borç 4,5 milyar lira. Sizden aldığımız belediyelerin borçları da cabası. İktidar, biliyorsunuz, bu sene bir tasarruf genelgesi yayınladı. Tasarruf adı altında belediyelerimizin çalışmalarını engellemeye çalışıyorsunuz, şimdi kanıtlayacağım size. Edirne Belediyemiz, 28 Haziran’da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü’ne bir yazı yazdı. Kadın ve çocukların yararlanması için bir Etkinlik Merkezi kiralamak istediğini söyledi. Bakanlığa ‘Bu tasarruf genelgesine uygun mu?’ diye sordu. Bakanlık 6 aydır yanıt vermedi. Sus pus oldu. Yani yap demiyor, yapma da demiyor; ‘Geçiştirelim, çalışmasın belediye’ anlayışı. Belediyeleri ‘tasarruf’ adı altında çalıştırmayan bakanlıklara sordum, ‘Siz tasarruf yapıyor musunuz?’ diye. Gelen yanıtlar ibretlik. Gelin birlikte bakalım. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ‘Tasarruf yapmıyorum’ diyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, ‘Tasarruf yapmıyorum, yok bizde tasarruf falan’ diyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, ‘Yapmıyorum’ diyor. Millî Eğitim Bakanlığı, ‘Yapmıyorum’ diyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, ‘Yapmıyorum’ bile diyemiyor, topu çeviriyor sağa sola, bir cevap veremiyor. Bir tek Kültür ve Turizm Bakanlığı tasarruf yaptığını söylemiş. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı ve Kapadokya Alan Başkanlığı, bilişim projelerini durdurduğunu söylemiş. Sizin iktidarınızın tasarruf anlayışı, bizim belediyelerimizi çalıştırmamak mı? Bizim belediyelerimizi çalıştırmayarak bir sonraki seçimlerde başarılı olacağınızı falan mı düşünüyorsunuz? Yanılıyorsunuz. Bu iktidar, ‘Sana tasarruf bana değil’ iktidarı. Bu zihniyet yüzünden bu bütçeye kesinlikle hayır diyoruz."